Biraz CHP,
Biraz Kemal Kılıçdaroğlu yazmak geldi içimden.
Gerçekten de Ak Partiyi iktidarda adeta ölümsüzleştiren bu zavallı statükocu zihniyet ve onun küçük kardeşi MHP'dir.
*
Ama dedim ya Ak Partiyi aşamayan,
Günümüzü yaşamayan,
Buna mukabil,
Bazı hasta ruhların barındığı bir partiye dönüşen Kemal Bey'in partisini yazmak istedim.
*
Evet, nerede bir aykırı zihniyet,
Nerede radikal çıkışlar yapan bir gurup var, bunlar canla başla onların yanında,
Onların  safında yer almaktadırlar.
Dediğim gibi bunlar gariban halktan ziyade,
Halkla ilgisi olmayan marjinal takılanların kuyruğuna takılır,
Sanki bulunmaz Hint kumaşıymışlar gibi onları CHP'nin vitrinine koyarlar.
*
Onun içindir ki, TC'yi kuran Atatürk'ün partisini çeyrek porsiyon haline getirdiler.
*
Şimdi Bakın bizim Gandi duruşlu Kemal Kılıçdaroğlu nasıl bir politika izliyor.  
"Biz kadına da saygı duyarız,
Çöpten kağıt toplayan kadına da saygı duyarız.
Kimin sorunu varsa ilgileniriz,
Ayrım yapmayız.
Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik,
DHKP-C'liye de gittik.
Hiç ayrım yapmadık" 
*
Şimdi bu açıklamaları biraz irdeleyelim.
"Biz kadına da saygı duyarız,"
Bunun içinde barındırdığı anlam:
Kadın saygıyı hak etmese de biz ona dahi saygı duyarız.
E, pes doğrusu...
Büyük bir ihtimalle anlatmak istediği bu değildir.
Değildir de bu gaf nedir böyle?
*
Bu açıklamayı bir çocuk yapmaz.
Vallahi yapmaz.
Çünkü ayıp olur...
*
Devam ediyor Kemal Bey:
"Çöpten kağıt toplayan kadına da saygı duyarız."
Hay Allah razı olsun!
Böyle büyük sözleri deklere eden bir siyasi lider nasıl iktidara gelmez anlamıyorum...
*
Yazık; "Boş sözler bunlar" diyeceğim boş bile değil bu sözler.
Saçma, kaş yaparken göz çıkartan,
Derinliksiz, cart curt, dahası hakaret gibi beyanlar bunlar...
 
Bu büyük siyasi üstat!
Çöpten kağıt toplayan kadına bile saygı duyuyormuş.
Duyacaksın tabi ki,
Kadın namusuyla çalışıyor...
Çalmıyor,
Çırpmıyor,
Bedenini satmıyor ya!
*
Diyor ki:
Biz hapiste yatan PKK'lıya da gittik. DHKP-C'liye de gittik.
Sahi neden gittiniz Kemal Bey?
Bu hümanistlik ötesi merhamet ve bu hoş görü nedir böyle?
*
Mesela açlık yüzünden fırından simit çalan çocukları da ziyaret ettiniz mi?
Namus cinayetlerinden kodeste ömür tüketen o "kader mahkumlarını" da ziyaret ettiniz mi?
*
Hani muhalefettesiniz diye.
Hani ülke yönetiminde etkin değilsiniz diye,
Yeteri kadar yazıp çizmemiş isek,
Bu sizin ülke yönetimi için yeterli olduğunuz anlamına gelmez bilesiniz.
*
Sadece şu kısacık beyanlarınızdan anlaşılan,
İyi ki iktidarda değilsiniz.
Daha kıyıda kenarda,
Yani muhalefette çok fırın ekmek yemeniz lazım sayın Genel Başkan Kemal Bey!
 
