Kurt, “ Üzülerek ifade etmeliyiz ki partimiz tarafından haftalardır dillendirilen ve Sayın Genel Başkanımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’na bizzat sunulan çekincelerimize rağmen mevcut paket, 8 günlük beklemenin ardından Meclisten geldiği şekliyle Sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştır. Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilecek olan referandumda Saadet Partisi olarak bu pakete yüksek bir sesle ‘Hayır’ diyeceğiz” dedi. 

Saadet Partisi Olarak Hayır Diyoruz

Başkan Cevat Kurt yaptığı açıklamada; “Hayır diyoruz; çünkü: Ergenekon sürecinde ki milli orduya kumpas uyarılarımızda haklı çıktığımız için. Hayır diyoruz; çünkü: Suriye meselesinde barışçı yollar denenmelidir uyarımızda haklı çıktığımız için. Hayır diyoruz; çünkü: Çözüm sürecinin terörü daha da azdıracağı ve barışı getiremeyeceği uyarısında haklı çıktığımız için. Hayır diyoruz; çünkü: Libya konusunda bu Avrupa’nın bir oyunudur, Fransa’nın eski sömürgesini geri alma hareketidir dedik, haklı çıktık. Hayır diyoruz; çünkü: Ilımlı İslam projesi ve diyalog çalışmaları konusunda haklı çıktığımız için. Hayır diyoruz; çünkü: Rant ekonomisinin ülkeyi iflasa sürükleyeceği uyarılarımızda haklı çıktığımız için. Gelinen nokta da ipotek kurumu halini alan varlık fonu uygulamasına geçildiği için. Hayır diyoruz; çünkü: Bu yapılmak istenen anayasa değişikliğini de sayın cumhurbaşkanına ve ülkenin geleceğine kurulmuş bir tuzak olarak gördüğümüz için. Irak Suriye ve Libya başta olmak üzere yakın coğrafyamızda oynanan işgal etme tuzakları korkarız bu süreç sonunda Türkiye için de gerçekleşebilir. Unutmayalım ki bu coğrafyalara müdahale sebebi olarak tek adamlık ve diktatörlük bahane edilmiştir” şeklinde konuştu. 

Evetçi de Hayırcı da Kardeşimizdir

Kurt açıklamasında son olarak şunları kaydetti: “Ülkenin menfaatine olan hangi konuda Saadet Partisi mevcut iktidara engel olmuştur? Unutmayalım ki bu ülke hepimizin. Evetçisi de hayırcısı da kardeşimizdir. Toplumu Evet-Hayır üzerinden kutuplaştırmak hiç kimseye bir fayda sağlamaz, aksine ülkenin bölünmesine sebep olacak olayları tetikler. Saadet Partisi ve ‘Hayır’ oyu kullanacak olan diğer seçmenleri PKK, FETÖ, DEAŞ, AB ve ABD, Haçlı ve Siyonist ittifak güçleriyle anmak her şeyden önce akıl ve vicdanla izah edilemez bir söylemdir.  Son olarak belirtmek iterim ki; milli görüş ve onun tek temsilcisi 50 yıldır milletin ve ülkemizin hayrına nasıl çalışmışsa, bugünde aynı heyecanla ülkemizin Hayırı için çalışacağına kimsenin şüphesi olmasın.”
 
Editör: TE Bilisim