Küresel Isınma Ya Da Cennetten Cehenneme
Biliyor musunuz?
Sadece son 5 yılda küresel ısınma normalden 100 kat daha hızlı arttı.
*
Yer yüzü son bir milyon senedir gördüğü en yüksek sıcaklığa yaklaştı.
*
Şu anda dünyamızdaki karbondioksit, tarih öncesinde kaydedilen azami miktardan neredeyse yüzde 30 daha fazla ve insanların da faaliyetlerinin de etkisiyle sürekli olarak artmaya devam ediyor.
*
Daha kuvvetli bir sera gazı olan metan ise şimdi tarih öncesindekinden 2 kat daha fazla.
Uzmanlar şimdiki eğilim devam etmesi halinde Afrika'da sıcaklık artışlarının tahminlerin iki katına ulaşabileceğini bunun da kuraklığı arttırabileceğini vurguluyor.
*
1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritirken,
Kuzey kutbundaki ısınma dünyanın geri kalanından 2 kat daha hızlı.
*
Evet, kuzey buz denizinde her yıl Türkiye büyüklüğünde bir  kütlesi erimektedir.
Güney kutbunda ise aniden dağılarak yok olan Lüksemburg büyüklüğündeki buz kütlesinin insan faaliyetine bağlı küresel ısınmadan çöktüğü kanıtlandı.
*
Dünyadaki nehirler ve yeraltı su kaynakları hızla kurumaya başladı.
Taleplerimiz dünya kaynaklarını aştı ve ekolojik borç yemeye başladık.
*
Maalesef, bilim insanlarına göre tedbir için en fazla 10 yılımız kaldığı söylenmektedir.
Atmosferdeki karbon akışının tersine çevirmek için ise, artık çok geç kaldığı söylenmektedir.
*
Bu demek oluyor ki, artık geri dönülmez noktalara gelmiş haldeyiz.
*
Ayrıca çok yakın bir tarihte deniz suyunun yükselmesiyle yaklaşık 100 milyon insan iklim göçmeni olacaktır.
Doğadaki buzulların erimesiyle bir milyar insanın su kaynağını yok edecektir.
Yer yüzündeki canlı türlerinin yüzde 40'ı ortadan kalkacaktır.
*
Genel kuraklık milyarlarca insanı iklim göçmeni yapacak.
 
Bu gidişle yakın bir gelecekte , küresel ısınma küresel ekonomiyi en az yüzde 20 küçülecektir.
Bu durum 1930'lu yıllarda dünyada yaşanan ekonomik buhranlar düzeyine ulaşacaktır.
Evet, karamsar bir tablo,
Ama ne yazık ki bilimsel veriler böyle.

Madem Soysuz Bende Gönlün Yok İdi

Bizim biricik Ebru'muz dünyalar tatlısı "altın" kalpli milli eniştemiz Rıza Zarrab ile 11 Şubat 2010 tarihinde evlendiklerinde, biz dahil tüm Türk medyası nasıl da çocuklar gibi şendik.
*
Hele Damat Bey gelin hanımdan birkaç bin gün sonra doğması da hoştu.
Tabi bu arada balayılar.
Geziler.
Fotoğraflar.
Videolar.
Aşk meşk halleri hep medyamızın renkli haberleri olmuştu.
*
Bu arada "Altın" kalpli damat Ebru'muzu maddi manevi imkanlara boğdu.
Sanki cennet-i alaya gelmiş gibiydiler...
*
Ama kem gözlerin şerrinden kurtulamadılar.
Önce ülkemizde iftiralara uğrasalar da;
Aklanıp korunup saklanırken, 
Bu bizim cesur yürek Rıza'mız kalktı göç eyledi Uzaklar ülkesine...
İşte ondan sonra her şey döndü tersine.
*
Gözden Irak olan gönülden İran oldu.
Ve büyü bozuldu.
*
Sözün kısası azizim, dünyada tek olan bu örnek çift.
Ne hazindir ki,
Mezara kadar sözleştiler ama, pazara gelmeden boşanıyorlar.
*
Şimdi Zarrab bir türkü tutturmuş bulunduğu zindandan;
Bir ay doğar ilk akşamdan geceden...

HAMAS Ve Diğerleri

Bir Türk TV'si haberlerinde ne diyor:
"İsrail ateşkes ilan etmesine karşın Hamas ve diğer terör örgütleri ..."
Evet, ifade bu.
"Hamas ve diğer terör örgütleri ..."
*
Yahu be kardeşim, siz cahil misiniz?
Yoksa İsrail'in  bu ülkedeki gizli uzantısı mısınız?
*
Öyle ya, İsrail Filistin'i işgal eden ülkedir.
Sadece Filistin'i de değil,
Suriye'nin de bir kısım topraklarını ilhak etmiştir.
Hatta İsrail geride kalan az buçuk Filistin topraklarını da  gün gün  ele geçirmektedir.
*
Oradaki Filistinliyi öz vatanında, esir almakta, canından bezdirmektedir.
Kodeslere tıkmakta, hatta acımasızca öldürmektedir.
*
Şimdi buna direnen Filistin halkının direnişi terör oluyor öyle mi?
Yazıklar olsun sizin haberciliğinize!

