Toplumda her 100 kişiden birinde görülen kekemelik, genellikle 2 ila 5 yaş arasında başlıyor. Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Burçin Mutlu, kekemeliğin “bir korkunun ya da utanmanın sonucu” olmadığını, temelde beyin yapısındaki nörolojik farklılıklardan kaynaklandığını vurguladı. Mutlu, “Kekemelik taklit edilerek kazanılmaz. Çocuğun konuşmasında tekrarlar, uzatmalar ya da duraksamalar fark ediliyorsa, ‘geçer’ diyerek beklemek yerine mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır” uyarısında bulundu.

Sigara Kovid-19'u Daha mı Ağır Geçirtiyor? Uzmanlar Uyardı!
Sigara Kovid-19'u Daha mı Ağır Geçirtiyor? Uzmanlar Uyardı!
İçeriği Görüntüle

KEKEMELİK KENDİLİĞİNDEN GEÇER Mİ?

Kekemelik bazı çocuklarda zamanla azalabilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Ancak Uzman Burçin Mutlu’ya göre bu durum, her çocuk için geçerli değildir. Araştırmalar, erken dönemde başlayan kekemeliklerin yaklaşık yüzde 75-80’inin kendiliğinden düzelebileceğini, ancak geç müdahale edilen vakalarda kalıcılık riskinin arttığını gösteriyor. “Kekemeliğin geçmesini beklemek, bozukluğun yerleşmesine neden olabilir. Her geçen ay, terapi sürecini zorlaştırır” diyen Mutlu, erken tanının önemini vurguladı.

KEKEMELİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?

Kekemelik, sanıldığı gibi stres, korku ya da utanmadan değil; genetik ve nörolojik nedenlerden kaynaklanır. Ailede kekemelik öyküsü bulunan çocuklarda risk daha yüksektir. Mutlu, “Beynin konuşma koordinasyonunu yöneten bölgelerindeki farklılıklar kekemeliğe zemin hazırlar. Bu nedenle kekemelik, psikolojik değil biyolojik temellidir” diyerek doğru bilinen yanlışa dikkat çekti.

KEKEMELİK NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Kekemelik tedavisinde en etkili yöntem, bireye özel planlanmış terapi programlarıdır. Terapilerde kullanılan teknikler;

  • Duyarsızlaştırma çalışmalarıyla konuşma kaygısını azaltmak,

  • Konuşmayı yeniden şekillendirme yöntemleriyle akıcılığı artırmak,

  • Modifikasyon teknikleriyle takılmaların yönetimini öğretmek üzerine kuruludur.
    Mutlu, “Bu süreç sadece konuşma eğitimi değil, aynı zamanda bireyin iletişimle kurduğu ilişkiyi yeniden inşa etmesidir. Düzenli terapi desteği, kekemeliği büyük oranda kontrol altına alır” dedi.

AİLELER VE ÖĞRETMENLERE ÖNEMLİ GÖREVLER

Uzmanlara göre kekemelikle mücadelede çevrenin yaklaşımı da en az tedavi kadar önemlidir. Çocuğa sabırla dinlenmeyen, cümlesi tamamlanmadan sözü kesilen bireyler zamanla “konuşmamayı tercih etmeye” başlıyor. Mutlu, “Kekemeliğin en tehlikeli sonucu konuşamamak değil, konuşmaktan vazgeçmektir. Ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığı, çocuğun özgüvenini korur” diyerek toplumsal duyarlılığa çağrı yaptı.

Kaynak: İHA