Ak Parti Rize Milletvekili ve Teşkilat Başkan Yardımcısı Muhammet Avcı’yı yakından tanımazdım.

Kısacası; AK Parti iktidarı döneminde görevden alınan, Rizeli ilk Genel Müdür, devamında da CHP’den milletvekili adayı olan (İstanbul 1. Bölge) birisi olarak yakın temasımız hiç olmamıştı. Onbeş yıl öncesinde görevden alınmamın Muhammet Bey’in uzaktan yakından ilgisi yoktur. Çünkü Avcı,o dönemde 25 yaşındaydı..

 Milletvekili seçildiğinde; parlamentoda birkaç kez ayaküstü sohbet ederek hayırlı olsun dileklerimizi iletmiştim.

Yaklaşık iki yıl önce Ankara-Trabzon uçağında, kendisine “Sayın vekilim, uygun olduğunuzda bir görüşme yapalım” teklifinde bulunduk. Ankara’daki ÇAYKUR Misafirhanesi’nde kahvaltılı bir sohbet yapacağımız konusunda anlaşmıştık.

Muhammet Bey, çok yoğun bir milletvekili… Haftanın üç günü; yasama dönemi, yani parlamenter çalışmaları için TBMM’de bulunuyor. Teşkilat Başkan Yardımcısı olarak, Zonguldak’tan Artvin’e kadar sorumlu ve teşkilatlarla uğraşıyor.

Geri kalan kuısmını de  Rize’de vatandaşla birlikte.... Uğramadığı ilçe, gitmediği köy, temas etmediği Rizeli kalmadı. Rize milletvekili olmak zaten yeter de artar. Ankara’da misafirhanede kalan, mobil –seyyar milletvekili…

*

Böyle olunca da görüşmemiz iki yıl gecikti.10 Aralık günü için anlaştık ve buluştuk. İki saat konuştuk, dertleştik.

Rize ve Rizeliyi konuştuk.. “Yazılmak”” ve “yazılmamak” kaydı ile her şeyi masaya yatırdık.

Görüşmemizin sonunda “Başım çok ağrıyor” deyince bir de kendisine ağrı kesici verdik Aynı günün akşamı da covid 19 teşisi ile Atatürk Hastanesi’ne kaldırıldı.

Dolayısıyla “yakın temaslı” olarak 14 gün kendimi evde karantinaya aldım. Endişeli günler geçirdik.

Buna şans mı denir, kader mi?… Bilemem… İki yıl sonra buluş ve o gün covid 19 çıksın... Bunda da bir hikmet vardır.

Anlayacağınız Muhammet Bey ile sohbet ederken, bir anlamda covid 19 ile sohbet etmiş olduk.

Neticede ikimizde atlattık. Bu görüşmenin hikâyesi böyle başladı..

*

Muhammet Avcı kim? Bilinen ve bilinmeyen yönleri nelerdir? Bu görüşmede edindiğim izlenimin ne?

Görüşmemizde, hiç konusu olmadı. Belki özeline girmek doğru da değildir. Kendisinden de izin almadım. Toplum önünde olan, bilinen tanınan kişilerin fazla özeli olmaz.Bu nedenle yazacağım.

Muhammet Bey, 1980 doğumlu. Üstün nitelikleri olan genç bir siyasetçi. Bir çocuğunu doğumuna bir hafta kala, ikinci çocuğunu ise iki yaşında iken kaybeden acılı bir baba…Allah kimseyi evlat acısı ile imtihan etmesin..

Dahası canından çok sevdiği biricik oğlunu kendi elleri ile toprağa vermiş bir baba. Aradan zaman geçse de gözlerinin içine bakarsanız bu acıyı görürsünüz. Hissedersiniz…

Şunun için yazıyorum. Böyle bir acı ile imtihan olmuş bir babada gelecek beklentisi olmaz. Hırs ve egonun yanından geçmez. Dünya malına tamah etmez. Sadece Allah rızası için hizmet verir. Bundan da mutlu olur. Ben bu acısını ve duygusunu gördüm.

Siyasette beklentisi olan birisi,  önce Ankara’da ev tutar, yerleşir. Avcı, misafirhanede kalmayı tercih eden bir garip vekil.. Hizmetin dışında hiç bir makam mevki umurunda değil…Tekrar nasıl seçilirim anlayışı ile siyasi entrikalara bulaşmaz..

*

Muhammet Bey, kavgacı değil, uzlaşmacı… “Ben” değil, “Biz” diyenlerdendir… Sakin ve ateş ile imtihan olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın itibar ettiği, güvendiği mütevazı bir  isim.

Başarılı insanları keşfediyor. Bulup çıkarıyor. Kendisine rakip olsa bile bu kişilere destek veriyor. Yanıldıklarından ders alıyor.

Marifeti kendinde sayanları zaman içinde ayıklıyor. Ülkenin ve Rize’nin çıkarını kendi çıkarının önünde koyuyor.

Muhammet Bey, genç yaşından itibaren itibarlı işlerle uğraşmış; yaptığı işlere de itibar kazandırmıştır. Genç yaşında, il başkanı, il genel meclisi başkanlığı yapmış, şimdilerde ise milletvekili ve teşkilat başkan yardımcılığı gibi önemli görevlerde bulunmaktadır.

Siyasetin imbiğinden geçmiş, bilgisini, birikimini, deneyimini zirveye çıkarmış; damıtmış, hayatının her anını devlet ve millete amade geçirmiş genç bir siyasetçi. Zarif, beyefendi kişiliği herkesin takdirini topluyor. Çok başarılı bir siyaset profili çizerek, kusursuz bir ciddiyetle görevini yerine getiriyor.

*

Siyasette “altın kural” halkla bütünleşmektir. Her yerde altın kuraldır… Futbolcu misali... Koşacaksın. Terleyeceksin. Vatandaş sana değil, sen vatandaşa gideceksin. Muhammet Bey bunu yapıyor.

Koşuyor… Terliyor… Ziyaret ediyor… Vatandaşla diyalog kuruyor... Ülkenin sorunlarını gündeme getiriyor; içten ve samimi olarak. Her kesimi kucaklıyor.

Kadınların, gençlerin, yaşlıların, haksızlığa uğrayanların haklarını savunuyor.

“Siyasetin fakültesi üniversitesi" yoktur. Siyasetin okulu "gençlik kolları”dır. Kadın kollarıdır. Seçmendir. Tecrübedir. Birikimdir. Deneyimdir. Başarıdır…
Hiçbir şey başarının yerini tutamaz. Başarılı olmak için siyaset üreteceksin, çalışacaksın!

Muhammet Bey’in yaptığı gibi siyaset yapacaksın. Topluma örnek olacaksın.