Kızılay Trabzon Eski Şube Başkanı Fuat Adıgüzel’den Taka Gazetesi’ne Çarpıcı Açıklamalar
 
Fuat Adıgüzel… Trabzon Kızılay’da yaklaşık 10 sene başkanlık yaptı. Göreve geldiği günden itibaren hiç durmadı. Kızılay’ı hak ettiği noktaya taşıdı. Yetmedi yardım kampanyalarıyla ihtiyaç sahiplerinin gönlünü aldı.
 
Genel merkezle sürekli istişare halinde çalıştı. Trabzon ve Türkiye’de açtıkları şubelerle Kızılay’ı her eve, her mahalle soktular. Yardıma muhtaç ailelerin yanında oldular. Kızılay’ı herkes tarafından sevilen bir kurum haline getirdiler. Şimdi ise ‘Bir gece operasyonu’ diye tabir ettikleri hareketle görevden alındılar. Fuat Adıgüzel ve o dönemki jenerasyonun biriktirdiği paralar çar-çur edildi, şubelerin çoğu kapatıldı. Yaşanan bu olumsuzlukları Taka Gazetesi’ne anlatan eski Başkan Fuat Adıgüzel, “Bizim yaptığımızı onlar hayal bile edemezlerdi. Şimdi Kızılay’ı kan ağlar duruma getirdiler” dedi.
İşte o röportaj;


 
İhtiyaçlının Yanında Olduk
 
TAKA: Trabzon’da Kızılay Başkanlığına geldiniz. Tıpkı bürokratlığınız dönemindeki gibi Trabzon Kızılay’ı ciddi bir seviyeye getirdiniz. Kızılay’a geldikten sonra yaptıklarınız ile ilgili sizi dinlemek istiyoruz. Çünkü bugün Kızılay sizden sonra büyük bir sessizliğe büründü. Neden? İsterseniz buradan bir başlayalım.
 
FUAT ADIGÜZEL: Öncelikle teşekkür ederim. Trabzon Kızılay’a yaklaşık 10 sene üzerinde Şube Başkanlığı yaptım. Teslim aldığımız dönemde kan merkezi kötü bir binada ve sağlığa uygun olmayan şartlarda hizmet sunuyordu. Genel başkan Tekin Küçükali ile birlikte başladık. Her ne kadar Nihat Adıgüzel Kızılay’da çok eski ise Tekin Bey’de yine aynı şekilde ben ondan sonra Şube müdürlüğüne başladım. Biz geldiğimizde düşündük neler yapabiliriz diye ve işe kan merkeziyle başladık.   Bunun yanında rutin işlerden de geri kalmıyorduk. Fakire, muhtaçlıya, okullara ve üniversiteye giyecek ve yiyecek yardımlarında bulunuyorduk. Kan merkezini bildiğiniz binaya taşımanın yollarının aradık. Şimdi ki Büyükşehir Belediye Başkanımız o zaman Sağlık Bakanı Müsteşarıydı. Sayın Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile yeni bina için irtibata geçtik. Ardından kendisi Trabzon’a geldiğinde aradı. Sağlık Bakanı Şoförler odasının orada bize yer vererek Trabzon Kan Merkezini yaptık. Nezih ve sağlığa uygun benim dönemime nasip olmuştur. Daha öncede girişimlerimiz olmuştu bina için yalnız yerine ulaşamayıp sonuç alamamıştık.  Biz tabi binanın taşınmasıyla uğraşırken aynı zamanda kendi temin ettiğimiz imkanlarla öğrencilere aylık burs verdik. Bu öğrenciler hem Trabzon’dan hem de şehir dışından öğrencilerdi, Bazı zamanlar da ise öğrencilerin sayısı otuzu geçmişti.
 


Bu İşe Kendimizi Adadık
 
TAKA: İlçelerde de çok güçlüydünüz. İlçelerdeki Kan Merkezleri kapanmıştı.
 
