Spor servisindeki arkadaşlara ‘Yahu bu Benkoviç fena değildi ne oldu niye böyle hepten kayboldu, sakat mı? diye sordum, Spor Müdürümüz Yahya Karabina kardeşimiz’ Yok abi’ dedi,  temassız oynuyormuş, Hoca onun için hiç düşünmüyor’

Bunun üzerine şunları söyledik ister, istemez;  O zaman bütün takımı kadro dışı bıraksın .Çünkü  alt ligler de dahil Türkiye’nin en temassız futbol oynayan  takımı Trabzonspor, Baksana Trabzonspor’la karşılaşan  takımların futbolcuları hayatlarının en rahat maçlarını oynuyorlar.Adam topu alıyor en yakın Trabzonsporlu 10 metre uzağında. Ne yaparsan yap karışan yok.

Trabzonspor’da temaslı oynayan bir Mendy var, o da stoperde

çile dolduruyor!

Haliyle de stoperde temaslı oynayamıyor.

Zaten hakemler, onlar olmazsa VAR’ cılar fırsat kolluyor: Düüt  penaltı..

Zaten bu Mendy işi de ayrı bir konu ya..

Hadi Denswil’i bir kenara koyalım, elinde Benkoviç, Baniya, Fernandez gibi 3 stoper var.

Orta sahanda en başta temaslı oyun ve rakibi karşılamak konusunda  sıkıntı  yaşıyorsun, bunu en iyi yapacak Mendy’yi  de stopere çekiyorsun..

Niye?

Stoper’e oyuncu alacaksın!..

Servet Baniya

Alacakların mevcutlardan çok iyi mi olacak, sanmam.

Peki, beğenmeyip göndereceklerinden sadece 2 milyon 50 bin Euro, bonservis bedeli ve 4+1 yıllık sözleşme ile alınan Baniya ‘Verin paramı gideyim’ dediğinde ne yapacaksın?

İMF’nin kapısını mı çalacaksın?

Aslında gelirken verdiklerinin yanında, gitmesi için yalvarıp cebine ekstradan para koyduğun oyuncuların transferlerinde en küçük bir dahli olanları bu transfer işine hiç karıştırmayacaksın..

Trabzonspor’un kapısını ahı gitmiş vahı kalmış oyuncular ile iş bilir! menajerlerin uğrak yeri yaptırmayacaksın.

Aynı hatları sürekli tekrarlayanları ise kulübün 100 metre yanına yaklaştırmayacaksın..

Hem niye bizde oyuncu geliştirmek diye bir olay yok..

Sürekli ‘At onu ,al bunu’..

Üstelik ders te almıyoruz.

Şampiyon takımın  maliyetini ikiyi katlarken kalitesini dörde böldüren hataları ha bire tekrarlıyoruz..

Hiç bişe bilmiyorsan komşuya bak ya..

 Bu gün hiç yararlanılmayan bir oyuncunun bonservis ücretimin yarısı kadar maliyetle kurulan Rizespor orta sahası tozu dumana katıyor.

22 yaşındaki Kosovalı Varesanoviç  oyunu organize etmenin yanında 9, 1.Lig ekibi Keçiören’den gelen 240 bin Euro bonservisli Olawoyin’de 6 gol atıyor,

Neredeyse onların transfer ücreti kadar prim alan bizimkiler de,  topu, santradan kaptan Uğurcan’a atıyor!..

Tabi toto yatıyor..

Hala aklım almıyor.

5 savunma 3 stoperle oynayan Sivas’ın karşısına, dirençsiz Pepe ile Umutsuz Umut’u sürüyoruz..

Visca’yı dışarı alıp Meunier’le kurduğu hattı berhava ediyoruz.

Ya  hiç bişe yapmazsan da 1.90 küsurluk hava hakimiyetleri üstün  iki stoperi son 15-20 dakika çift forvet olarak ileri yollayıp sağdan soldan doldur boşalt yapsan en az bir gol atarsın ama sistem izin vermiyor..

Hangi sistem ?

Hani var ya;

Al sağdan ver sola

maçtan sonra eğ başını  vur yola!..

SÜMER VE PEPE!

Bu arada Trabzonspor’da bir Pepe olayı var. İngiliz  devi Arsenal’den ayrılmak üzereyken resmi açıklamaya göre imza parasıyla birlikte 3 milyon 650 bin Euro karşılığı alındığı söylenen, ancak bazılarına göre imaj parasıyla birlikte maliyeti 7 milyon Euro olan ,lakin  doğru dürüst 7 maç oynamayan ,rehabilitasyonu  çok pahalıya patlaya Pepe..

Bakınız merhum Özkan Sümer duayenimiz bu tür transferler için o dönem aynı gazetede çalıştığımız Adnan Sungur arkadaşımıza neler demiş;

Trabzonspor’un elbette sportif başarı için oyuncu katma heyecanı devam ediyor. Ancak Bu heyecan ve hamle bir bilince bağlı değil.  Yapılan eylemlerde kariyerden hareket ediliyor. Trabzonspor’un iyi dönemde olan kariyerli bir oyuncuyu alma şansı yok. O halde çok iyi araştırarak, en az hatayı yaparak oyuncu bulmak durumundasın. Ama yönetim taraftarın heyecanına kurban gidiyor ve direnç göstermeyince hurdalıktan oyuncu almayı sürdürüyor. Bu da büyük bedeller ödeyeceğine dair kaygımızı devam ettiriyor. Bu kaygı sadece mali açıdan değil. Sportif açıdan bu kadar büyük beklentilere yanıt vermemesi büyük bir kaygı kaynağıdır. Çünkü yıkımı büyük olur. Zaten geldiğimiz noktada artık bu yöndeki tahammülün tükendiğini söyleyebiliriz.

Rahmetli sanki bugünleri tarif ediyor..