31 Aralık 2000 tarihinde Trabzon'da meydana gelen ve güvenlik görevlisi Ali Köse'nin ölümü ile sonuçlanan banka soygunun ardından tam 20 yıl geçti.
Herkesin yeni yılı kutlama yaşadığı o akşam kan aktı, can alındı, iki çocuk babasız kaldı. Beyaz kar örtüsüne akan o kanın 20 yıldır hesabı sorulamadı ne yazık ki.. İki çocuk babası Ali Köse öldürüldüğünde 26 yaşındaydı.
Arkasında gözü yaşlı anne-baba-kardeşleri ile eşini ve çocuklarını bıraktı. Onlarca haber yaptım, köşe yazdım, gücüm yettiğince bu olayı gündeme taşıdım.
Bu yüzden darp edildim, mağdur oldum, defalarca tehdit edildim..
Ben yazmaktan ne bıkarım ne yılarım..

Ama gelinen nokta ortada. Katiler hem güvenlik görevlisini şehit etti hem de o günün parasıyla 228 bin TL ile kayıplara karıştı.
Dönemin valisi ve emniyet müdürü olayın çözülmesi noktasında sözler vermiş yüzde 90 çözdük diye de kamuoyuna açıklamalar yapmıştı.
20 yılda değişen vali ve emniyet müdürü sayısını da göz önüne alırsak verilen sözlerin de yapılan çalışmalarında koca bir balon olduğunu görürüz.
Trabzon için bu soygunun aydınlatılamaması kara bir lekedir.
Dosya rafa kalktı belki de zaman aşımına uğradı.
Sonuçta olan hayatının baharında bir yiğide oldu.
Ali’nin kanı yerde kaldı.
Trabzon için bu soygunun aydınlatılamaması kara bir lekedir.
Olayda hayatını kaybeden Gümüşhaneli Ali Köse kardeşimizin mekanı cennet olsun.
Anne ve babası ile birlikte geçenlerde mezarını ziyaret ettim.
Ve bir kez daha ona söz verdim.

Allah güç-kuvvet verdikçe kalemimizi kırılmadıkça bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Katiller elbet bir gün hesap verecek.
Aramızda gezmelerine, rahat nefes almalarına elbet bir gün dur denecek.. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz..
İster Trabzon ister Diyarbakır ister İzmir.
Memleketin neresi olursa olsun hiç-bir olay faili meçhul kalmamalı.
Hele böylesine alçakça saldırıları yaparak kayıplara karışanların inlerine inilmeli.
Öldürülen ister güvenlik görevlisi ister aydın-yazar, ister kamu görevlisi, ister esnaf-vatandaş.
Hangi görüşten hangi dilden yada dinden olursa olsun yaşanan mağduriyetlerin mutlak suretle açığa çıkması ve adaletin yerini bulması gerekiyor.
Sanmayın ki yarın bizim başımıza gelmez.
Susmak onaylamaktır.

Susmayalım tepkimizi koyalım.
Ali’nin katilleri 20 yıldır nerede? Sorusu cevap bulmuyorsa bu bizim ayıbımız.
20 yılda kim üzerine düşen görevi yaptı kim yapmadı?
Artık gazetelerde haber bile olmuyor bu olay?
Ne çabuk unuttuk?