Ali Rıza AKDENİZ’den TAKA’ya A’dan Z’ye çok özel açıklamalar…

Recep Tayyip Erdoğan dönemin il başkanı olması için Ali Rıza Akdeniz’e teklif götürmüştü. Akdeniz o anısını şu sözlerle paylaştı: O dönem siyaset yapmakta zordu. Bende Tayyip beye kendileri için ‘Dua ediyoruz’ dedim. O da bana ‘önce çalış sonra dua et’ dedi. Bu sözlerle bana adaylığı işaret etti’
 
Eski AK Parti Trabzon İl Başkanı, Trabzon’un sevilen siyasetçisi Ali Rıza Akdeniz’le siyasi hatıralarını, spor hayatını ve güncel siyaseti konuştuk. Futbol oynadığı dönemlerden tutun, hayatının bir bölümünü sosyal demokrat olarak yaşayan Akdeniz, Refah Partisi’ne geçişine kadar bir çok hatırasını TAKA’yla paylaştı. Abdullah Gül’e yakınlığıyla ilgili sorulan soruya dobra dobra cevap veren Akdeniz, Recep Tayyip Erdoğan’la olan yol arkadaşlığını ve AK Parti Trabzon İl Başkanlığı görevinden alınma sürecini ve yaşadıklarını anlattı. İşte Akdeniz’in o açıklamaları:
 
Fenerbahçe’de Antrenmana Çıktım
 
TAKA: İyi bir futbolcuydunuz, neden bıraktınız. İyi bir mali müşavir oldunuz, oysa futboldan daha fazla kazanabilirdiniz?

Ali Rıza AKDENİZ: İyi bir futbolcu olduğumu arkadaşlar arasında seyredenler söylerler. Bizim dönemimiz de futbol parasal anlamda ağır basmıyordu. Genelde hobi olarak yapılan bir işti. Benimde öğrencilik yıllarımdı… Trabzon’da o dönemde kuruluşunda Kanaryaspor olan amatör kulübü, sonradan Fenerbahçe ismini almıştı. bu kulüpte amatörce oynadım. Yoksa profesyonellikle ilgili bir düşüncemiz hiç olmadı çünkü okuyorduk, okulumuzu öne her zaman için çektik. Çünkü okumamız gerekiyordu. Geçmişinde bir ticari hayatı olmayan bir babanın evladıyız, babam karayollarında işçi olarak çalışıyordu.


 
Futbol Orada Bitti
 
Biz de geleceğin hazırlanmasında okunması gerektiği için bizde o dönem okulu tercih etmiştik. İstanbul’da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni kazandım, İstanbul’da okumaya başladım. Orada yine amatörce futbol oynamaya başladım ve yine bugün ki Fenerbahçe’de bir denenme üzere antrenmana çıktım. Tabii ki tanıdıklar vasıtasıyla ulaşmıştık ve oradaki deneme olumlu geçti fakat biz onun akabinde 9 günlük bir bayram tatili vardı, cahilliğimizden dolayı 9 günlük bayram tatilinde gurbet hasretiyle beraber, izin almadan geldik Trabzon’a ve orada o iş bitmiş oldu. Yani ondan sonra daha beni geri almadılar.
 
Öğrencilik Yıllarımda Sosyal Demokrattım

TAKA:  Zaman zaman duyarız, siz sosyal demokrat kökenden mi Ferah Partisi ve Milli Görüş’e transfer oldunuz.

Ali Rıza AKDENİZ:Benim sosyal demokratlıktan, milli görüşe geçişim… Tabii süreçle alakalıydı bu. Bütün öğrencilik yıllarımda hep sosyal demokrat olarak devam ettim. Sosyal demokrattaki amacımız adil olmaktı, adaletli olmaktı. Herkese eşit olunmasıydı. Kapitalist sistem ve komünist sistem her ikisini de gözden geçirdiğimiz de eksiklikleri var. Bir de dedik ki ‘evet, bir de mana kısmı var. Peki bu mana kısmı nasıl tatmin olacaktır?’ işte siz ürettiklerinizi paylaşma duygusunu içinize yerleştirirseniz, işte hakiki bir nesil yetiştirebilirsiniz.  Hiç unutmuyorum Amerikalı bir basketçi 30 milyon dolar transfer ücreti aldığı zaman,  bir tır dolusu malzemeyi ırkdaşlarına dağıttı. Şu cümleyi ondan sonra kurdu ’30 milyon dolardan aldığımız hazdan daha fazla 2 tır dolusu malzemeyi dağıttığımda aldım’ beni sosyal demokrasiden refah partisine çeken güçler, baş sebebi budur. Ortada bir beden var ama ruhu besleyen ne? Bunu buldum…

Vatandaşın ‘acaba dükkanlar açılacak mı’ diye kendi aralarında konuştuklarını duydum!..
 
