Ülkemizin ana problemleri iki elin parmaklarını geçiyor.
 
İç terörle mücadelenin yanında bir de Suriye meselesiyle başa çıkmaya çalışıyoruz.
 
Türkiye terör sorunu yüzünden bir türlü iç gündemine dönemedi.
 
Terör kadar önemli baka konular da var.
 
Zira bu meselelerde de can kayıpları veriyoruz, nüfusumuz eriyor, aileler zora giriyor.
 
Mesela trafik kazaları kararan hayatlar, sakat kalan bedenler.
 
Uyuşturucu konusu. Başlı başına çok büyük bir tehdit.
 
Geçen günlerde İçişleri Bakanımız sayın Süleyman Soylu dedi: ‘Ocak ayının (2017) 1'inden 22'sine kadar 11 tane otobüs kazası meydana geldi. Bu kazalarda 29 can kaybı var, yaralı sayısı ise 204.  Bu kabul edilebilir bir bilanço değildir. Üzerinde düşünmemiz gereken bir tablodur’
 
Sadece otobüs kazaları değil elbette.
 
TÜİK’ten derlediğim bazı rakamlar var, onları vermek isterim;
 
Son 10 yılda meydana gelen trafik kazalarında 40 binden fazla kişi öldü, 2 milyondan fazla kişi de yaralandı.
 
Her yıl bir milyondan fazla küçük büyük trafik kazası meydana geliyor.
 
Nüfus artıyor, sürücü sayısı araç sayısı artıyor kazalar da buna göre artış gösteriyor.
 
Türkiye Başbakan Binali Yıldırım döneminde karayolu ağına çok ciddi yatırımlar yaptı.
 
Bunlar olmasa kuşkusuz çok daha acı bilançolarla karşılaşmamız sürpriz olmazdı.
 
Yıldırım’ın, ‘Yolları bölüyor, hayatları birleştiriyoruz’’ gibi meşhur bir sözü var.
 
Yollar ne kadar kötü olursa olsun, denetimler eksik de olsa.
Sorumluluğun büyük kısmı sürücülere ait.
 
Kazaların % 70’i gündüz meydana geliyor.
 
2016 yılına baktığımız da genel bir veri görüyoruz; trafik kazalarında ölen kişilerin yüzde 43.5’i sürücü, yüzde 33.1'i yolcu, yüzde 23.4'ü ise yaya olarak kayıtlara geçmiş.
 
Otomobil, motosiklet ve kamyon kazaları daha ağırlıklı.
 
Yıllardan beri tartıştığımız konuların başında emniyet kemeri var.
 
Millet olarak aldığımız eğitimi tatbik etmek hayata geçirme noktasında büyük zaaf içindeyiz.
 
‘Atın ölümü arpadan olsun’ diyoruz.
 
10 dakika daha geç ulaşacağımız bir yer için basa bas gidiyoruz.
 
Geçen bir genç diyor ki, ‘70-80 tatmin etmiyor, 120-130 yapıyorum’
 
Bunu otobanda değil, bazen tali yollarda yaptığını söylüyor
 
Kazaların büyük çoğunluğu, aşırı hız, uykusuzluk, alkol, trafik kurallarına uymamaktan kaynaklanıyor.
 
Şöyle bir çevrenize bakın, ailesinde trafik kazası mağduru olmamış kaç aile var?
 
Tedbir almak bizim elimizde, her tedbir belki kazaların tamamını bitirmeyecek; ama karşımıza da böylesine acı ve iç karartıcı bir tablo çıkmayacaktır.
 
Bakan Soylu yeni bir çalışma yapılacağını ve şu anda 21 bin civarında trafik polisinin yıl sonuna kadar bu sayıyı 26 bine çıkaracaklarını söylüyor.
 
Her şey sürücülerin elinde, sürücüler dikkat etse, kuralları ihmal etmese bu iş daha az sayıda bin polisle dahi çözülebilir.
 
Tatil günleri, bayram neşeleri dahi artık kavuşma günleri değil ayrılma günleri haline geliyor. Her bayram tatil dönüşlerinde yeri geliyor 100’ün üzerinde can kaybı oluyor. Bir de sakat kalan, bir daha eski hayatına dönemeyen insanlarımızı düşünelim.
 
Trafik kazalarının Türkiye’de, gerek ölüm ve gerekse sakatlıklar konusu olduğu istatiksel olarak önemli verilerin ortaya çıkmadığı bir sürecin başlamasını diliyorum.