Güzel yazılara başlarken klasik cümleler vardır ya hani, işte öyle bir cümleyle başlamak istiyorum. Yeni bir Eğitim ve Öğretim yılına başlamanın heyecanı içerisindeyiz. Heyecan derken sözün gelişi öyle. Yoksa bu sistemde ne velide, ne öğrencide, ne de öğretmende bir heyecan olduğunu sanmıyorum.
                   
 Her yıl aynı telaş, her yıl ayrı bir uğraşı, her yıl aynı sistemsizlik. Maalesef en iyi sistemimiz oldu sistemsizlik. Yapboz haline gelen eğitimimiz yıllardır aynı. Kredili sistem, beşlik not sistemi, onluk not sistemi, kesintili eğitim sitemi, kesintisiz eğitim sistemi, beş artı üç, dört artı üç artı üç, yok ezber odaklı, yok beceri odaklı. OKS, SBS, LGS, LYS,ÖSS,TEOG ve bilimum sistem ve sınavlar.
                    
Parçadan bütüne varma, bütünden parçayı bulma, el yazısı, olmadı çevir düz yazı. Yazarken ben bile yoruldum şu satırları, ya bu sistemsizlikten geçen öğrenciler, öğretmenler, veliler nasıl yorulmasın.
                     
Bütün bunları en güzel şekilde analiz etmek için hiç şüphesiz eğitim bilimci olmak gerek. Fakat bu sistemsizliğin böyle gitmeyeceğini görmek için de kör olmamak gerek. Neyse ki Reis bu olaya el attı da kalktı artık yüzlerce birinci çıkaran TEOG sınavı. Eğitim sistemimizin en büyük eksiği yaptığımızı doğru şekilde yapmamak değil, bilakis doğru olanı bulamamak, yapamamaktır bence. Bir türlü bulamadık şu doğru olan eğitim modelini. Yıllardır iktidarda olanlar da olmayanlarda kabul ediyor artık bu gerçeği, eğitim sistemimiz maalesef istenilen düzeyde değil.
                    
Bütün bunları düşünüp yazarken aklıma hemen memleketim Çaykara geldi. Yok, öyle hemen torpil falan yaptığımı sanmayın. Köyün birinde, Mili Eğitim Bakanlığından gelen müfettiş okulda sınıfın birine derse girmeden, teftişten önce öğretmene adını ve nereli olduğunu sorar. Çaykara’lı olduğu öğrenen müfettiş daha teftiş etmeden öğretmene “hocam biz zaten eğitimde Çaykara’yı rol almayı örnek almayı doğru buluyoruz, lütfen siz derse devam edin” söyleyip ayrılır.
                     
İlkokuldan üniversiteye girene kadar tüm öğrencilerle bire bir yapılan çalışmalar neticesinde, ilçede hemen hemen tüm sınavlarda Çaykara eğitimde son zamanlarda hep zirvede oldu
.
                    
Dershanesi bulunmayan ilçede bu büyük başarıda emeği geçen,bu modelin öncüsü başta İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali olmak üzere, öğretmeninden idarecilerine, hizmetlisinden servis şoförüne ve  velilerine kadar hepsinin payı vardır
. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
                     
SBS,OKS,TEOG,LYS ya da LGS hangi sınav olursa olsun tamamından üstün başarıyla çıkan ilçede insan odaklı bire bir yapılan çalışmalar şüphesiz çok  güzel bir model oluşturdu. Ve bu modelde zengin fakir, çalışkan tembel, aktif pasif, iyi sınıf kötü sınıf ayrımı yapılmaksızın tüm öğrencilerin eğitim ve öğretimi en güzel şekilde sağlandı ve sağlanıyor.
                     
Kaymakamlık, belediye, sivil toplum kuruluşları ve velilerle birlikte yürütülen, maddi ve manevi olarak da desteklenen bu modelde kazanılan başarı ilin başarısında da öncü oldu.
                     
Bu model sadece ders çalışma odaklı değil, içerisinde kültürel ve sportif faaliyetleri kapsayan milli ve manevi değerlerlerle donatılıp iç içe yaşamayı da hedef alan bir çalışma modelidir.
                    
Bilimsel ve aynı zamanda eğitim sisteminin tıkanıklıklarını açan bu modelde hangi sınav hangi sistem olursa olsun başarının daima geleceğine inancım tamdır. Bu yüzden yetkililere, ilgililere ve eğitim camiasındakilere Çaykara Modeli’ni daha çok araştırmalarını ve uygulamalarını öneriyorum. Sonra hangi sınav kalkar ya da hangi sınav gelirse gelsin, başarı burada daimidir.
                    
Başta eşim, abim ve süt kardeşlerim olmak üzere tüm öğretmenlerin yeni eğitim ve öğretim yılını kutlar, öğrencilerimize de Allah’tan zihin açıklığı diliyorum. İyi haftalar.