TAKA:  Trabzon Belediye Başkan vekili olarak Asım Aykan beyle çalıştınız, başkan vekilliği yaptınız, anlatır mısınız o yılları.

Ali Rıza AKDENİZ: Hayatım da hiçbir yere talip olmadım siyaseten. Her defasında birileri tarafından tavsiye edilmişimdir, istenmişimdir. Dolayısıyla Refah Partisi’ne siyasi olarak sistem değişikliğimin, düşünce değişikliğimden sonra tabii bunda abimin (Ali Akdeniz) büyük rolü vardı o Milli Nizam ve Milli Selamet Partisi’nden geliyordu. O’nun Milli Selamet Partisi’ne katılması, beni de etkiledi ancak ailemizin tümünü diyebilirim ki biz hala o dönemlerde Refah Partisi’ne katılana kadar sosyal demokrattık ta ki ben Refah Partisi’ne katılana kadar. Benim Refah Partisi’ne katılmamdan sonra ailemizde müthiş bir değişim ve dönüşüm oldu.

Hiç Beklenmedik Bir Sonuç

Meclis üyeliğine başladım yine Refah Partisi’nden arkadaşlar seçtiler… Ama harika bir seçim yapmıştık, bende o zaman Refah Partisi, halkla ilişkiler başkanıydım. Biz o dönem adaylarımızı seçerken, bütün mahalleri masaya yatırdık ve mahallerde, mahallelinin tensip edebilecek olduğu arkadaşları aday gösterdik. Hem kendi görüşümüzde hem de o mahallenin ‘evet bu arkadaşımız bizim mahallemizi temsil edebilir’ dediğimiz arkadaşları seçtik. Bu arkadaşlarımızla 1994 yılında Trabzon’un hiç beklemediği bir sonuçla karşı karşıya geldik.

Asım Beye Dedim Ki…

Refah Partisi birinci parti oldu ve belediyeyi kazandı. Hatta o dönemde sabah minibüse bindiğim de herkes kendi arasında konuşuyordu, ‘Acaba şimdi bu şehir ne olacak dükkanlar açılacak mı? Bunlar nasıl idare edecekler burayı’ gibi konuşmalara da şahit oldum. Biz İlk belediyeyi alıp meclis üyeleriyle oturduğumuz zaman başkan Asım bey e söylediğim ilk cümle, ‘Evet biz Trabzon belediyesini kazandık ve bu kente hizmet yapacağız, ama bu kente hizmet yaparken bizim gibi düşünmeyenlere de hizmet yapacağımız bilincinden ayrılmayalım’ Bu cümlemi söylemişimdir ve biz bu kentte ayrım gözetmeksizin hizmet yaptığımızı söyleyebilirim.
 
Asım Aykan’ın Evine Haciz Geldi

TAKA: 28 Şubat sürecinde belediyeci olarak zor günler geçirdiniz. Dün sizlere mesafeleri olanlar, bugün köşe başlarını kestiler mi?

Ali Rıza AKDENİZ: 28 Şubat’ zor bir süreçti ancak o dönem belediye başkanımız Asım Aykan’ın bütün meclis üyeleriyle birlikte çok müthiş bir çalışması olmuştu. Şunu belirtmem gerekiyor ki, Asım beyin o dönem başkan olarak güzel bir mesaisi olmuştur. Onun neticesinde zaten 2’imci dönem başkan seçilmesine sebep olduğunu düşünüyorum. Ve kısıtlı olanaklarla birlikte güzel işler yapmıştır. Biz işi dışardan içeriye doğru yapacağız dedik, bizden önce tüm belediye başkanları işi hep merkezden dışarıya doğru yapmıştı. Merkezden dışarı gidene kadar seçim yılı gelirdi, biz bu kez tam tersini yaptık, dışardan merkeze taşınan hizmetler yaptık. Bizden önce şehrin içinde patinaj yapılıyordu.Asım beyin kendi mal varlıkları evi haciz edilmiştir belediyenin borçlarından dolayı. Yani Asım Aykan’ın yaptığı borçtan dolayı kendi evinin haczi değildi bu, belediyenin hacziydi ve geçmişten gelen bir şeydi. O günün başkanı olduğu için evini hacze dahi gitmişlerdi. Bu zorluklarda hizmet verilmiştir o dönem.

