Fındıkla ilgili bazı güncel bilgiler vererek yazımıza giriş yapalım.
 
Dünya fındık piyasasının % 70’ini Türkiye karşılıyor. Tek başına tarımsal ihracatın % 15’i fındıktan.
 
Her yıl ortalama 2 milyar doların üzerinde ihracat geliri var.
 
450 bin aile yaklaşık 2 milyon kişi fındık hasadı ile hem hal.
 
Fındıkta her yıl bitmeyen tartışma fiyat kaosu.
 
Ülkemizin bunu senelerdir çözüme kavuşturamamasının izah edilecek tarafı yok.
 
Biz fındıkta markalaşmayı, yeni yeni markalar çıkarmayı, aynı ürün içinde çeşit çeşit tüketim ürünleri oluşturmaya kafa yormamız gerekirken bir noktada tıkanıp kalıyoruz.
 
Müstahsil haklı mı, sonuna kadar haklı.
 
Fındık zahmetli bir iş, birilerinin dediği gibi kimse 5 liralık emek verip 10 liralık karşılık beklemiyor.
 
Beklediği emeğinin karşılığı. Fındıkta özellikle son yıllarda maliyetlerin arttığı çok ciddi bir gerçek.
 
Bu sezona bakıyoruz; TMO fındık alımı yapacağını duyurmuş ve 10-10,5 TL gibi bir fiyat belirledi.
 
Haliyle üretici kırgın.
‘Fındığı emanete vermeyin’ yıllardır söylenegelir.
 
Yalnız bazı gerçekler var.
 
Üretici borçludur borcunu ödeyecek, gurbetçidir fındığı satıp gidecek, çoluk-çocuğunun masrafıdır nakit paraya ihtiyacı vardır bir an önce para bulmak durumundadır. Kurban kesecek.
 
Esas itibariyle fındık iç piyasada 2-3 büyük tüccar alıyor.
 
Şu olmalı; devlet ürünün arz fazlası durumunda ürünü piyasadan almalı az olduğu durumda piyasaya vererek fiyatı dengelemeli.
 
FİSKOBİRLİK eliyle yapılan buydu ama FKB’nin sürdürülebilirliği yıllar içinde çeşitli nedenlerle ve çoğu haklı gerekçelerle pasifize oldu.
 
TMO’nun devreye girmesi geçici çözüm olmakla beraber sürdürülebilir değil.
 
TMO’nun yeni fiyat açıklaması haliyle muhalefet partilerinin tepkisini çekti ve başta bölge milletvekilleri olmak üzere CHP Trabzon milletvekili Haluk Pekşen meclis Araştırma önergesi verdiler.
 
Eleştirilen şu; maliyet hesabı yapılarak bir fiyat belirlenmiş, maliyet dışında bahçe sahiplerinin geçimlerine katkı sağlayacak ek bir getiri düşünülmemiş.
 
TMO fiyatı 12-13 TL arasında tutacak şekilde bir fiyat belirlese bu denli tartışma olmazdı.
 
Devletin alan desteğini de atlamamak lazım, bu da üretici için bir katkı.
Yalnız alan desteğinde sıklıkla vurgulanan kg başına destek modeline geçilmeli.
 
İç piyasada fiyatları düşük tutmak müstahsile de ihracata da bir katkı yapmıyor, fiyat az olunca ihracat geliri de az oluyor.
TMO 6 Eylül’den sonra fındık alımına başlayacak.
 
Piyasada yeni ürün fındık 8-9 TL civarında.
 
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Kozoğlu’nun dedikleri var:
‘Kim ne derse desin, fındıkta serbest piyasa koşulları hakim değil. TMO hesaplanan en düşük kalem maliyeti olan 8 lira 75 kuruş üzerinden değerlendirme yapmış ve fiyatını buna göre belirlemiştir.
Fiyat en az 13 liranın üzerinde olmalıydı. Bu sorun çözülmezse Karadeniz için yıkım olacaktır.  TMO acilen fındık alım fiyatlarını artırmalıdır.’’
 
Fındıkta genel çerçeve bu, senelerdir aynı tartışmayı kayıkçı kavgası gibi yapıyoruz.
 
Karadeniz halkı, hem kendisinin hem de ülkenin en milli ürünlerinden biri olan fındığa daha makul bir fiyat istiyor.
 
Fındık dışında tarımda (çayı özel tutacak olursak) ülkeye ciddi bir gelir unsuru yok, ne hayvancılık ne denizcilik!
 
Gelir getirici başka ürünler olsa kimsenin itirazı kalmaz olsa gerek.