Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yeni bir CHP kuruldu. Partinin köklerinden gelen isimler ağırlıklı olarak Genel merkez kadrolarından elendi.

Muharrem İnce’nin rest çekip ayrılacağını tahmin edemeyenler ki, bunlar Engin Altay, Veli Ağbaba, Partinin Grup Başkan vekili Özgür Özel, Kemal Kılıçaroğlu’nu yönlendirdiler. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra İnce’yi Kılıçdaroğlu’nun yanına yaklaştırmadılar.

Belki Kılıçdaroğlu da böyle istedi!

İnce gidince partinin bir tarafı çöktü.

Çöktü diyorum, Çünkü İnce tabandan gelen siyasetçi olmakla birlikte adımlarını hesaplayarak atan birisi.

Anadoluyu dolaştı ve döndü.

Ne var Anadolu’da? Beni istiyor mu Anadolu!

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 30’un 20’sini attı en az yüzde 10’u var dedi.

Ankara’ya geldi ve işareti verdi partinin güçlü 3 milletvekili birden istifa etti.

Bu sarsıntı yarattı.

CHP liderinin ve sözcülerinin son dönemde Erdoğan ve ekibine yönelik sert sözleri ve 128 miyar dolar için asılan pankartların ağırlıklı sebebi bu.

Muharem İnce’nin iktidar tarafından el altından desteklendiğine inanıyorlar.

Eğer partileşir ilk seçimlere de girerse CHP’den ciddi kopmaların olabileceğini görüyorlar.

Siyasette maalesef nezaket sınırları aşılmaya başlandı.

Hem de bir kez değil.

Dünkü yazımda ‘bu iş husumete döndü’ dedim.

Bunu söylerken özellikle CHP İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Aylan bebeğin üzene yazdığı 128 milyar dolar nerede yazısından hareket etmiştim.

Özür diledi. Bence doğruyu yaptı. Engin Altay’da özür dilemeli.

AK Parti kanadından bir başkası Kılıçdaroğlu ile ilgili veya bir başka siyasetçi ile ilgili bu tür bir benzetme yapsa ona da karşı çıkarım..

Engin Altay kaç dönemdir milletvekili. Bu vatan bu topraklar ona her şeyi verdi.

Ama o ‘AK parti en iyisini de yapsa yaptı demeyeceğiz’ demişti. Şimdi de Erdoğan’ın sonunu Menderese benzetiyor.

Erdoğan-Menderes olayı muhalif kanatta son dönemde sık tekrarlanmaya başlandı.

Bu sözlerin arka arkaya gelmesi kasıt mı, gaf mı, bir bilgi mi?

Savcılık Engin Altay’a bunu sormalı..

15 Temmuz öncesini hatırlayın. O dönemde de darbe mesajları vardı

Kim veriyordu mesajları,

Nazıl Ilıcak, Ahmet ve Mehmet Altan.

Televizyonları STV kapandı bu kez gitti Can Erzincan televizyonunda konuşmaya devam ettiler.

Millet 15 Temmuza geçit vermeyince gözaltına alındı hapsedildiler.

İçerden çıkabilmek için de özür ve Devlete bağlılık mektuplarını sıraladılar

Kaldı ki burada bir Grup başkan vekili var.

O meclisten 1960, 1971, 1980’lerde  çok sayıda idam kararı çıktı.

Ama 15 Temmuza birlikte direnir hale geldi.

Ve Gazi oldu.

Bu Onurlu duruşa siyasi hesap uğruna zarar vermeyin!