FUAT ADIGÜZEL: Elbette. Mesela zaman mefhumunu düşünmeden ben emekli bir insanım. Devlete otuz yıl hizmet ettim. Bu süreçte hocalık, okul müdürlüğü, il müdürlüğü yaptım. Yalnız Kızılay’a emek sarf ettiğim kadar emek sarf etmedim diyebilirim. Kendimizi Kızılay’a gönüllü bir hizmetçi olarak bağışladık. Ama gel gör ki bugün şu noktada Kızılay’ın kapısı açılmıyor. Biz mübalağa olmasın ramazan da orada onlarca kişi ağırlar, derdine deva olmaya çalışırdık. Artık günümüzde gidenler boş dönünce insanlarda bu kapı bize kapandı diyorlar ve daha gitmiyorlar. Bunun sebebini aramak lazım. Haftada bir defa yönetim kuruluyla toplantı yaparak bu iş olmaz. Kendini bu işe adayacaksın. Bizler bu işe kendimizi adayarak başarılı olduk. Arkadaşları tenkit etmeyerek şunu söylemek istiyorum. Bizim yaptığımızı onlar hayal bile edemezlerdi.
 
Böyle Bir Kızılaycılık Olmaz
 
TAKA: Sizce bu profili neden düşürdüler? Kızılay kabuğuna neden çekildi? Yani iş siyasileşti mi?
 
FUAT ADIGÜZEL: Çok siyasete girmek istemem ama Trabzon’da Kızılay’ın on sekiz şubesi vardı. Tabi bunların bazıları devam ediyor. Örneğin Köprübaşı şubesi küçük bir yer nüfusu belki bir köy kadar vardır. Ama orada bizim başkanımız öyle bir gayret etti ki mesela kan alınmaya gidildiğinde önce bizim Kan merkezi müdürümüz hemen başkanı Aslan Aksoy’u arardı. Başkan bir ay önce hemen başkan kaymakamlıktan, belediye başkanından, müftülükten ve muhtarlıktan randevulaşarak kan merkezi ekibi gittiğinde hatırı sayılı ünite kan alarak geri dönüyorlardı. Köprübaşı nüfusuna göre Türkiye’de bir numaraydı. Trabzon’da il olarak ikinci ya da üçüncü oldu. Her yer de vardı. Şimdi bunlar hep kapatıldı. Oysa ki ne zararı vardı orada ki başkan para istemezdi. Bizim mesela meydan da bir binamız vardı. Orayı kirayı veremedik. Öyle bir yapılmış ki İstanbul iş dünyası hiç beğenmedi. Ardından biz onu yıktık yaptık. Şuanda o binanın aylık kirası seksen dört bin lira Trabzon için büyük bir rakamdır. Eski parayla yaklaşık bir buçuk trilyon paramız da vardı. Neredeyse arsayı da bulmuştuk ve bir kız yurdu yapacaktık. Fakat şimdi yapan yok. Orada çalışan arkadaşımızın aylarca maaşını ödemediler. Böyle bir Kızılaycılık olmaz.


 
Lüks Otellerde Parayı Yok Ettiler
 
TAKA: Kızılay’la ilgilenen bazı siyasi oluşumlar sizin döneminizde nokta kadar sıkıntıyı mesele yaparken bugün Kızılay’ın en tepesinde olan kişiye her türlü suçlama ve eleştiriyi görülme bile görünmüyor. Sizce neden?
 
FUAT ADIGÜZEL: Biz bir kongreye gitmiştik. Trabzonlu bir kişi Kızılay kenar başkanlığına aday oldu.   O kongreyi yaşasaydınız bu sorunun cevabını orada görürdünüz. Biz orada Trabzonlu olmasak bile Trabzonlu olan kendi adamımızı destekledik. Yalnız az bir delege ile kaybettik. Bin beş yüz delegesi olan Kızılay’da yaklaşık elli ya da elli beş rey ile seçimi kaybettik. O zamanın başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu aleni olarak bizim karşımızda olan ekibi destekledi. Fazla takip etmiyorum ama bugün geldiğimiz şu noktada basından Kızılay’ın yolsuzluklarını duyuyoruz. Sorunuzun cevabına gelirsek mevcut yönetim kongreden önce en lüks otellerde Kızılay’ın parasını yok ettiler. Kongreden önce ithamlarda bulunarak ve çok fazla para harcayarak delegelerin reylerini kendilerine vermesini sağladılar. Fakat geldiğimiz şu noktada bu olayın ardından 2 sene geçti fakat hala unutamıyorum. Kongre 4 Nisan 2016 yılında oldu. Yabancı bir adam gelse yazık derdi. Bu yüz elli yıllık hayır kurumuna yakışmayan bir tavır içinde oldular. Mevcut genel başkanda geldikten sonra onların kafasına uygun icraatlarında bulunuyor. Kendine büyük yetkiler aldı. Olmamış bir iş belki bir Bakan’da bile böyle bir yetki yoktur. Duyulmamış bir iş onunla yüz milyonlarca yolsuzluğa bulaştı.
 
