Demokrasinin tamamen oturtulmadığı ülkelerde çetrefil sorunlar kolayca bitmez. Kimi sandığa, kimi dört kuşak geçmiş arazilere itiraz eder, kimisi yasal boşluklardan yararlanarak birşeyler kazanma peşinde koşarlar. Yani zorla kendisini mirasyedi yaparlar. Bu arada devlet çarkı paslanır ve dönmekte zorlanır. İşler yürümez, bundan dolayı bazı sorunlar ortaya çıkar.

Tam da rahat bir nefes alacağımızı düşündüğümüz sırada Merkez Bankası başkanı hükümete bir mektup göndererek “asgari ücretin artırılmamasını“ istedi. Bu isteğin Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri ilk defa olması oldukça ilginç ve düşündürücüdür. Çünkü sanayicinin böylesi bir gereksinimi yok. Sıkıntı asgari ücretlide. Onlar ekonominin tazyikinde ezilmekte, tencerede ne kaynatılacağını düşünmekte. Bu tip olaylarda sadece kaybolan zaman değil, ahlak ve maneviyatımız gibi kutsi değerlerimizi de kaybediyoruz. niteliği olmadığı halde yetkisi geniş ama sorumluluk algısı düşük kişilerin yönetimsel görevlere getirilmesi muktedirsiz iktidarı oluşturmaktadır. “Neme lazımca anlayış”, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”, gibi deyimlerde anlamını bulan bu davranışlar gerçekten ülkeyi ve kişileri felakete sürüklemektedir.

Mazlumun gözyaşı üstüne kurulan saltanat, köşk ve saraylar ebedi olmaz. Her alanda her gün insanların alım güçlerinin daralması insanların umutsuzluk girdabına sürüklenmesine etki eder.  İyilik ve insani düşünceler yavaş yavaş ortadan kalkar. Bu anlamda meritokrasi, daha seçkinci bir anlayışa vurgu yaparken liyakat “işe uygun kişinin seçimi” anlayışını ön plana çıkarmalıdır.

Bazı belediyelerde devir teslimi öncesi usulsüzlüklerin devam ettirilmesi dikkat çeken bir unsur olarak görülmektedir. Ancak demokrasi öyle bir güçlü kavramdır ki, haklı ve haksızı net şekilde birbirinden ayırmakta, her şeyi yerli yerine oturtmaktadır. Bu nedenledir ki demokrasi vazgeçilmezimizdir.

Belediye başkanı belediyenin kasasındaki parayı encümenden karar çıkartmadan, herhangi bir resmi kayıt olmadan belediyenin kasasından kendi parasıymış gibi dağıtmakta. Bu durum açıkça devlete ihanettir. Burada milyonların hakkı var, kahır ve gözyaşları var.  Garibanın ahı insanı çarpar hem de ne çarpma. Bu nedenle herkes en demokratik olan gerçek insan vicdanından uzaklaşmamalıdır.