Rezil Türk! Cem Özdemir

Girin internetten bakın.
Cem Özdemir yazın ve görün nasıl bir surat sizi bekliyor.
*
O ne bakış öyle?
İnsana güvensizliğin en tiksindiricisini fırlatan iğrenç bir karakterin yansımasını göreceksiniz.
Anthony Hopkins den de ürkünç,
Sinsi ve yavşakça bakıyor çünkü.
Rol icabı bile insan olamayacak bir Tokat(lık) hain bu Cem.
*
O dudaklarını büzüşü.
O fahişe bakışlarıyla insanları süzüşü.
O elleriyle medyumist tavırları.
Kuşku uyandıran tebessümleri...
Başka da yoktur böyle tirişka.
*
Hele bu zırbo'nun o alın kıvrımları...
Artistik çenede başparmak ucları...
Kafasının içindeki dümenci planlarını yansıtıyor.
*
Bu Türk(!) .
"Türkler Ermeni Soykırımı yapmıştır" tasarısına öncülük etmiş,
Alman Parlamentosundan yasayı çıkartmaya da muvaffak olmuştur.
*
Bu Züppe Türk Tarihçi mi?
Hayır!
Bu Züppe Türk tetikçi.
Alman devletinin Türk yalakası
Ermeni fırıldağı bu.
*
Almanya'da doğmuş.
Yani ne olmuşsa orada olmuş.
Şimdi bu durumda bu andaval;
Ermeni olabilir.
Alman da olabilir.
Ama bu don yaması asla Türk olamaz.
*
Başak burcuymuş.
Yaptıkları burcunun olumsuz özelliklerindendir.
Bunlar içinde kurup kurguladıklarıyla ilginç çıkışlar yaparak prestij ararlar...
Başkalarının yükselişini izlemekten komplekse kapılırlar...
Sinirli tepkilerle cesurumsu tarz oluştururlar...
*
Fotoğraflarına iyi bakın.
Rahatsız bu ayaz oğlanı .
Bu ruh hastası.
*
Şu gözlerine,
Kaşlarına,
Mimiklerine bakın.
Bu tam bir çakal 
Bu zübük, 
Bu çakma Türk.
 
Bursa İle Trabzon Arasındaki Farklar...
 
Bursa'nın nüfusu 3 milyona yaklaşırken
Trabzon'un nüfusu 762 bin civarındadır.
*
Bursa'nın tarihi Osmanlı Türk eserlerinden oluşurken,
Trabzon'da Rum Pontus izlerine rastlanmaktadır.
*
Trabzon sürekli göç verirken, Bursa sürekli göç almaktadır.
*
Bursa Tarım ve sanayiye elverişli düz arazilere sahipken Trabzon dağlık,
tarım ve sanayiye uygun olmayan arazi yapısına sahiptir.
*
Bursa kozmopolit nüfus yapısına sahipken, Trabzon homojenleşmiş bir nüfusa sahiptir.
*
Bursa merkezinde deniz bulunmazken Trabzon bir kıyı kentidir.
*
Bursa'da muhteşem bir kent estetiği bulunurken, Trabzon henüz o seviyelere erişememiştir.
*
Bursa tarihi türbeler ve camiler kenti olurken, Trabzon'da  bu sayı Bursa ile mukayese edilemez.
*
Bursa yeşili ile anılırken, Trabzon'un böyle bir güzel unvanı yoktur.
*
Bursa, parklar bahçeler kenti iken, Trabzon'un içlerindeki park sayısı 3'ü geçmez.
*
Bursa'da raylı sistem ve bolca battı çıktı yollar var iken, Trabzon'da bu imkanlar mevcut değildir.
*
Bursa kısa bir zaman içinde hızlı trene kavuşacakken, Trabzon için bu ihtimal bile değildir.
*
Bursa'da onlarca müze bulunurken, Trabzon hala bir kent müzesini oluşturamamıştır.
*
Bursa kestane şekerini Türkiye markası yaparken, biz Akçaabat köftesinin lezzetini onlara tattıramadık.