Yolsuzluklar Kırmızı Kitapta
 
TAKA: Şuanda bir yolsuzluğu var mı?
 
FUAT ADIGÜZEL: Bir Kırmızı kitap yayınlandı. ‘ Kızılay kan ağlıyor.’  diye. Üstünde kan ile ilişkilendirdiler. Milletvekillerine, başbakana, cumhurbaşkanı özel kalemine ve iç işleri bakanına bu kitabı dağıttılar. Fakat kimsede ses yok. Kızılay genel başkanının yaptıklarını ilgili ve yetkili olan herkes görmemezlikten geliyorlar.  Bütün şubelerin kapandığını duyuyoruz. Yine biraz önce öğrendik. Yedi yüze yakın şube vardı. Ben size sadece Köprübaşı’nı örnek verdim. Orada ki Aslan ağabeyimiz bir kurban bağışında İzmir’dekini, Ankara’dakini, Konya’dakini bağışçıyı arayıp bulup köyde kurban etini almamış insan kalmıyordu. Şimdi bu kötü bir şey mi? Günümüze bakarsak niye kapatılıyor bu şubeler diye sormak lazım. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın başbakanlık döneminde ‘Bu kadar şube çok’ demiş. Birisi oradan galiba Nihat hocaydı. ‘Doğu’da öyle yerler var ki devlet gidemiyor. Oralarda devletin bayrağı ve Kızılay’ın bayrağı asılması kötü mü olur?’ diye sormuştur. Tayyip Bey’de ‘Evet doğru söylüyorsun’ diyerek onaylamıştır. Hep Köprübaşı örneğini verdik ama olsun Çaykara’ya da Tonya da buralara sen yardım etmiyorsun yani öz kaynağından herhangi bir kayıp söz konusu değil. Oysa ki orada halkın desteğini alsan kötü mü olur? Niye bu şubeleri kapatıyorsun?


 
Teftişe Gelenler Var
 
TAKA: Kızılay’a da bir sempati vardı.
 
FUAT ADIGÜZEL: Elbette! Bu kadar şubenin kapatılmasının sebebini az şubeyle kontrolün kolay olmasını sağlamaktır. Mesela şubeler kimsenin ulaşamadığı ve kimselere ulaşamayanların sesi olarak bu şubeler iletişim noktalarıydı. Ama bu genel kuruldan koptuğu için şubeler kapattı. Çünkü onu şuanda yaptığı yolsuzlukları göstermelik teftişe gelenler var. Yüz iki bin lira zimmet çıkarmışlar. Aslında bir kalemde bir buçuk milyonluk yolsuzluk yaptı.
 
On Milyonluk İcra Gelmiş
 
TAKA: O kırmızı kitapta bunlar var mı?
 
FUAT ADIGÜZEL: Evet kırmızı kitapta hepsi anlatılıyor. Kızılay’a ihtiyacı olunmayan üç buçuk milyarlık programı on bir buçuk milyona almış. Gitmiş bir yerde saray kiralamış. Bu sene Kızıl-Aç Kızılay federasyonunu genel kurulu Antalya’da yapıldı. Yüz doksan üye ülkenin üye olduğu federasyondur. Genel kurul nerede yapılırsa sahibi de orasıdır. O bütün masrafları kendi karşıladı. Onun harcaması gereken sırf orada kendisine orada yer bulabilmek için. Şimdi de duydum ki Kızılay’ on milyonluk icra gelmiş.
 
Mahkumiyeti Gerektirecek Suçlar
 
TAKA: Oda TV yazılanlara Tayyip Bey itibar etmiyor mu?
 
FUAT ADIGÜZEL: Etmez.
 
TAKA: Peki Tayyip Beye o kırmızı kitaptan verildi mi?
 
