Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu sadece gazeteci değil, toplumun nabzını iyi tutan Cumhuriyet değerlerine bağlı demokrat, tuttuğunu koparan bir şahsiyetti.
Meslektaşlarının sonuna kadar arkasında durur, bir arkadaşı işten çıkarılacak olsa, ‘Ekmeğimizi bölüşürüz’ der teselli ederdi.
Bundan taviz vermezdi.
Yaşam felsefesi yaptı.
Türkiye’nin en prestijli bölümü’nden, Siyasal Bilgilerin gazetecilik bölümünden mezun olmuştu.
1990 yılında da Ankara’dan dönmüştü.
Trabzon’da iletişim fakültesi mezunu sadece 4 veya 5 gazeteci vardı.
1990’da Akçaabatta gazetecilik yapıyor, merkezde iş arıyordum.
Günaydın gazetesi matbaa kurduğunda bana da teklif getirdi.
Sonra olmadı.
Yıllar içinde Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu ile camiada hep beraber olduk.
Çok donanımlı idi.
Trabzon’a Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar kim gelirse gelsin, mutlaka mikrofonu ister sorusunu sorardı.
Türkiye gündemi ve yerele hep hazırlıklı idi.
Ahmet Şefik, önyargıları olmayan kurduğu internet sitesini bile aldığı küçük çaplı reklamlarla döndürmeye çalışırdı.
Rahatsızlığı seri ilerlemişti.
Ofisine geldiğinde haberimiz olsun dedik.
Gittik, oturduk konuştuk ve sohbet ettik.
Doktoruna sadık idi.
En son yurtdışından gelen bir ilacı ilk kez o kullanıyor ve kendini iyi hissediyordu.
Ama o ilaç tıpki Coşkun Şanlı gibi 3 günde Ahmet Şefiği bitirdi.
Gazeteci arkadaşım Cevat Ocak’la yaptığım sohbetin özetini haber olarak aktarmıştım.
Meslek yaşamımda en fazla ilgili gören röportaj olmuştu.
Ne diyordu Cevat Ocak:
‘Modern tıbbı reddette. Ama modern bilimin önerdiği ilaçların da bitkilerden yapıldığını unutma!’
Cevat Ocak, Tunceli’den Dağ Sarımsağı,
Manisa’dan Eşşek sütü,
Kastamonu Taşköprü’den organik Sarımsak
Bulancak’tan Şifalı su
Ağrı’dan kanserin panzeri ot getirdi ve kullandı.
Zencefil, Zercedal, Çörek otunun yağı ve hep doğal ürünlerle beslendi.
Sporunu yapıp toksitleri de atınca zoru başardı. 
Ahmet Şefik’i kanser tedavisi için bitkisel ürünlere ikna ettik ama geç kalmıştık.
Ahmet Şefik’in ölümü herkesi üzdü.
Siyasette sol cenahı da üzdü, sağ cenahı da.
Trabzon AK Parti Milletvekili Adnan Günnar ne kadar üzüldü ise
CHP PM Üyesi Haluk Pekşen ve eski senatör Rahmi Kumaş da o kadar üzüldü.
Farklı bir gazeteci idi.
Gazeteci ve yazardı,
Stres atarken de bir sanatçı.
Çevre kirlendiğinde de katı çevreci idi.
Özleyeceğiz..