Rize’de sel felaketi. Öncelikle hemşerilerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu felaket ilk değil, son da olmayacak..
Bu konuda, çok yazı yazdım...İlgilileri uyardım. Babam rahmetli, köydeki evimizi; yüksek ve korunaklı yerde yaptı.
 Dedem ve amcam da aynı şekilde, derelerden uzak yerleşim birimlerini oluşturdular. Bu yüzden hiçbir ev, bugüne kadar ne selden, ne de heyelandan zarar gördü.
 Ne mühendis, ne de Mimar idiler. Tarihi ahşap evlerimiz; ilgisizlik ve bakımsızlıktan yıkıldı, çürüdü. Güzelim, Karadeniz Bölgesi’ndeki evlerimiz birer birer yok oldu.
Bizler okuduk, mühendis, mimar olduk. Eskilerimizin akıllarını beğenmedik ve evlerimizi dere kenarlarına yaptık. Dere yataklarına okul, cami inşa ettik. Derelerimizi ıslah değil, betonlaştırdık, daralttık, doldurup çay bahçesini yaptık.
Yetmedi. Dere yataklarında yüksek yüksek binalar diktik. Derenin yönünü değiştirip Alabalık tesislerini yaptık. Buna devlet görevlileri başta olmak üzere, herkes seyirci kaldı, yapanlaralkışlandı, izinverildi. İstiyoruz. Sadece Fırtına deresi üzerinde yapılan binalara bakmak yetiyor..
Nüfus çoğaldı, yer daraldı” mantığı geçerli değil. Yanı başımızda Batum’da bu felaketler neden yaşanmıyor?
*
 Önce Şavşat’ta, Borçka’da yaşadık. Birkaç yıl önce,11 kişinin ölümüyle sonuçlanan Rize’deki heyelanları yaşadık.
Ve diğer ölümlü heyelanlar. Ve şimdi. Allah beterinden korusun, akıllanmaz, önlem alınmaz ise be felaket hep olacak. Her felaket sonrası gibi, demeçler, nutuklar, sonra her şey unutulacak. Bir öncekiler gibi..
 Dere, kendisine ait olanını istiyor, alacağını tahsil ediyor. Felaket geliyorum diyor. Önlem alınmaz, dere yataklarındaki yerleşim birimleri kaldırılmaz ise, felaketi hep yaşayacağız. Ah vahlar para etmeyecek.”Allah’ım yardım et batıyoruz” diyerek ,bu sorunlar çözülmeyecek..
Karadeniz’in toprak yapısı bellidir. Yarım ile 1,5 metre arasında değişen toprağın altında kaya tabakası vardır. Dolgu malzemesi için kayalar dinamitlendi, tepeler indirildi, HES’ler için doğanın eko sistemi değiştirildi. Kaya parçası ile toprak zemini arasında titreşim oluştu. Yağan yağmur, bu alanı girince toprak kaymaları, dolaysıyla sel meydana geliyor. Karadeniz’deki heyelan bundandır.
*
Yıllar öncesinde meydana gelen Trabzon-Söğütlü-Beşirli ’deki sel felaketindeki görüntüyü hala unutamıyorum. Yan yana yapılmış iki köprüden tarihi köprü sağlam dururken, yeni yapılan köprü yerle bir olmuştu. Bazı müteahhitler, bundan ders çıkardılar mı bilmiyorum
Sonuç olarak; güzelim Karadeniz’i sel alacak. Can ve mal kaybı olacak. Duyduk duymadık demeyin, önleminizi, bugünden alın. Yarın her şey için çok geç olabilir.