Anayasa Mahkemesinden sonra Danıştay’da yaşanan gerilimle ilgili bir tahlil yapmaya çalışacağım. Neden böyle oldu? Türkiye uzun süredir gergin. Yerel seçimden sonra sular durulur gibi olduysa da Cumhurbaşkanlığı seçimi yeniden tansiyonu yükseltti

Anayasa Mahkemesinden sonra Danıştay’da yaşanan gerilimle ilgili bir tahlil yapmaya çalışacağım. Neden böyle oldu? Türkiye uzun süredir gergin. Yerel seçimden sonra sular durulur gibi olduysa da Cumhurbaşkanlığı seçimi yeniden tansiyonu yükseltti. Seçim öncesinde ve seçim sonrasında kulislerde bazı gelişmeler vardı. Neydi onlar? 1-CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine Metin Feyzioğlu lider olacak. 2-Metin Feyzioğlu’ndan Cumhurbaşkanı adayı olur mu? Bunlar konuşulurken Feyzioğlu’nun kendi cephesinde aleyhine gelişen önemli konu oldu. Bunlara bakarsak, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un cezaevinden tahliyesi ile ilgili Avukatı Feyzioğlu’nun  Başbakanla konuşması ve bu konuda hem Başbakan hem de Başdanışmanının desteğini alması komuoyunda Başbakan ile Feyzioğlu’nun diyaloglarını geliştirdiği şeklinde yorumlandı. Bu Feyzioğlu’nu bir anda CHP’nin lider çemberinin dışına itti. Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru Danıştay’da iyi bir fırsat yakaladı. Bu fırsatı kullandı ve Haşim Kılıç’ın biraz daha sert üslubu ile Van’dan girdi, 76 milyonun Cumhurbaşkanından çıktı. Feyzioğlu Van’ı gündeme getirerek doğru yapmadı. Ama bakın Van AK Parti Milletvekilleri ne yaptı? Biz biliyoruz ki, sadece Trabzon milletvekili ve Bakanı Erdoğan Bayraktar Van’a 80 kez gitti 11 bin konut yaptı. Danıştay toplantısının hemen ardından Ayfon kampında konuşup Metin Feyzioğlu’nu suçlayan  Van Milletvekilleri kenti inşa eden adam olarak Beşir Atalay’ı gösterince şaşırdık! Van milletvekilleri Erdoğan Bayraktar’ın Van’a 80 kez gittiğini, orada yeni şehir kurduklarını söyleyemedi! Gelelim Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tavrına. Erdoğan neden sert tepki gösterdi. Amerika’dan ve Avrupa’dan  Türkiye’ye bakanlar basın ve yargıya baskıcı bir duruş olduğunu seslendirdikleri bir ortamda Başbakan böyle bir çıkışı neden yaptı. Başbakan Erdoğan Anayasa Mahkemesi Başkanının konuşmasında salonda öfke kontrolünü başarmıştı. Belki de geçmişte AK Parti kapatılırken onu kurtaran adamla fit olmuştu Grupta ise eleştirdi. Peki burada neden ayağa kalkıp tepki verdi ve salonu terk etti. Erdoğan eğer salondan sesiz sedasız çıkmış olsaydı 2.kez fırça yemiş bir siyasetçi olarak rencide olacaktı. Dahası karizma çizilecekti. Her şeyi göze aldı ve cevap verdi. Üslubu sertti. Öyle sertti ki, iş kavgaya da gidebilirdi. Danıştay’da kim kaybetti. Feyzioğlu CHP’de kaybettiği köşeyi yeniden eline aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan ise Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik Anayasa mahkemesinin yanına Feyzioğlu malzemesini de koydu. Yani ikisi de kazandı. Tayyip Erdoğan’la birlikte Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanının da salondan çıkması, Arkasından Danıştay’ın yazılı açıklama ile Feyzioğlu’nun üslubunu ve konuşma sürecini eleştirmesi Erdoğan’ın kaybetmediği olarak yorumlanabilir. Ancak dışarıdan öyle bakılmıyor. Dış ülkeler, Metin Feyzioğlu’nun kürsüde siyaset yaptığı ile ilgilenmeyecek, onu gündemlerine bile almayacak. Başbakanın bir hukukçuyu kürsüde azarlamasını eleştirip Türkiye’ye yüklenecekler. Zaten Tayyip Erdoğan’ı ağır eleştiren basın mensupları içeriyi değil dışarıyı organize ediyorlar. Cumhurbaşkanlığı yolunda önünü kesmek içinde oradan hamle bekliyorlar. Hem Yönetim Hem De Hami Hoca Hata Yaptı Arada öylesine fark var ki, onu konuşmaya bile gerek yok. Bir yanda Sneijder diğer yanda Abdülkadir! Bir yanda Melo diğer yanda Mustafa Yumlu. Söze gerek var mı? Ama umut vardı. 1-Hami’nin yaptığı kritik hata var. Bak kral, Özer çıkarsa Soner girer! Zaten rakip senden kat, kat üstün. Bir de artı savunmacı yerleştiriyorsun. 2-Kim ne derse desin bir numara Muslera. Bu ligin en iyi kalecisi o. Onur artık Selçuk’tan gol yemeyecek ki öne geçebilsin! 3-Sözüm yönetime, Başkana, Ali Kemal abiye ve diğerlerine. Bir galibiyetin 900 bin TL olduğunu bilmiyor musunuz? Peki 100 bin TL ceza yiyip bu stadı doldurmayı düşünmediniz mi? Hem de Passolig mahkemeden red yemişken. Maça gelince. Kalite farkı dedim. Maç bize döner miydi? İkinci yarının başında Yusuf Erdoğan atsa maç bize dönecekti. Ama fark yedik. Ne diyelim. Bu sezon bitti. Çileler bitti. Diyorsunuz ki Avrupa! O da mucizeye kaldı. Bu anlayışla gitsen ne olur ki?