Dünya genelinde kadına yönelik şiddet kadınların hayatında en önemli sorun olarak yer almaktadır. Çünki kadınlar sokakta, işyerinde ,okulda  ve evde, yani yaşamın her alanında erkeklerin uyguladığı fiziksel, psikolojik ekonomik ,cinsel ve internette siber şiddete ve ısrarlı takibe maruz kalmakta ve acımasızca katledilmektedirler. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre: 2020 yılında Türkiye'de 300 kadın öldürüldü, 171 şüpheli kadın ölümü gerçekleştirilmiştir. 2021 yılının ilk altı ayında  ise 130 kadın yine erkekler tarafından öldürülmüştür. Kadına yönelik şiddetin dozu giderek artmaktadır .Bu bir kadın kırımıdır dedi.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADIN TÜRKİYE  

Programlar Yöneticisi Zeliha Ünaldı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Amacıyla Yapılan Çalışmalarda Kalıp Yargıların Dönüştürülmesi 

"Konuşmasında :Kadınları maruz bırakıldığı şiddete her yerde tanık oluyoruz bir önleme aracı olarak kalıp yargıları dönüştürmenin önemi ne vurgu yapmak istiyoruz. Eşitsiz güç ilişkileri yeniden üretildilkçe şiddet ile mücadelede sonuç almak güç. Bu dönüşüm gerçekleşirken bir yandan da varolan haklarımızı ve koruma mekanizmalarını bilmek sessiz kalmamak ,şiddeti kayıt altına almak çok önemli. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak bu sene 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında gerçekleştirdiğimiz kampanya ile sizlere Şiddete Kayıtsız Kalmayın çağrısı yapıyoruz dedi.

Kadın Meclisleri Ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalışmaları 

konusunda S. NazikIŞIK, ilk bölümde KentKonseyleri ve Kadın Meclislerinin işlevleri hakkında bilgi verdi.KentKonseyleri’nin ‘’Günlük yaşamımızı daha iyi, daha kaliteli hale getirmek için,yerel, özellikle belediye hizmetlerinden daha iyi yararlanmak,hizmetleri değerlendirmek ve geliştirmek üzere bir araya gelebileceğimiz demokratik bir çatı’’olduğuna dikkat çeken S Nazik IŞIK, Konseylerin Türkiye’deki geçmişini anlattı ve mevzuatını ana hatlarıyla bilgiye sundu,Kadın Meclislerinin yerel hizmet ve kararlara kadın katılımını kadınları ve kadın örgütlerini görünürleştirmek,sorunları ve ihtiyaçları gerçeğe birlikte bakarak sağaltmak, birbirini duyup dinleyerek uzlaşmayı öğrenmek,birlikte üretmek, ortak sesi ve aklı harekete geçirmek , katılım ve denetim,mevcut hizmetlerde verimliliği artırmak olarak sıraladı.  S.Nazik IŞIK, 5,5yıllık başkanlık deneyimi ile Karabağlar Kent Konseyi ve iki yıldır devam eden  İzmirKent Konseyi deneyimlerine dayanarak Kadın Meclislerinin kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele amaçlı çalışmalarından çok sayıda örnek verdi.Kadınları güçlendirmek , yeni örgütlenmeler oluşturmak , talepleri ortaya çıkarmak,farkındalık artırmak ve hizmetleri güçlendirmek başlığı altında topladığı proje,faaliyet ve çalışma örneklerini aktaran IŞIK,Avrupa Konseyi Kentsel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı’nın yerel yönetimler tarafından imzalanması ve Yerel Eşitlik Eylem Planları ile uygulanmasının önemini vurguladı.

"VAZGEÇMİYORUZ" 

Türkiye'de kadına karşı şiddet konusunda  21 Mart'tan itibaren yeni bir dönemece girildi diye söyleyebiliriz. Çünkü 21 Mart gecesi Uluslararası  İstanbul sözleşmesinden tek taraflı ve hukuksuzca çekildikten sonra Türkiye'de 226 kadın katledilmiştir. Mekanizmaların uygulanmadığı, sistemde İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldığı düşüncesinin ;mağdur da yaygınlaşması nedeniyle, hem mücadele sahasında geri adım, hem de  önleme politikalarında eksiklik hayat bulmuştur. Bunu tartışmak bunu konuşmak lazım. Ayrıca iç hukuktaki bu hukuksuzluk döneminin de ileri dönemlerde hukuk açısından bizlere sıkıntıya koyacak kararların uygulanmasında sorun  yaratacağına inanıyorum.Bugün bir karışıklık var ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan

kadın cinayetlerinin verisi hakkında ortada net bir rakam göremiyoruz. Herkesin kendi içinde , her kadın cinayetini ;ayağı yere takılıp düşen kadınları da ekleyerek ortaya koyduğu rakam, kadın cinayeti değildir. Bizim meselemiz, dönüşmeyen  zihniyetle ,cinsiyetinden dolayı kadınların öldürüldüğü , güçsüz görüldüğü için öldürüldüğü, ailenin mütemmim cüzü olarak görüldüğü için öldürüldüğü bir süreçte ,kadın cinayetlerini konuşmak ve burada mevcut yasaların  uygulanması adına iktidarı görevini yapmaya davet etmektir. İktidarın yapmadığı her görev kadın katlinden sorumlu hale getirmektedir kendisini. diye beyanda bulundu.

"MEDENİ HUKUK VE KADIN "

Türk Medeni Kanunu çerçevesinde kadın erkek eşitliğinin sağlanması yönünde gelişmeler, halen kadın erkek eşitsizliği yaratan soyadı meselesi, kadının kanuni bekleme süresi, soy bağına ilişkin hükümleri ve değişilik önerileri. Boşanan kadının hangi şartlar altında kendi soy ismini çocuğuna verebileceği, 5. Yargı paketiyle gelen  ve bugün Resmi Gazetede   yayınlanarak yürürlüğe giren çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasıyla alakalı değişikliklerden bahsetti.
 

Editör: TE Bilisim