Avrupa maçları, lig maçları derken düşe kalka geldik 14.ncü haftaya. İlk yarının bitmesine 3 hafta gibi kısa bir süre kaldı. Kadro yapılanmasına giden Fenerbahçe, zor günler yaşayan Galatasaray, Başkanını ve hocasını kaybetmiş Beşiktaş ve maddi imkansızlıklarla kadro kurmuş Sivasspor ile Trabzonspor sırt sırta bir yarışa devam ediyor..
 
Oysa beklenen bu ekipler içinde lige en hazır giren Trabzonspor’un 3-5 puan önde bu ipi göğüslemesiydi…
 
Beklenti gerçekleşmedi. Trabzonspor; Bazen 90+1’de hiç olmayacak yerden ve kişiden yediği bir golle, bazen de  oyuncuların sorumsuzca auta vurduğu bir penaltı ile puanları bir mirasyedi gibi bol keseden dağıttı.
 
Ve gelindi 14ncü haftaya…
 
Rakiplerden Fenerbahçe rakibini 5-2 ile , Sivasspor 3-1 ile , Galatasaray 1-0 ile geçti ve haftayı 3 puanla kapattı. Dolayısıyla mirasyedi gibi bol keseden puan dağıtan Trabzonspor’a kaybetmek gibi bir ihtimal bırakmadılar. Artık her puan altın değerinde, her puan aslanın ağzında, kaybedilecek hiçbir puanın telafisi yok.....
 
Gelelim maça;
 
Ünal hoca yine kartlardan ve sakatlıklardan dolayı ciddi bir kadro rotasyonuna gitmiş. Sosa’nın kart cezası sebebiyle merkezde Obi MİKEL-Abdulkadir PARMAK ikilisi, Pereira’nın sakatlığından dolayı da  Sağ bekte genç Serkan, Novak’ın sakatlığı geçmediği için de sol bekte Kamil Ahmet onbiri ile maça başladı.. Ayrıca Ünal hoca son üç haftadır vazgeçemediği 3 stoperli oyundan vaz geçtiğini, önde Sörloth ve Sturridge ile çift santrafor ile 4.4.2 şeklinde dizildiğini gördük…
 
Sakatlıkların şekillendirdiği kadro yapısına bakıldığında Trabzonspor’un ön tarafı ile arka tarafı arasında ki ciddi kalite farkı dikkat çekti. Daha henüz oyunun başında Kaliteli ayakların başrolünü oynadığı bir atakta Stürridge’nin pasında Sörloth ile Fırtına golü buldu(0-1) (DK.3). Dedim ya ön taraf ile arka taraf arasındaki fark çok net! işte tam da beni teyit edercesine daha 15 dakika geçmeden, acemice bir golü, eski oyuncusu Celutkska’nın ayağından kalesinde gördü (1-1) (DK.17) …
Trabzonspor’un ön tarafında ki kaliteden bahsetmiştim ya işte bir başka kaliteli ayak N’wakaeme’nin olağan üstü tokunuşu ile bir kez daha dengeler bozuldu (1-2) (Dk.25). Golün ardından bir miktar Antalyaspor baskısından bahsedebiliriz ama asla sahasına hapsolmuş, çıkamayan bir Trabzonspor’dan bahsedemeyiz. Sanki Trabzonspor biraz taktik gereği oyunu kendi sahasında kabül etmiş gibiydi. Tam ilk yarı böyle sonuçlanacak derken Sağ ayaklı sol bek Kamil Ahmet’in asistinde genç yıldız Yusuf Sarı ile golü buldu ve farkı ikiye çıkardı.(1-3) (DK.43).
İkinci yarıya Antalyaspor iki ofansif değişiklikle çıktı. Geride olmanın ve diri iki oyuncunun verdiği enerji ile ilk 15 dakikada 3 gol lük pozisyon yaratmayı başardılar. Bu zaman zarfında ciddi şut/pas yanlışları yüzünden Trabzonspor’da iki gollük pozisyonu heba etti. Devamında Önce Kamil Ahmet sakatlandı sonra da Sturridge çıkarılınca dengeler biraz daha ev sahibi ekip lehine değişti.
Her oyuncu değişikliği ile güçlenen ev sahibi, her çıkan oyuncu ile güç kaybeden bir Trabzonspor. Son dakikalarını Uğurcan Çakır’ın ön plana çıktığı maçın uzatmalarında ciddi golleri heba etsekte kazanmak önemliydi.
Teşekkürler çocuklar, emin adımlarla hedefe