FUAT ADIGÜZEL:  Bilmiyorum. Özel kalem kendisine ulaştırdı mı? O günden beri Kızılay’ın genel merkez yönetimde duyarlı üç beş Kızılaycı bütün icraatlarına şevk koymuştur. Hatta tüzükte Şöyle bir madde var. Memlekette olağan üstü bir hal varsa Kızılay Genel Kurul Yönetim Merkezi nitelikli çoğunlukla toplanır ve oy birliği ile karar alır. Tüzüğün 46’ya 5 maddesin de böyle bir hüküm var. Bu aldığı kararların hiçbiri geçerli değil. Aldığı bu kararlar büyük ölçüde mahkumiyeti gerektirecek suçlardır. Ama devlet ricali baştaki desteğini şöyle yorumlayabiliriz. Siyasi partiler iktidar olduğunda bu tür kurumlara el atarlar. Bu durum her zaman böyle olmuştur. Ama bugün gelinen noktada yapılan bu yolsuzlukların, şube kapatmaların suç zincirini zirveye çıktığı bugünde mahkemelerde dahil devlet yetkililerin haberi olmasına hatta Başbakanın kardeşinin yönetim kurulu başkan vekili olmasına rağmen hiç kimse kılını kıpırdatmamıştır. Suç duyurularında bulunuldu fakat mahkemeler başbakanlığa gönderdiler. Bunların sonucunda sadece göstermelik bir iki soruşturma açıldı ama asla zülüm payidar olmaz. Bir buçuk asırlık ve yedi yüz şubelik Kızılay’ı yüz elli şubeye indirmenin mutlak bedelini yargı ve kanun önünde bir gün vereceklerdir.
 
Gece Yarısı Operasyonuyla Başa Geldiler
 
TAKA: Bu mücadele devam edecek mi?
 
FUAT ADIGÜZEL: Şuanda 30 Mayıs’ta bir mahkeme var. Buna tepki gösteren Kızılaycılar noterlere koşup ihtarnameler çekmişler. Olağanüstü genel kurul için yargılama devam ediyor. Eğer adil ve vicdani bir yargılamayla ile karar verilirse mutlak olağanüstü genel kurul kaçınılmazdır. Kızılay’da işler gönüllü ve Allah rızası için yürütülen kimsenin orada iştahla ben olayım koştuğu yok ama herkes büyük bir mücadele içinde kuruma sahip çıkmaya çalışıyor. Sanıyorum ki bu mücadele başarıya ulaşacak. Bu çakma Kızılaycılar bir gece yarısı operasyonuyla listelere müdahale edildi ve Kızılay’ın başına geldiler. Bunlar hakiki Kızılaycılar değiller. Genel Kurul Başkanını şimdiye kadar Kızılay’a bir günlük hizmeti yoktur. Bunların üyeliği dahi yoktur. Biz bunları tebrik ettik sonuçta gönüllü bir iştir. Fakat bizi yanıltmadılar. Bunların daha önceki hayatlarında yaptıkları yanlışları hakların da yapılan soruşturmalardan uygun bir profil olmadığını biliyorduk. Bizler onların başarılı olamayacağını hissettiğimiz için aday olduk. Yoksa bu işi gönülden yapacak Kızılaycılara ancak dua eder ve alkışlarız. 4 Nisan 2016 da genel kurul oldu ve 11 Nisan’da yönetim kurulundan kendisine Genel Başkan sadece kendisine beş trilyonluk harcama yetkisi çıkardı. Hemen muhalif gördüğü Trabzon, Samsun, Bolu gibi şubeleri kapattı ve birçoklarını görevden aldı. Yedi yüz şubenin beş yüz ellisini kapattı. Yani 1560 delege ait camianın 1150 delege ait kısmını kapattı. Aslında kanunen üyelikleri silemez. Genel kurul onayı olmadan böyle bir işlem yapamaz. Bu duruma yargıda, devlette seyirci kaldı. Kalmaya da devam ediyorlar.
 
Çok Üzülüyorum
 
TAKA: Peki hocam son sözlerinizi alalım.
 
FUAT ADIGÜZEL: Ben Trabzon hakkında konuşuyorum ve Trabzon şubesini çok iyi tanıyorum. Geçmişte on yılın üzerinde bir hizmetim ve başkanlık dönemim vardır. Bizim kadın kollarımız, gençlik kollarımız ve şubemiz uyum içerisinde büyük bir gayretle çalışmışlardır. Çok güzel şeyler yapıyorduk. Okullar açıyor ve bu okulları ziyaret ediyorduk. İnsanların ihtiyaçlarını gideriyorduk. Bir kumbara kampanyamız vardı. Bu kampanya sonucunda İstanbul’da bir lise yaptırdık. Şimdi ki Kızılay’ı görüyorum ve maalesef bu durumu çok üzülüyorum.
ATAKAN TOK