Prof. Dr. Selva Demiralp: "Seçim Sonrası Türkiye Ekonomisi En Büyük Sınavını Verecek"

İlk olarak, Demiralp, kemer sıkma politikalarının gecikmeli etkilerine dikkat çekti. Mayıs 2023'te başlatılan politikaların seçim sonrasında hissedilmeye başlayacağını ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bu süreçte izleyeceği yolun önemli olduğunu vurguladı.

İkinci olarak, sermaye girişlerinin beklenen hızda gerçekleşmemesi ve bu durumun önceki politikaların yarattığı olumsuz etkilerle ilişkilendirilmesi ele alındı. Sermaye girişlerindeki yavaşlamanın, acı reçeteye yönelik beklentileri artırdığına işaret eden Demiralp, bu durumun ekonomi için ciddi bir sınav olduğunu belirtti.

Üçüncü ve en önemli nokta olarak ise, TCMB'nin faiz artışlarının enflasyonla mücadelede yetersiz kalması gösterildi. Prof. Dr. Demiralp, faiz artışlarının reel faizde negatif bir durum yarattığını ve enflasyonun kontrol altına alınmasında etkili olmadığını ifade etti. Merkez Bankası'nın bu zorlu süreçte karar verme sürecinin ne kadar zor olduğunu vurguladı.

Demiralp'in paylaşımı şu şekildedir:

"Yerel seçim sonrası dönemde ekonomi politikaları en zor sınavı verecek. Çünkü:

  1. Kemer sıkma politikalarının etkileri gecikmeli geliyor. Mayıs 2023 sonrası atılan adımların etkileri seçim sonrası dönemde hissedilecek. Peki buna ne kadar izin verilecek? TCMB hangi noktada "havlu atmak" zorunda kalacak?

    Dolarda büyük kriz: Yıl sonu beklenen rakamı açıkladı Dolarda büyük kriz: Yıl sonu beklenen rakamı açıkladı
  2. Acı reçeteyi hafifletecek temel tatlandırıcı olan sermaye girişleri 36.5 puanlık faiz artışına rağmen ivme kazanamadı. Burada temel sebep Mayıs 2023 öncesi uygulanan politikaların yarattığı travmanın hafızalardan silinmemiş olması ve her an geri dönüş olur endişesi. Durum böyle olunca acı reçetenin esas acılığını yılın ikinci yarısında hissedeceğiz görünüyor.

  3. Merkez bankası faizi 36.5 puan faiz artırdı, yetmez mi sorusuna gelince: Manşet enflasyon %65 olduğu bir dönemde politika faizini %45'e de çıkarsanız -20 puan reel faiz var (bileşik faizden hesaplasanız -10 puan). Yetiyor olsa zaten enflasyon beklentileri düşmeye başlar, talep öne çekilmez, döviz talebi olmazdı. Demek ki doz yetmiyor.

TCMB de bu bilinçle makroihtiyati önlemlerle ek sıkılaştırmaya gitti. Bu adımların hele de seçim öncesi dönemde atılmasının sinyal değeri yüksek. Öte yandan faiz bu seviyede dursun, üstünü makroihtiyati tedbirlerle tamamlayalım denirse nihai olarak aynı ekonomik yavaşlamayı hedefleseniz de para politikasının temel aracı olan politika faizinin çok daha güçlü olan sinyal etkisini çöpe atmış oluyorsunuz.

Enfeksiyon bütün vücuda yayıldığında antibiyotik dozu yüksek de olsa yetmeyebilir. Peki ya daha fazla doz artışını da bünye kaldırmazsa? İşte zorluk tam da burada devreye giriyor. Faizi yeterince artırsanız ekonomide ciddi bir yavaşlama olacak, artırmasanız enflasyon yüksek seviyelerde yapışacak.

Merkez Bankası'nın işi çok zor. Ama zaten esas sorun enflasyonun bu kadar kontrol edilmez seviyelere çıkmasına izin verilmesi değil miydi?"

Muhabir: TUNCAY UÇKUN