Türkiye’de yerel seçimde herkesin odak noktası İstanbul.
 
İstanbul öylesine önemli ki Binali Yıldırım gibi siyasi kariyerinin en zirvelerini yaşamış biri isim oradan aday.
 
İstanbul seçimi bundan önce hiç bu kadar önemli olmamıştı.
 
İstanbul’da hemşehrimiz olan Ekrem İmamoğlu’nu seçime kalan 17 günlük sürede değerlendirmek gerekir.
 
Zira karşısındaki aday Binali Yıldırım.
 
Sadece Binali Yıldırım değil tabi. AK Parti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.
 
Ekrem İmamoğlu bu zorlu atmosferden çıkabilir mi?
 
Referandum sonuçlarına baktığımızda İstanbul’da hayır oylarının bir tık da olsa daha fazla çıktığını gördük.
 
Cumhur İttifakı ve Millet ittifakının İstanbul’da alacağı sonuç yeni siyasi gelişmelerin kaderini tayin edecek gibi görünüyor.
 
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayı olarak öne çıkan Ekrem İmamoğlu’nun halkla sıcak bir diyalog kurduğu muhakkak.
 
Polemiklerden olabildiğince uzak.
 
Resmi programlardan ziyade birebir halkla temas eden bir figür.
 
Esprili yaklaşımları, hazır cevaplılığı, gülen yüzü ile dikkat çekiyor.
 
Şüphesiz Beylikdüzü’ndeki işleri onu bu noktaya taşıyan hususlardan biri.
 
İmamoğlu, karşısındaki adayın Binali Yıldırım olduğunun bilinciyle hareket ediyor.
 
AK Parti tabanından da oy bekliyor, zaten her iki ittifak adayından biri karşı cenahtan daha fazla oy alacak ki 31 Mart’ı final yaparak kapatabilsin.
 
Peki İmamoğlu İstanbul’da yalnız mı?
Şu an bazı çevrelerin yönelttikleri eleştirilerin başında bu geliyor.
 
Bakıyorsunuz Binali Bey, Gebze-Halkalı arasını Tayyip Bey ile açıyor.
 
Tayyip Bey durmuyor İstanbul’da bir ilçeden başka bir ilçeye geçiyor. Miting üstüne mitingler.
 
Akşamları da il bazında potansiyeli olan vatandaşlarla biraraya geliyor.
 
İktidar kanadında tam saha pres uygulaması varken, Ekrem İmamoğlu adeta kendi stratejisini uygulamaya döküyor.
 
Hatırlıyorsanız benzer eleştiriler Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde de yaşanmıştı.
 
İstanbul, mahalle, sokak, esnaf, sanayici ve Pazar yerlerine dokunmakla, oraları gezmekle, çay kahve içmekle kazanılabilecek bir şehir değil.
 
Bunun en iyi bilincinde olanlardan biri de İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu.
 
AK Parti’nin İstanbul’da Tayyip Erdoğan ile başlayan 30 yıla yakın bir macerası var.
 
İstanbul’a bu güne kadar yapılan yatırımlar ortada, medya gücü ortada.
 
İmamoğlu çalışmalarıyla bir iz bırakıyor, siyasette ileride daha iyi yerlere gelebilir, İstanbul’da alacağı sonuç tam olmasa da potansiyelini ortaya koyacaktır.
 
Dün akşam CNN Türk’te Buket Aydın’ın ‘40’ programında da iyi bir performans sergilediğini belirtelim.
 
Ekrem İmamoğlu ile ilgili gelecekte CHP’nin Genel Başkanı olur iddiasını erken buluyorum.
 
İstanbul sonrasında seçilemez ise Ankara’da Genel merkezde olacaktır.
 
Ya Genel başkan yardımcısı ya da Kılıçdaroğlu’nun danışmanı olarak devam eder.
 
Lider kumaşı var mı, var
 
Kazanırsa elbise üzerine oturur, ütü de tutar.
 
Kaybederse süreçle ilgili onlarca eleştiri gelir.
 
Yıpratma ve küstürme politikaları devreye sokulur.