Beşikdüzü'nün Kodu

Beşikdüzü kan ağladı.
Bozulan ekolojik denge Beşikdüzü'nü sele boğdu.
Dünyaya verilen zararlar işte böyle karşılıksız kalmıyor.
Bir bölgeye altı ayda bir yılda yağacak yağmurlar bir kaç saatte bir ilçeye düşer oldu.
İşte o gün,doğanın ıslak yumruğu Beşikdüzü'nü nakavt  etti.
*
Önceki yazımda dere yataklarına yerleşimleri eleştirmiştim.
Ve öyle ya "su bu ne yapsın" demiştim.
Tabi bu hatalar olmuştu.
Selin ilçeye getirdiği çalı çırpı ve ağaçlar bunun bir ispatıydı.
*
Ama sahil yolunun Beşikdüzü'nü bir set, bir baraj gibi boğmasına ne demeliydi.
Kaldı ki, bu tür tehlikeler tüm Karadeniz'deki yerleşimleri için geçerlidir.
 
Başbakan yardımcısı " Beşikdüzü'nün kodunu yükselteceğiz" dedi.
Sanırım bu bir temennidir.
Yoksa görüyoruz ki, çekmez ekonominin cüzdanı o tabutu cesimi

Ya Herro Ya Merro!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu söyledi,
Sonra da tekrar eden HDP Genel Başkanı Selahhaddin Demirtaş.
Başka,
Başkası çok söyleyen bilen var,bu bir deyimdir arkadaş.
Ya herro
Ya merro!
Ya hep ha hiç gibi bir şey.
Yani rest gibi.
*
Selahaddin Demirtaş sadece ya herro ya merro demiyor.
Biz her türlü hukuksuzluğa karşı direneceğiz, diyor.
Bak sen!
Gözlerim yaşardı.
Hukuk arayan hukukçuya bakınız.
*
Kardeşim Bir kere sen dağa çıkmış bir adamsın.
Teröre  bulaşmış fena halde kirlenmiş bir kimsesin.
Sonra dağdan indin ovaya.
Başladın hukuktan herrodan merrodan konuşmaya...
*
O dağdaki silah arkadaşların hangi hukuktan feyizlenirler?
Hangi hukuka göre okul yakar.
Asker polis/vurur
Öğretmen, hemşire, doktor öldürürler.
Köprüler dinamitlenir, toplu katliamlara girişilir.
Hukuk mücadelesi veriyormuş.
Kara mizah bu sözler...
*
Evet Süleyman Soylu Devletin içişleri bakanıdır.
O hukuk ölçüleriyle ve yetkileriyle "ya herro ya merro" dedi.
Sen neyinle aynı ifadeleri kullanmaktasın.
Kibir, Küstahlık ve şımarıklık sizi fena halde bozdu.
Ama olan size değil, o Kürt gençlerine olmaktadır.

Cem Evi Cami Konumunda Mıdır?

Çok tartışılan bir konudur.
Alevi kardeşlerim kızacak ama,
Alevi inancın en farklı özellikleri Cem Evlerinde sazlı sözlü zikir etmeleridir.
Bunu yaparken de "neden olmasın kuranda da musiki yok mu?" denilmektedir.
Evet, Kurandaki musiki kendine ait bir özel hususiyet, bir  ses ve bir ahenktir.
Bu fiili savunan Aleviler şayet camilerde ibadet yapar, sonra da gönül ve ruh dünyalarını zenginleştirmek amacıyla Cem Evlerinde musiki yapıyorlar ise, bunda bir beis olmaz görüşündeyim. Ancak bu İslam'ın kabul edeceği bir ibadet geleneğine aykırıdır.
İslam Peygamberi Hazreti Muhammet  bu konularda rehberdir.
Onun döneminde böyle bir ibadet anlayış ve şekline rastlanmamıştır.
Bu itibarla bu ritüelleri din diye İslam'a sokmak dinen hiç de hoş karşılanamaz,
Kabul edilemezdir.

Fıkra

Hükümet, Erzurum’a bir yazı göndermiş:
Kışın soğuk geçeceği anlaşılmaktadır…
Kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acele bildiriniz.
Erzurumlu bir köy muhtarı da hemen Ankara’ya cevap yazmış:
 ‘Yakıtımız pohtir…
Kod numarası yohtir.
Stokumuz ise çohtir.