Volkan Konak sadece Trabzon'un değil,
Türkiye'nin göz bebeğidir.
Yaptığı muhteşem beste ve yorumlarıyla Karadeniz insanının,
Can yakan,
Yürek dağlayan melodilerini sevdiren,
Yereli genele tanıtandır.
*
Aldığı akademik müzik eğitimi ve yeteneği ve sesi sayesinde,
Yıllarca mikrofonların efendisi olarak kalmayı başarmıştır.

O sadece bir müzisyen değil,
O büyük bir sanatçıdır.
*
Onun baktığı şahsi ikballer değil,
Onun baktığı yerden Atatürk görünür.
Sevgi,
Barış,
Kardeşlik görünür.
*
Uçan kuşun kanadı,
Ağlayan sabinin sesi
Açın nefesi duyulur;
Onun baktığı yerden...
*
Dedim ya o bir sanatçı.
Ayrıca,
 Delikanlı duruşuyla adamdır.
*
Açgözlü değildir.
Ama açık sözlüdür.
lafı evelemez.
Ağzında sakız gibi çiğnemez.
Açar ağzını söyler.
 
Tipik bir Karadenizlidir o.
Peki ne demişti yıllar önce;
Malum o Barış Sürecinde,
"Barış için şehirde yatacak yer bulamayan Kürtler,
Benim Maçka'daki evimde kalabilir."
Evet, böyle demişti.
 
Yeter ki barış olsun istemişti.
Kan dökülmesin.
Birlik dirlik olsun.
Ayrılık olmasın istemişti.
Yoksa Eren'i öldürenler evimde kalabilir demedi.
*
Yapmayın.
Kendi has evladımıza bu şuursuz tepkiler niyedir?
Yeter artık!
Bu ilkel saldırıya dur diyelim.
Volkan'ımızı yedirmeyelim.

OLDUN MU BÖYLESİ OLACAKSIN

Zengin olacaksan Ali Ağaoğlu gibi olacaksın.
Gelsin Genç hatunlar...
*
Cemaatçi olacaksan Cübbelisinden olacaksın,
Okula gitmeden bol bol konuşup ahkam keseceksin.
*
Hoca olacaksan Adnan Oktar gibi takılacaksın,
Sarı sarı kediciklerle kakara kikiri yapacaksın.
*
Müteahhit olacaksan,
Cengiz abi gibi olacaksın ve bu millete istediğin yerden söveceksin,
Ama yine de ihaleleri kapacaksın.
*
Hukukçu oldun mu Savcı Öz gibi olacaksın,
Herkesi içeri tıkacak,
Sonra elini kolunu sallaya sallaya dışarı kaçacaksın.

DAYI ÜZGÜN!

Muzaffer Dayı Sürmeneli.
Köy Enstitüsü mezunlarından.
Öğretmen emeklisi.
Yani eski toprak.
Bundan 5 yıl kadar önce eşiyle ilgili küçük bir sıkıntısı olmuş;
"Adalet ararken adaletsizliğe uğradım.
Oysa adalet hepimize lazımdır.
Adalet hava/su gibidir.,
Onsuz yaşanmaz.
*
86 yaşındayım,
5 yıl önce eşimle aramızda bir sorun yaşandı.
Ancak biz eşimle kısa bir süre geçmeden barıştık.
Ama ne hikmetse benim karıkoca kavgam, hukuken kan davası  gibi oldu ve hala devam ediyor...
*
Yediğim dayaklar...
İtilip kakılmalarım...
Nezaretler...
Para cezaları...
*
Şimdi de yine beni içeri tıkmaya çalışıyorlar.
Ömrümün ahir zamanında bu eziyetleri bana yapmayın!
Ev halidir bazı sıkıntılar yaşanmış ve bitmiştir..
Kim yaşamıyor ki?
Şimdi, eşim/ çocuklarım ve torunlarımla çok mutluyum.
Bir de bu kabak tadı veren davalardan hayırlısıyla kurtulabilsem hayat çok daha güzel olacak."
*
İşte böyle diyor 86 yaşındaki eğitim çınarı Muzaffer Dayı.