Kararın bir değeri yok!..

28 Şubat’a kadar büyük bir aşk ve şevkle çalışıyorsunuz ve hiçbir mana ifade etmeyen olaylarla sizi siyasetin dışına istedikleri Refah Partisi’ne bugün ‘Aman Erbakan hoca ne güzel derdi’ diyenler o gün kapatılmasını isteyenlerdi. Partinin kapatılmasına karar verileceği gün ben partiye gittim, kapatılması için hiçbir zaman kötü bir şey yaptığımıza inanmadım. Hala daha inanmıyorum. Orada Erbakan Hoca’nın tarihi bir konuşması vardı beni ve Türkiye’yi o konuşma rahatlatmıştı. Dedi ki, ‘Bu kararın tarihte nokta kadar bir değeri olmayacaktır, bütün kardeşlerim herkes evine gitsin’ 28 Şubat’ın hatta Refah’ın kapatılmasının tarihi hiçbir değeri olmadı. itmeye çalışıyorlar ve itiyorlar. İşte bu itenlerin yanında sosyal demokratlarda vardı. Refah’ın kapanmasının ardından Fazilet Partisi kuruldu ve Trabzon’da yine halk Refah Partisi’nin uzantısı olan Fazilet Partisi’ni seçti. Çünkü millet bize inanmıştı, güvenmişti.

Ne Yazık Ki Daveti Arkadaşlarımla Paylaştım

TAKA: AK Parti’ye katılımınız nasıl oldu, Tayyip Erdoğan size hangi sözlerle il başkan adayı ol dedi?

Ali Rıza AKDENİZ: O dönem Fazilet Partisi vardı ve daha sonra o da kapatıldı. Abdullah Gül bey ve Recep Tayyip Erdoğan bey, yeni bir parti kurulmasına karar verdi. O zaman şöyle bir şeyde dendi; ‘Fazilet Partililer Saadet Partisi’ni kuruyorlar, Abdullah Gül beylerde yeni bir parti kurmaya karar verdi ayrılıyorlar’ Bizden ayrılınız denildiği, bu çok tenkit edildi o dönemlerde. Aslında AK Parti’nin kurucuları Fazilet Partisi’nden ayrılmadılar, zaten parti kapanmıştı herkes ayrılmıştı yeni parti kuruldu ama Saadet Partisi’ne katılmadılar. Daha sonra kendi içerisinden ayrılan oldu, Numan Kurtulmuş beyler onlar HAS Parti’yi kurdular.

 
Düşüncelerim Ne Yazık Ki Paylaştım

Onlar partinin içerisinden ayrılarak kurdular partilerini ancak AK Parti Saadet’in içinden çıkıp parti kurmadı. Fazilet kapanınca herkes serbest kaldı ve Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti kuruldu. AK Parti’de siyasi hayatıma devam edişim daha sonradır. Afyon’da parti kurulurken, bana da genel sekreterlikten davetiye gelmişti. Bende Afyon’a davet edildiğimi ne yazık ki 2-3 arkadaşımla paylaştım. ‘Siyasette düşündüklerinizi asla söylemeyiniz, siyaset sırdır’ Fatih Sultan Mehmet ne dedi; ‘Düşüncelerimi sakalım bilse, onu tıraş ederim’ siyaset işte böyle bir şey. Düşüncelerinizi başkalarına anlatmayacaksınız, anlatırsanız başarılı olamazsınız.

Siyasetçi Önüne Gelene Değil Önünü Görene Denir

TAKA: Siz düşüncelerinizi anlattınız, peki siyasette başarısız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz?

Ali Rıza AKDENİZ: Siyaset, toplumsal yapılır ama tek başına yapılan bir iştir; ikinci bir kişi yoktur. Ama bir yönetim kurulu topluca yapılır ama teksiniz… Şayet siz sağınıza-solunuza-arkanıza bakarsanız yol alamazsınız siyasetçi hep önüne bakmalı. Onun için siyasetçi başarılı olabilmesi için önüne gelene değil, önünü görene denir. Bizim önünü görene ihtiyacımız var.  Sonradan Trabzon’dan Aydın Dumanoğlu, kurucular kurulu gitti, sonra parti kuruldu seçime girdi hükümet oldu. Yine bir gün Tayyip beyle Trabzon’da yine rahmetli Hanifi Sanan’ın vefatı dolayısıyla taziye ziyareti için evine geldi. Orada odada görüştüğümüzde ben ‘dua ediyoruz’ diye bir cümle kullandım ona çünkü o günkü koşullarda zordu. Tayyip beyde bana ‘Bizde fiili dua vardır, sen bilirsin. Önce çalışacaksın, ondan sonra dua edeceksin. Ben senin duanı kabul etmiyorum çalışacaksın’ orada bana adaylığı işaret etmişti.

