Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, akrabalarınızla, dostlarınızla, arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle, hele hele komşularınızla siyasi tartışmalara girmeyin. Fikir alış verişinde bulunun ama asla hararetli tartışmalara girip birbirinizi kırmayın. Son dönemler bizi öylesi siyasi bunalımlara siyasi tartışmalara soktu ki illa ki taraf olmak zorunda bırakıldık. Fakat gördük ki siyaset bir düzleme girdikten sonra bize kalan kırgınlıkları kızgınlıkları oluyor. Oy verdiklerimizle vermediklerimiz mecliste çok güzel dostane sohbetler yapıp, kendilerine özgü yasaları bir çırpıda çıkarıp çay içebiliyorken, bizler neredeyse birbirimize selam veremez duruma geldik.

Artık önümüzde herkesin malumu 24 Haziran’da erken seçim var. Bahçeli’nin erken seçim çıkışıyla birlikte iktidar erken seçim kararı aldı hayırlı olsun, hayırlısı olsun. Referandum yapıldıktan sonra, hemen seçimin akabinde iktidar önümüzde erken seçim olmayacak dese de ben erken seçime gidilecek diye çokça yazdım sosyal medya hesaplarımdan. Referandum ile birlikte halk yeni sisteme izin verdiyse de eski sistemle gidişat iyi olmadı. Bunun için erken seçim olmalıydı benim düşünceme de göre.

En önemlisi 15 Temmuz darbesinden sonra, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi öncesi alenen yaşanan eski sistemin tıkanıklıkları aksaklıkları büyük ölçüde hükümeti erken seçim kararına götürdü. Bunun yanında yakın zamanda ekonomi üzerinden oynanan oyunlar, küresel güçlerin Türkiye’ye karşı bakış açıları, oyun içerisinde kurulan oyunlar, havada boşa atılan güç göstermelik füzeler, sürekli yapılan kamuoyu yoklamaları, erken seçim nedenleri oldu.

Geçmişe bakıldığı zaman bu ülke her on yılda bir muhakkak bir darbe, kaos, gezi olayları, muhtıra gibi olaylarla karşı karşıya kaldı. Düşman artık bu süreyi daha da kısaltma peşinde. Dışarıdan olabilecek saldırılar, günlük değişen düşmanlar, bu ülkenin ümüğünü sıkmaya niyetli faiz lobileri, dış güçler tarafından ülkemize kurulmak istenen kumpaslar, durdurulamayan döviz hareketleri, ve siyaseten sıkıştırılmak istenen bir iktidar ile Türkiye bu tehlikelere karşı erken seçimle önlem almak zorunda. Bence seçime ortak adaylarla gidilmesi, daha güçlü milli bir mutabakat, herkesin değerlerine fikirlerine saygılı bir aday portreleri oluşturmak istenmesi bu yüzden acil bir ihtiyaçtır. Çünkü önümüzde özellikle acil çözüm bekleyen sorunlar yumağı vardır.

Ortadoğu’nun göbeğinde, kıtaları birbirine bağlayan bir ülkede en ufak bir kırılma, toplumsal olaylar, her kesimin tam anlamıyla memnun olmadığı işletildiği bir hukuk düzeni, ülkede karmaşayı, kargaşayı tetikleyici hale getirir. Bu yüzden başta hukuka adalete uygun, milli menfaatlerimizin, ortak değerlerimizin en üst düzeyde temsil edileceği bir iktidar ve sistem olması gerekir. Bu da istesek de istemesek de önümüzdeki sandıktan geçecek.

Ülkece üzerimizde oynanan oyunlar, kurulan kumpaslar aşikar. Artık kurulan tuzaklar, sınırlarımızda teröristlerin kurduğu tüneller, binlerce askerin veya teröristin barınabileceği sığınaklar bilinmekte. Neredeyse bu ülkenin işgalinin kıyısından dönen bu millet yine aklını, ferasetini temsil yetkisini kullanarak sandıkta bütün bu oyunları bozacaktır. Günübirlik değil, milletçe ilelebet kenetlenecek bütün kumpasları bozacak ittifaklar gerek bize.

Son sözüm spor ve Trabzonspor, en büyük kumpas ona kuruldu çünkü. Çalınan kupamız halen daha dün gibi zihinlerimizde, müzemize gelene kadar da susmayacağız. Ve sporumuz, o da adaletten yoksun. En büyük örneği Şenol Güneş’in başına atılan dikişler ve sonrası dikiş tutmayan federasyon. TFF’nin verdiği karar futbolun kara lekesidir. Bu lekeler temizlenmedikçe, korkarım böyle giderse sahadaki olayları birileri statlardan sokaklara taşıyacak, Allah muhafaza. İyi haftalar.