Gazetecilik yaşamım boyunca siyaseti yakınen gözlemlemişimdir.
Liderlerin kendi koltuklarını koruma adına acımaları yoktur.
Tırpanı vurduklarında kimin düştüğüne bakmazlar bile.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kurultay da acımadı.
Muharrem İnce ile yarıştığı kongre öncesinde bir İnce rüzgarı esiyordu.
Kaybetse de kazanan İnce olacaktı.
Öyle de olmuştu.
Kongrede tarihi bir konuşma yaptı.
Kongreden sonra da Cumhurbaşkanı adayı oldu. Ecevitten sonra yüzde 30’un üzerine çıkan önemli isimdi.
Fakat seçim gecesi, sonrasında gizli bir el Muharrem İnce’yi itibarsızlaştırmaya başladı.
Ve bu devam etti. Ta ki, ‘Köşk’e çıktı’ denene kadar.
Sonrası malum.
Ne yaptı ise düzeltemedi.
Trabzon’dan geçen kurultay Muharrem İnce’ye oy verenler asla CHP’ye yanlış yapmadılar.
Çok çalıştılar.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında durdular.
Onunla birlikte gezilere gittiler. Partilerine sahip çıktılar.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun  kırgınlığı geçmedi. Listeye isim almadı.
İstanbul’da Trabzonlu bir başkan da seçilince bu kez onun tercihlerine odaklandı ve Parti Meclisini İmamoğlu’nu da dinleyerek yaptı.
Şimdi Trabzon İl Başkanlığına Ömer Hacıslihoğlu geldi. Merkez ilçeden çıktı ve önemli adımlar attı.
Hacısalihoğlu ve merkez ilçe Başkanı Oyman’dan birine tercih kullanılabilirdi.
Onu da yapmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu her ne kadar A takımını parti meclisine aldı ise de bazı isimleri yenileyecek gibi.
Artık 2023 seçimleri Kemal Kılıçdaroğlu için son şans.
Fakat şunu ifade etmekte de fayda var.
Tam 21 kişiyi parti meclisı dışına çıkardı.
Onları görmek lazım.
Hele de Kılıçdarolu DEVA ve Gelecek partileri ile biraz daha yakınlaştırdığında kendini CHP’nin Atatürkçü Laik kanadı olarak lanse edenler harekete geçebilirler.
Parti kurmanın kolay olmadığını Gelecek ve Deva partilerinde tecrübe ettiler.
Eğer yeni siyasi partiler yasasında barajla ilgili olarak bir düşüş olursa belki solda yeni bir hareket gelebilir.
Zira mecliste yıllarca ittifak yapmış, kolkola yürümüş,
CHP’nin koridorlarında kalmış isimleri bir an da dışarı bırakıp git sen büronda otur tatil yap dersen kabul eder mi?
Hele bu isimler Haluk Pekşen gibi sıradan isimler değilse.
Sözcü olabilecek nitelikte iseler.
Liderler iktidar olmaktan çok kendi koltuklarını korumak isterler.
Türkiye’de iktidar olmak kolay değildir. Yıpratıcıdır.
Tayyip Erdoğan’ın iktidarlarından gücü kullandığı doğrudur.
Ancak buna karşı da yorulmuştur.
Diğer liderler ise bir Salı konuşmasını yaparlar. Korumaları, makam araçları vardır. Diyetisyen eşliğinde yemeklerini yerler. Emekli olup kenarda yaşlanmaktansa lider kalıp partinin her türlü nimetlerinden yararlanarak devam ederler.
Bunu sadece Kılıçdaroğlu için söylemiyorum.
Liderler genelde öyledir.
Bir defalık gelirler ama hiç gitmezler!