İstifa dilekçemi yazmıştım!..

TAKA: Sayın Akdeniz, 2004 sonrasında hak etmediğiniz bir şekilde görevden alındınız kırgınlığınız da bitmedi neden?

Ali Rıza AKDENİZ:Kırgın değilim. Ben her zaman olan da hayır vardır düsturuyla yaşamışımdır. 2004 seçimlerinde ben il başkanıyken belediyeyi kaybettiğimiz zaman istifa dilekçemi yazdım ve bunu genel merkeze çekin dedim. Orada Asım Aykan, Kemallettin Göktan ve Faruk Özak beyde vardı. Bana orada birkaç Milletvekili arkadaşımız hepsi değil yalnız, ‘Burada ki bütün suç senin değil, bizim de eksiğimiz var’ dediler. Ve zaman benim dilekçemi merkeze çektirmediler. Keşke çektirseydiler, görevden alınmış değil istifa etmiş olurdum. Genel Merkez’e gittim sonra ve Genel başkan yardımcısına dedim ki; ‘Kazanamayan il başkanlıklarını almayı düşünüyorsanız direk görevden almayın, seçim kararı alın, o başkanlarda anlarlar, görevden almaktansa yenilenme gereğini’ Sonuç olarak Adnan Menderes’e darbe yapıldığı tarihte bende görevden alındım.

Abdullah Gül Beyle Diyaloğumuz…

TAKA: Sizi AK Parti içinde Abdullah Gül cenahına yakın görenler doğru teşhis mi koyuyor?

Ali Rıza AKDENİZ:Evet benim Abdullah Gül’le Fazilet Partisi’nden ve daha sonrasında bir birlikteliğim olmuştur. Diyaloglarımız olmuştur. Babasının vefatında taziye için Kayseri’ye gitmişimdir. Ama bu benim ocu veya bucu olmamı gerektirmez. Olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.    
   
Bir muhalefet partisi gibi!..

TAKA: Son yayınlanan KHK’yla ilgili Abdullah Gül bir söylemde bulunmuş Tayyip Erdoğan’ında kendisine cevap niteliğinde bir söylemi olmuştu…

Ali Rıza AKDENİZ: Bu eksiklikler normal süreçlerde konuşulabilmeli ve söylenebilmeliydi. Yoksa bir şey önünüze geldikten sonra onu tenkit etme makamında değilseniz o zaman onu siz, tenkit etmeyeceksiniz onu tenkit edecek olanlar var. Yani o süreç, o KHK’nın yayınlanması ve yayınlandığı süreçte siz tenkit ederseniz olmaz. Ben öyle görüyorum. Abdullah beyin normal süreç içerisinde her zaman fikirlerinden faydalanılmalı. Ülke istifade edebilmeli, ama bir muhalefet partisi gibi bir şeyler meydana geldiği zaman görüş ifade etmek pek doğru değil.

Demiryolu’nun Trabzon’a Gelmesi…

TAKA: Trabzon’un bekleyen yatırımlarıyla ilgili ne söyleyeceksiniz. Sizin önceliğiniz nedir, Demiryolu mu? Yatırım adası mı? Güney çevre yolu mu?

Ali Rıza AKDENİZ: Trabzon için şunu üzülerek ifade etmek istiyorum. Trabzon’u marka kent yapamadık. 2000’li yıllarda Trabzon neyse bugünde aynı değişen bir şey yok. Bu kentte TOKİ dünyanın yerlerini aldı, yıkıldı yapıldı. Ama ortada harpten çıkmış bir kentin görüntüsü var. Öncelikle şehri güneye doğru açmamız gerektiğini düşünüyorum Güney Çevre Yolu bu anlamda şehrin çehresini değiştirecektir. Demiryolu ise sadece şehrimiz için değil bölgemiz içinde önemlidir.  Dolayısıyla Trabzon’a trenin gelmesi Pekin’den Londra’ya olan tarihi ipek yolunun da canlanmasını sağlar ve şehrimize çok büyük bir artı değer sağlar…
Furkan YİĞİT