Giresun’da yaşayan 101 yaşındaki Ali Karabulut, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından bugüne tanıklık eden nadir isimlerden biri. 5 çocuk ve 60 torun sahibi olan Karabulut, Atatürk’ün Giresun’a geldiği gün doğmuş bir Cumhuriyet çocuğu olduğunu söylüyor. Karabulut, “Atatürk’ü çok hatırlayamam ama İsmet İnönü dönemindeki yokluğu iliklerime kadar hatırlıyorum” diyerek, çocukluk ve gençlik yıllarını derin bir yoksulluk içinde geçirdiğini ifade ediyor. Dut yaprağından çorba içtiklerini anlatan Karabulut’un sözleri, Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutuyor.
“Menderes’le Birlikte Soframıza Bolluk Geldi”
Ali Karabulut, Türkiye'de ekonomik anlamda ilk rahatlamayı Adnan Menderes’in 1950 yılında iktidara gelmesiyle yaşadıklarını vurguluyor. O dönemde çobanlık yaptığını belirten Karabulut, “Menderes geldikten sonra karneyle erzak alma dönemi bitti. Her şey bollandı. Hayvancılıkla uğraşan biri olarak artık soframızda süt, yoğurt, ayran ve tereyağı eksik olmuyordu” dedi. Karabulut’a göre, bu dönem köylerde dahi üretimin ve ticaretin başladığı, insanların kendi malını satarak ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir refah zamanıydı.
“Bugün de Aynı Bolluğu Erdoğan Döneminde Görüyoruz”
Karabulut, bugünkü Türkiye’yi geçmişle kıyaslayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Menderes’ten sonra gelen en güçlü lider olarak değerlendiriyor. “Recep Tayyip Erdoğan, milletini düşünen gerçek bir lider. Herkes çalıştığı sürece para kazanabiliyor, bolluk var. Parası olan alabiliyor, hiçbir şey eksik değil” diyerek görüşlerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Karabulut’a göre Erdoğan dönemi, geçmişin zorlu günlerinden sonra gelen ikinci büyük refah dönemi olarak tarihe geçiyor.
“Dut Yaprağını Unutur Ama Erdoğan’ı Unutmaz”
Ali Karabulut’un 75 yaşındaki oğlu Muzaffer Karabulut da babasının hatıralarını destekliyor. Babasının nüfusa 1927 doğumlu olarak yazıldığını ama aslında 1924 yılında dünyaya geldiğini belirten Muzaffer Karabulut, “Bazı şeyleri unutuyor ama dut yaprağından yemek yaptıkları günleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan sevgisini asla unutmuyor” dedi. Aile içinde Erdoğan’a duyduğu saygı ve sevgi, yıllar geçse de değişmeyen bir değer olarak aktarılıyor.
Ali Karabulut’un yüz yılı aşan yaşam öyküsü, Türkiye’nin geçirdiği değişimi sade ama etkileyici bir dille özetliyor. Siz de bu değerli anıları paylaşarak, geçmişle bugünü kıyaslayan bu tanıklığın daha çok insana ulaşmasına katkıda bulunabilirsiniz.
