İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle birçok Filistinli aile (dolayısıyla da kadın) muhacir durumuna düşmüştür. Yerini yurdunu terk etmek, yâd ellere göçmek mecburiyetinde kalmıştır.

Bu kadınların eşlerinin bir kısmı savaşta şehit olmuş, bir kısmı da sakat kalarak evin geçimini karşılayamayacak duruma düşmüştür. Başta Lübnan olmak üzere, Ürdün, Mısır, Suriye gibi çevre ülkelere gidenler, bu sefer de gittikleri yerlerde geçim sıkıntısı, siyasî kargaşa ve savaşlardan etkilenmişlerdir. Bu noktada aileyi toparlama, kıt kanaat de olsa geçimini sağlama vazifesi kadınlara düşmüştür. Bu ateşten gömleği üzerlerinde taşımışlardır.

           

Hüzünle beslenen Filistinli kadınlar acının içinde doğup büyümüşlerdir. Acı ve gözyaşı onların yabancısı değildir. Zira Filistin 1918'de İngilizler tarafından işgal edildiğinden beri ve 1948'de İsrail'in resmen kurulmasıyla birlikte bu işgal, siyonistler tarafından bütün çirkefliğiyle varlığını sürdürmektedir. Maalesef bugün de bunun en kaba ve çirkin yansımalarını esefle görüyoruz. Bu alçak işgal Filistinli kadınları hep mazlum ve mağdur etmiştir. Mücahit kadınlar bu çetin hayat şartlarında hep başı dik yaşamayı bilmişlerdir. Onun içindir ki Filistin'de "direniş" kadını, kadın da "direniş"i hatırlatmaktadır. Onlar prangalarla yaşamaktansa Müslümanca dik bir duruşla yaşamayı, bu uğurda ölmeyi yeğlemişlerdir. Onlar cennet kadınlarının efendisi Hz. Hatice'yi kendilerine rol model edinmişlerdir.

           

Filistinli kadınlar ne yazık ki ya sonu hüsranla bitecek bir teslimiyetin ya da mücadelenin kaçınılmaz olduğu bir hayata doğuyorlar. Onlar onurlarını ve vatanlarını baş tacı ettikleri için teslimiyeti değil, mücadeleyi tercih ediyorlar. Bunun bedelini de çilelerle ödüyorlar. Filistinli kadınlar maalesef silahların gölgesinde yaşamaya mecburlar. Filistin’de kadınlar ateşten gömlek giyiyorlar üzerlerine. O gömlek onları yakıyor ama onu çıkarıp da atamıyorlar bir türlü. Dünyanın sözde kadın teşkilâtları (savunucuları) Filistinli kadınların bu dramını görmüyorlar mı acaba? Yoksa Filistin’de yaşayan hemcinslerini kadından ve insandan saymıyorlar mı? Asıl mağdur, asıl ezilen Filistinli kadınlar olduğuna göre niçin bu eziyetleri, acıları ve trajedileri görmezlikten geliyorlar? Avrupa’daki kadının pek de korunmaya ihtiyacı yok. Asıl korunması gerekenler, acının döşeğinde sabah etmeyi bekleyen Filistinli kadınlardır. Fakat korumuyorlar işte... Peki niçin korumuyorlar bu yüreği alev ateş yanan kadınları? Çünkü Filistinli kadınlar Müslüman da ondan. Ötesi lâf- güzaftır dostlar...

           

Filistin'de kadın olmak ateşi avuçlama cesareti ve gözü pekliğidir. Filistin'de kadın olmak hayatın yükünü omuzlamaktır. Filistin'de kadın olmak  dayanılmaz acıları göğüslemektir. Filistin'de kadın olmak zulme ve zalime karşı avazı çıktığı kadar bağırmaktır. Filistin'de kadın olmak işsizliğe ve aşsızlığa talip olmaktır. Filistin'de kadın olmak her gün ölümle kol kola yaşamaktır. Filistin'de kadın olmak yüksek taş duvarların ardında, dikenli tellerin ötesinde yaşamaktır. Filistin'de kadın olmak kendi yağıyla kavrulmaktır. Filistin'de kadın olmak buz gibi hapishaneleri yuva bellemektir. Filistin'de kadın olmak bombaların ve ölümün gölgesinde yaşamaktır. Filistin'de kadın olmak dünyadan, dolayısıyla da hayattan tecrit olmaktır. Filistin'de kadın olmak yalnızlığa ve kimsesizliğe alışmaktır. Filistin'de kadın olmak yeri gelince ileri atılarak ölümde ölümsüzlüğü bulmaktır. Filistin'de kadın olmak şehit anası, şehit kızı ve şehit eşi olmaktır. Filistin'de kadın olmak intifada ben de varım diyerek İsrail zindanlarında yaşayabilmeyi göze alabilmektir.  Filistin'de kadın olmak evlâdını cennete uğurlarken düşmanlar sevinmesin diye gözyaşını içine akıtabilmektir. Filistin'de kadın olmak ümmetin derdiyle dertlenip kendi derdini unutmaktır. Filistin'de kadın olmak insan olmaktır.

        

Saldırganlıkta sınır tanımayan siyonist işgal güçleri kadınları yıldırmak için yapmadıkları iş kalmasa da bu imanlı kadınlar asla yılmıyor. Hâl ve hareketleriyle adeta ölüme meydan okuyor bu yürekli analar ve bacılar. Kendi öz vatanlarında, inançları doğrultusunda onurlu bir şekilde hayat sürmenin mücadelesini veren Filistinli hanımları vicdanlı olan herkes anlamak ve desteklemek zorundadır. Aksini yapmak özellikle biz Müslümanların büyük bir vebal altına girmesine neden olur. Zira mümin müminin derdiyle dertlenir, neşesiyle de neşelenir. Rabbim bizleri Müslüman'ın derdiyle dertlenip mutluluğuyla mutlu olanlardan eylesin. Rabbim Filistinli kardeşlerimizi siyonist belâsından korusun.