İstismarcının cezasını çekmesini, belasını bulmasını isterken istismara uğramış, mağdur örselenmiş çocuğa zarar verilmemelidir.” dedi.

Antalya Elmalı'da iki kardeşin istismar edilmesiyle ilgili davada anne ve üvey babanın tahliye edilmesi Türkiye'de herkes tarafından büyük tepki çekti. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, tahliyelere itiraz etti.  Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHU) Şube Başkanı Ahmet Kurt, iki kardeşin istismarına ilişkin davayla ilgili açıklamalarda bulundu. Başkan Kurt açıklamasında “Resmen çocuk istismarı istismar edildi. Her şey ortalığa saçılarak çocuk için durum daha örseleyici hale getirildi. Çocuğun cinsel istismarı vakalarında çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda yapılacak paylaşımlar ve diğer süreçlerde uyulması gereken ilkeler vardır. İstismarcının cezasını çekmesini, belasını bulmasını isterken istismara uğramış, mağdur örselenmiş çocuğa zarar verilmemelidir.” dedi.

ÇOCUĞUN FOTOĞRAFI KULLANILMAMALI

Kurt, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Çocuğun fotoğrafı bulanıklaştırılmış ya da kısmi kapatılmış bile olsa kullanılmamalıdır. Oluşa daire yorumlarda bulunulmamalı, çocuğun ve ailesinin acısına, hislerine, yaşadıklarına dair varsayımsal değerlendirmeler yapılmamalıdır. Çocuğun yaşadığı bölgeye, ekonomik durumuna, ailesine dair yorumlar yapılmamalıdır. Sivil toplum örgütleri, sosyal medya görünürlüğü olan kişi ve kurumlar, olaya dair aktarımlarını ve yorumlarını yaparken doğru bilgi vermeye, çocuk haklarına özgü kavram ve kurallara uymaya özen göstermelidir. Failler hakkında sapık, canavar, psikopat gibi tanımlamalar kullanılmamalıdır. Çünkü bu tanımlar faillerin toplumun dışında bireyler olduğu algısını yaratarak istismar sorununu gölgeler.”

MAĞDUR ÇOCUKLARIN HAYATLARININ DEVAM EDECEĞİ UNUTULMAMALIDIR

“Çocuğun cinsel istismarı vakalarını, idam, hadım gibi yaptırımlar üzerinden tartışmaya açmak; küfür, bela gibi söylemlerle öfkeyi dışa vurmak, sorunun çözümüne fayda sağlamayacaktır.” diyen Kurt, “Faillerin etnik kimliği, dini inancı, cemaati, ait olduğu gruplar üzerinden yorum yapılmamalıdır. Bu yaklaşım o kesimin dışlanmasına yeni bir soruna yol açar. Çocuğun cinsel istismarı dosyasında taraf olan vekil, müdafi, uzman, kolluk görevlileri ve ilk elden bilgi sahibi olan tüm kişiler, çocuğa ve vakaya ait bilgilerin gizliliği konusunda mesleki sorumluluklarını yerine getirmede azami özen göstermelidir. Basının haber alma özgürlüğü, çocuk odaklı haberciliğin önüne geçmemelidir. Mağdur çocukların yargılama süreci bittikten sonra da hayatlarının devam edeceği unutulmamalıdır. Çocuk üstün yararı düşünülmeden, öncelenmeden kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir yapılan doğru değildir. Hassasiyet hassaiyet.”  şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim