Hafta sonu Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan müsabaka sonunda yaşanan olayların yankıları devam ederken, Trabzonspor’a karşı sürdürülen linç girişimi taraftarı öfkelendiriyor.

Türk futbolunda yaşanan adaletsizlik, kulüp kayırma ahbap-çavuş ilişkileri futbolu, sporu dostluk, barış ve kardeşlik olmaktan çıkarmış adeta düşmanlığa dönüştürmüştür.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben sporcumun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” veciz sözünden hareketle Türk futbolu maalesef öyle bir duruma getirilmiş ki ne kardeşliği bıraktı, ne dostluğu ve ne de barışı.
Türkiye’de yapılan çifte standart uygulamaları ve güçlüyü kayırma düşüncesi Atatürk’ün veciz sözünde belirttiği ne ahlakı bıraktı ne zekiliği ve ne de çevikliği.
Türk futbolunda yaşanan kaos ne adaleti sağlayabildi ne de haksızlığa uğrayanın hakkını savunabildi.
Güçlü olan her zaman zayıf olanın hakkını gasp etmiştir.
Güçlü ve büyük lobileri bulunan üç büyükler, Anadolu kulüplerini hep ezmiş ve hakkını yemiştir. 
Her kulübü eşit tutması gereken Türkiye Futbol Federasyonu, ne acıdır ki her zaman lobisi güçlü olan kulüplerin yanında yer almıştır.
Küçük takımları hep sinek gibi ezilmiştir.
Trabzonspor’un Anadolu’da futbol ihtilalini başlatması tam da bu takımların ezilen kulüplerin simgesi olmuştur
Sesi olmuştur, temsilcisi olmuştur.
Trabzonspor Kulübü İstanbul hegemonyasına karşı çoğu zaman haksızlığa uğramış, adaletsizliğe maruz kalmış, lobisi güçlü bu kulüplere karşı hep mağlup edilmiştir.
Fenerbahçe ile Trabzonspor’un birbirleriyle düşman yaptırılmasının altındaki gerçek budur.
Haksızlık, adaletsizlik,
Ve şike
Birçok takım Trabzonspor’u, Trabzon’da yenip elini kolunu sallaya sallaya ve galibiyet sevincini yaşaya yaşaya giderken böyle bir tepkiye hiçbir maruz kalmamıştır. 
Neden Trabzonspor-Fenerbahçe maçları her zaman olaylı geçiyor
Veya Trabzonspor taraftarı ile Fenerbahçe taraftarları neden birbirlerini sevmiyor
Neden birbirlerine düşmanca yaklaşıyor.
Eğer siz şikeyle Trabzonspor’un şampiyonluğunu üç kez çalıyorsanız, eğer sizin oyuncularınız Trabzonspor tribünlerini tahrik ve taciz ediyorsa yaşanan hadiselerin müsebbibi Trabzonspor taraftarı değildir.
1996 sezonunda Ali Şen ile yaşanan Van şike faciası, 2005 ve 2011 sezonlarında Aziz Yıldırım’ın dünyanın gözü önünde cereyan eden şikelerle üç kez şampiyonluğu çalınan bir Trabzonspor var.
Volkan Demirel’in, Aygün’ün, Rüştü Reçber’in Trabzonspor taraftarlarına karşı yıllarca yaptığı tahrikler ve tacizler
Sözde kafasına çakmak isabet edip saha kenarında yuvarlanan Otto Bariç’in tahriklerine ne demeli.
Fenerbahçe otobüsünün Rize dönüşü Sürmene’de silahlı saldırıya uğramasına kadar varan futboldaki şiddetin sorumlusu taraftar değil, adaletsizlik, haksızlık ve şikelerdir.
Trabzonspor ile Fenerbahçe kulüpleri arasında yaşanan gerginliğin sorumlusu taraftarlar değildir.
İki güzide kulübü birbirine düşman eden futboldaki bu anlayış, bu haksızlık, bu adaletsizlik ve şike olaylarıdır.
Tüm sorumluluk Türkiye Futbol Federasyonu’dur
En son oynanan ve Türkiye ile dünya kamuoyunun gündemine oturan Trabzonspor Fenerbahçe maçı bir kez daha gösterdi ki Trabzonspor’un 2010-2011 sezonundaki şampiyonluk kupasının Fenerbahçe’nin müzesinde olduğu sürece Trabzonspor taraftarı bu kulübü dost göremeyecek. Fenerbahçe taraftarı da
İki kulübü birbirine düşüren bu zihniyet yüzünden Trabzonspor-Fenerbahçe maçları sıradan bir müsabaka olmaktan çıkmış adeta futbolda yaşanan bu adaletsizliğin, şikenin ve tahriklerin sahaya çirkin yansıması olacaktır.
İşte bu yüzdendir ki şike ve adaletsizlikler spordaki kardeşliği düşmanlığa dönüştürdü.