AKKAYA'DAN SESLER

Trabzon Büyük Şehir Belediyesi
Genel Sekreter Yardımsısı Mustafa Akkaya ile gazeteci/bürokrat,
Ağabey/kardeş olarak dertleştik.
Nede olsa aynı derenin suyunda yüzmüşlüğümüz var,
Farklı zamanlarda olsa da.
Ve de merhum babası ile de dostluğumuz var gönlümüzde hatırası hiç solmayan.

Bizce malum olsa da o Dortmund etkinliklerinin gizli kahramanıdır.
Almanların pintiliğini ondan daha iyi gören olmamış,
Nice sorunları Birgül Aygün ile birlikte çözmüşlerdi...
Onlara Türk gibi mert ve minnetsiz bir tutumla Trabzonluyu öğretmiştir Akkaya.
*
Tabi gazeteciyiz,
Bizim de kulağımız delikti.
Gözlerimiz ve algılarımız,açıktı.
Ama yine de bilmediğimiz çok şeyler vardı,
Onları da kendisinden öğrendik...
*
Hatırladığım kadarıyla 2.5 milyon EURO tutarındaki etkinlik toplamda 890 EURO 'ya gerçekleştirilmiş.
Bu miktarın temininde İçişleri Bakanımız Soylu öncü olmuştu ve
Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin kasasından çıkan toplam miktar 150 bin lirayı geçmemişti.
*
Mustafa Akkaya,
"Bize dur durak yoktur.
Trabzon'u sokak sokak tarıyoruz.
Gün gün eksik noksan arıyoruz...
Görülen olumsuzluklar,
WhatsApp  grubumuzdan derhal paylaşılıyor,
Ve en kısa zamanda gereği yaptırılıyor.
*
Bu hatalı bir aracın park etmesi,
Yerde bir çöp,
Yıkılmış bir bordur taşı.
Patlamış bir su borusu...
Akla ne gelirse müdahaleyi gerektiren hususlar zabıtalarımız tarafından bize ulaşıyor.
*
Kamu hizmeti yapıyoruz.
Halkımıza,
Esnafımıza gönülden bağlıyız.
Onların çıkar ve menfaatleri bizim için çok önemlidir.
Ancak, bir kentin düzene ve intizama da ihtiyacının olduğu da bir gerçek.
*
Büyük Şehir Belediyesi olarak biz çalışmaya odaklanmış uyumlu bir ekibiz.
Başarılı olmamızın asıl sırrı budur.
*
Eleştirilere sabrımız sonsuzdur.
Hatta yıkıcı eleştirilere,
Art niyetli olanlarına da sabırlıyız.
Çünkü biliyoruz ki,
Yerinde sayanlar, yürüyenlerden daha fazla gürültü çıkartırlar.
Yani, durmak yok,
Yola devam..."
*
Evet böyle diyor Akkaya.

OZAN GARİP AYATA

Bayburtlu Ozan Garip Ayata.
Ama Kendisini Trabzonlu kabul ediyor.
Buralarda doğdum.
Şair ozan kimliğimi,
Hatta ekmeğimi de  buralarda, bu şehirde  kazandım.
Doğalı yaşıyorum,
Ölene kadar yaşayacağım.
*
Olgun insan örnektir.
Allah iyi örneklerden etsin.
*
Bir sevgilim vardı, babası duydu sevdamızı ve beni su yalağına sokuyor çıkartıyor.
20-25 kere yaptı bunu.
Hava soğuktu,
Çok fena üşümüştüm.
Babam sorduğunda,
"Su yalağına düştüm demiştim" ama babam inanmamıştı.
Sonra o kıza bir şiir yazdım verdim.
Şiir çok duyguluydu.
Kız babasına, "inşallah mürvetimi göremezsin" dedi ve kız birkaç ay sonra öldü.
*
Bu güne kadar 3 kitabım yayınlandı.
Ali Osman Ulusoy'dan maddi yardım gördüm.
Allah rahmet etsin.
*
Zaman zaman şiir şölenlerine  ve kitap fuarlarına katılıyorum.
Bazen önemsenmediğimiz hissine kapılıyor,
O zaman üzülüyorum.
*
Bir şehrin, bir ülkenin şairleri,
Hatta sanatçıları susmamalı.
O zaman güzellikler susar,
Kavgalar, kötülükler konuşur.
*
Şiire bir sevda ile başladım.
1958 yıllarıydı.
Bana yaşımı sorma.
Bir toptan yazıldık.
Dördümüz birden askere gittik.
Anacığım kanlı gözyaşları döktü ardımızdan...
*
Rahmetli Aşık Veysel'i tanıma şerefine nail oldum.
Çok gençtim.
Babamın izniyle Sivas'a gittim.
Hala hatırımdadır.
*
Orada Cumhuriyet caddesinde Şairler Kahvesinden onu sordum.
Büyük oğlu Mustafa beni aldı ve Şarkışla Sivrialan köyüne getirdi.
Orada aylarca yanında kaldım.
Orada gözyaşı kazandım.
Bu süre, benim için çok büyük bir onurdur.
 
