Orman ve yangın deyince hemen aklıma hemşerimiz Faruk Çebi gelir. Rize Fındıklı’da başladığı Orman Şefliğini Ankara’da devam ettirmiş ve sonrasında da İstanbul’a Bölge Müdürü olmuştu.

İstanbul’da gördüğü yanlışlara müdahalesi sebebiyle hem Bakan Veysel Eroğlu hem de Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ile yıldızı barışmamıştı. Harfiyatların döküm alanları ve tahsilatı ile ilgili ‘Bunların yerleri Ormanlık alanlar değildir. Buraya dökülecekse ücretini biz alırız’ diye mücadele vermişti.

Telefonda sohbet ettik.

-Seninle bunun için mi uğraştılar müdürüm?

‘Hayır benimle kimse uğramadı. Ben uğraştım. Ormancılık kanunlarının dışına çıkılmasına müsaade etmedim.’

-Sürdüler seni ama?

‘Nereye sürdüler, Trabzon’a Bölge müdürü yaptılar, arkasından Genel müdür yardımcısı oldum sonra da Faruk Bakanımıza Danışman yaptılar ve oradan ayrıldım.’

-Sayın Çebi, siyasetçiler için zor bir Bürokrat idin?

‘Hayır, ben düz yöneticiyim. İstanbul’da yangın çıktı. Burgaz adada, Orman Bakanı Osman Pepe aradı, geliyorum dedi. Bende kendisine ‘Sayın bakanım ne sen gel ne vali bey. Gelmeyin. Yangını söndürelim öyle gelirsiniz. Buraya gelirseniz yangından çok size odaklanacağız. Yangın büyüyecek dedim.’

-Peki şimdi öyle değil mi?

‘Orman Bakan yardımcılarına baksınlar, hangisi Oman mühendisi veya Ormanın içinden geliyor. Bugünkü yangınların söndürülememesinin sebebi ağırlıklı şudur, direktifi verenler bilgisiz, uzmanlar ise yetkisiz.’

-Nasıl?

‘Kitabımda da yazdım benim gibi diyebilirler mi ki, Sayın Bakanım sen bu yangın yerine gelme. Rahmetli Kadir Topbaş gibi bir imparator Belediye Başkanına Harfiyat dökümlerini Ormanın içine yapamazsınız diyebilirler mi? Var mı öyle Bürokrat?’

-Şimdi ki yöneticiler yapamazlar mı?

‘Orman şefi ilçe başkanı ile, müdürse il başkanı ile Genel Müdür ise Bakan ile yürüyor. Ya da bir şekilde sayın Cumhurbaşkanımıza yapışıp onun gücünden faydalanıyorlar!’

-Sayın Çebi, Kutlu Partinin Genel Başkan yardımcısı Trabzonlu Hikmet Yılmaz’ın ileri sürdüğü ‘yangınlar elektrik hatlarından çıkıyor’ sözleri ne tadar dikkate alınmalı?

‘Her yıl bakım zamanı vardır. Elektrik tellerinin geçtiği ormanlık alanlardaki ağaç dalları ile temaslar ortadan kaldırılmalı. Ama bunu elektrik firmasına yaptıracak güç lazım. Devlet özelleştirdi. Firma yatırımdan ve maliyetten kaçıyor’

-Ormana benzin döküp yakanda var, Piknikte yakan, onlara bir şey demeyecek miyiz?

‘En ağır ceza verilecek. Pikniğe gidip ormanı yakan da .affedilmeyecek. Bu hainliktir. Ama son yıllarda Orman memurlarının sayısı azaldı. Orman muhafaza okulları kapatıldı. Ormanın içinde nöbet tutan bekçiler yok.’

-Şehitlerimiz var. Çok acı hatıraları var?

‘Nimetler dağıtılırken daima sütre gerisinde, külfetlere talipte de hep ön sırada durmayı meslek ilkesi edinmiş cefakar Türk Ormancısı orman yangınlarıyla mücadeleyi yasalarda karşılığı olmayan büyük bir sorumluluk duygusuyla ve mesai tanımayan cansiperane bir görev anlayışıyla tamamen vatan savunmasıyla özdeşleştirmiştir.

Ormana düşen bir kor ateşin yüreğindeymiş gibi acısıyla hareket ederek ateş korunu daha duman aşamasında hemen ihbar eden “Kule Gözeticisinden” söz konusu koru söndürmeden ve evdeki istirahat hakkını taşı yastık, dozer paletini de döşek yapma pahasına yangın sahasından ayrılmamaya yemin eden “Yangın İşçisine” fazladan bir sorti yapabilmek adına en zor şartları değerlendirmekten kaçınmayan “Uçuş Ekibinden”, görevi ve ünvanı ne olursa olsun bütün varlığıyla sonuna kadar çalışanına karşı her türlü desteği esirgemeyen “Yöneticisine” kadar orman teşkilatında görev alan herkesin bu mücadeleye katkısı çok büyüktür.’