800 yıldır Boztepe'de yatan ahi evren dededen bilirim.
Trabzonlu olmak,
Fatih'in Trabzon'un fethinden çok önce başlar...
***
Bizler laf dalaşını bilmeyiz dostlar.
Hatta kazma/kürek ve sopalarla da dövüşmeyiz dadaşlar ve diğer dostlar gibi.
Yani silah varken elimizi yormayız.
Hem öyle korkutmaya falan da atmayız.
Zaten atsak da korkmaz ki gözünü sevdiğim.
***
Onun için,
Kavgada kestirmeden sonuca ulaşmak için,
Alnının ta ortasından atar,
Sonra içerde hiç yere 30 sene yatarız icabında...
***
Bizi öyle binlerce renk ilgilendirmez.
Bize iki renk yeterlidir.
O renkler tabi ki de,
Bordo ve Mavidir.
***
Ha bir de olmazsa olmaz;
Kırmızı/beyaz...
Zaten yok saymak,
Sıkar biraz.
***
Bir de kutsal bir sayıdır bizde,
61
Tek tek  bir anlamı yoktur bu rakamların.
Ama 6 ve o 1 var ya.
Adamı Trabzonlu yapmaya bire birdir.
***
Evet,
Biz bu 61'e öylesine hastayız.
61 gün kefaret orucu tutmak bile,
Ceza değildir bize aslında.
Zaten o kuralı getiren bizim Oflu Hocadır.
***
Türkiye liglerinde hatırlanırsa,
Bizimle başladı plaka şovlar...
Bezen Trabzonspor maçları yarım kaldığında bile,
Statça bekliyoruz,  
61. dakika şovundan sonra maçtan ayrılıyoruz.
***
Evet,
Bizde slogan bitmez!
Sadece Türkiye'ye değil,
Dünyaya haykırmışız;
"Bize her yer Trabzon!"
Kimseler de çıkıp buna itiraz edememiştir.
Ama bizim yaptığımızı da gelip kimse bize yapamaz.
Biri Çaykara Uzungöl'de denemeye kalktı.
Kısa sürdü macerası...
***
Gittiğimiz şehre,
Yüreğimizle gideriz biz.
Adamlığımızla gideriz...
Kemençemizle türkümüzle gideriz.
Ha ne olur ne olmaz,
Piştovu  da alırız her ihtimale karşı.
***
Köyden gitmişsek İstanbul'a,
İneğimizin resimleri anamızın bohçasındadır mutlaka...
***
Trabzon merkezden gitmişsek gurbete.
O zaman,
Ganita'nın,
Faroz'un,
Uzunkum'un da fotoğrafları olur illaki...
***
Karalahanamız,
Karadır Karayemişimiz.
Denizimiz karadır.
Ama anlımız aktır bizim...
***
Doğrudur,
Dik kafalıyız.
Dikleniriz...
Ama biz bu huyumuzu Karadeniz'in bu dik dağlardan aldık.
***
Evet,
Başımız dumanlıdır bazen.
Bu halimiz de dağlarımızdandır...
***
Ve de hırçınız.
Kıyıları döven dalgalar gibi hırçınız...
O da Karadeniz'in,
Bizdeki ıslak halleridir aslında.
Sonra duruluruz elbet;
Süt dökmüş kedi gibi oluruz...
***
Evet,
Trabzon devlet gibidir.
Kendine mahsus mutfağı vardır.
Karnıyarık,
Yunanistan'da bile yenir.
Vakfıkebir ekmeği,
Türkiye'nin mutfaklarında tüketilir.
Türkiye'ye lezzetiyle ün salmış Akçaabat köftesi,
Ülkeye dağıldı,
Pirali ile başladı.
Binlerce Ali oldular...
Yemesi maharet isteyen,
Tellendikçe yumak olan Kuymağı,
Vücudu onaran Tonya tereyağı.
Karalahana sarması da bizdendir.
***
Unutmamak lazım ki;
Trabzon,'un T'si,
Türkiye'nin T'sidir.
***
Trabzonlu,
Çalışkandır.
Ekmeğini taştan çıkartır.
Eşini ve çocuklarını kimselere muhtaç etmez...
Sokakta kadına laf atmaz Trabzonlu.
***
Trabzonlu,
Gelişmeden yaşayamaz.
Hizmetli girdiği bir kurumdan,
Müdür olmadan emekli olmaz.
***
Trabzonlu,
Asabidir huyu gereği,
Parlar/söner,
Kin tutmaz.
Ama yanlışı ve iyiliği asla unutmaz...
***
Kızını kocaya verirken,
Anne kızına,
"Bu eve artık ölün bile gelemez" der.
Bunu derken,
Aslında,
Kızına,
"Yuvana sahip çık.
Olaylar karşısında pes etme,
Sabırlı ol.
Zorluklarla baş etmeyi bil" demek ister.
***
Trabzonlu,
Borcunu öder,
Alacağını bırakmaz.
Sözünde durur,
Durmayanı pişman eder.
***
Trabzon'un kadını tehlikelidir.
Ciddiye almak lazım.
Kendini tehlikeler karşısında asker gibi korur.
Attığını vurur.
Ve ayrıca her evde bir emanet bulunur.
***
Trabzonlu kadın erkeğine yük taşıtmaz.
Onu önünde yürütür boylarına bakar...
Yadırgayanlara da,
Vali de olsa, lafı çakar...
***
Trabzonlu kadın; ineğini çocuğu gibi sever.
***
Kimse Trabzonluya öküzün trene baktığı gibi baktın,
Dememiştir,
Diyemez.
Çünkü biz Trabzonlular,
Zaten tren görmemişizdir.
***
O yüzden ressamlarımız hiç tren çizmemiştir.
Şairlerimiz ve yazarlarımız da,
Yazmamıştır trenli şiirler ve hikayeler...
***
Bizde otobanlar yoktur.
Çevre yollarımız da yoktur.
Rezidanslarımız ve lüks malikanelerimiz de yoktur bu şehirde,
Ama yeşilin en çılgını vardır.
***
Bizi farklı kılan,
Karadeniz'in gümüşü,
Kıvrak belli hamsimiz vardır.
Yerli ve millidir üstelik.
Kanuni'nin kılıcında bile resmi nakşedilmiştir.
Mısır unu ile tavası yendi mi,
Zeka ve enerji verir...
***
Bu şehrin,
Sanat ustaları var...
Duvar ustaları var...
Gönül ustaları var...
Çünkü,
Şehr-i Trabzon'dur bu şehir.
FIKRA
Temel, kahveden çıkınca kapının önünde bir saatlik bir gecikme için park cezası yazan trafik polisiyle burun buruna gelmiş;
- Yazma şu cezayı memur bey!
Polis onu hiç umursamadan cezayı yazmaya devam edince;
- İşgüzarsın!
Polis Temel'e şöyle bir bakıp;
- Aşınmış lastikler.
Bunun için ikinci bir ceza makbuzunu yazmaya başlamış.
Temel, ne kadar ceza yazarsa yazsın, ona vız geleceğini söyleyince polis ilk iki ceza makbuzunu arabanın sileceği altına sıkıştırıp üçüncü makbuza başlamış.
Bu sürtüşme 20 dakika kadar sürmüş, polis ceza üzerine ceza yazmış.
Temel hiç oralı olmamış.
Yürümüş, karşı kaldırımda park ettiği arabasına binip, sürmüş gitmiş.