İşte ona yazdığım bir şiir.
"Mızrabın çürüdü,teller pas tuttu.
Ölümünü duyan dünya yas tuttu.
Sanma ki bu millet seni unuttu.
Gönüller Sultanı baş tacı Veysel.
*
İnsanı seven kötü olamaz.
Şair, insanı seven insandır.
*
"Ağlamak istiyorum/gururum bırakmıyor.
Ağlamak istesem de/gözümden yaş akmıyor.
Güle hasret çekerim/ güller içerisinde
Gülmek isterim, amma /kaderim bırakmıyor.
*
Üç şiir kitabım var.
Gönülden sesler.
Yorum ve şiirlerle Trabzon
Rüzgarın bıraktığı izler.
*
Halk beni bağrına bastı.
Bana şiir baba demeye başladılar.
Uzun şiiri sevmiyorum, bayıktırıyor.
*
Şairin asıl sermayesi kitaplardaki şiirleri değil, hafızalarındakilerdir.
*
Benlik kavgası çok kötü.
Hayatı her halini yaşadım, Yani hem ağladım hem güldüm.
Ağlamak da güzel.
İnsanı gençleştiriyor.
*
Sanatçı el üstünde tutulmalı ki sesi gür çıksın.
Sanatçı susarsa hayat çekilmez olur.
*
Evet böyle diyor Ozan Garip Ayata.

SEN SENİ BİL SEN SENİ

Dünyaya rest çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Nihayet Ak partide sert rüzgarlar estirdi.
 Partililere hitaben,
"Kimse kerameti kendinde görmesin!"
Demesi yüreğimin yağlarını eritti.
Devam et Reis.
Bu yalakalar,
Bu kibirizim kokanlar biraz haddini bilsinler artık.

KAR PAYI 50 KURUŞ

Tarım Bakanlığımız hem masada hem de sahada çalışma yaptı ve fındığın kilo başına maliyetini 9.5 lira olarak belirledi.
Ve bir gün sonra, Karadeniz köylüsüne "Sana 50 kuruş kar yeter" dercesine fındık fiyatına kiloda 10 lira değer biçti.
Memura yüzde 3,
Fındıkçıya 50 kuruş.
Ah böyle kar böyle kar.
Uşaklar bu yıl da kaldınız bekar...

FIKRA

 Temel askere gitmiş ,
Uygun adım yürümeyi ,
Selam çakmayı  öğrenip cezadan kurtulmak için çok çalışmış ve sonunda da başarmış . 
Herkes memnun olmuş,
Ama dikkatlerini çekmiş,
Temel ikide bir yemekhanedeki buzdolabının önünden geçerken,
Selam çakıyormuş .
Bir gün dayanamayıp sormuşlar; 
" Ula Temel , öğrendin bu işi artık .
Ama ne diye talime devam edip duruyorsun ?"
Temel bakmış , bakmış , sonrada,
"Ne talimi haçan  oriya General Electric Yazay .
Ola içinedur daa !