Öğretmenlerin Saygınlığı Ve Yöneticiler 
 
Bu yıl öğretmenler günü, nedense “sönük” geçti. Yılda bir defa da olsa öğretmenleri gündemin üst sıralarına oturtmak, öğretmenlerin motivasyonunu yükseltmeye yarıyordu. Bu yıl öyle olmadı. Üstelik o gün TEOG sınavı vardı. Bu bile öğretmenler gününün sulandırıldığının açık bir göstergesi oldu.
 
Öğretmenlerin motivasyonu düşük ve okulların örgütsel iklimi, hiç de olumlu görünmüyor. Nasıl görünsün ki, öğretmenler, kendilerinin değersizleştirildiğini sanıyorlar. Görünen o ki, öğretmenler, okulun en önemli unsuru olmasına rağmen, uygulamada bu durum dışa yansımıyor. Öğretmenleri yılda bir defa da olsa önemsemek, onların motivasyonlarını yükseltmeye yarayabilirdi!.. Olmadı. Konuştuğum öğretmenlerden aldığım geribildirimler, onların bu yılki öğretmenler gününden keyif almadıklarına işaret ediyordu. Oysa öğretmenlerin keyfini yükseltmek için çok fazla bir şey yapmanıza da gerek yoktu; onları önemsediğinizi bir şekilde açık ederseniz, onlar mutlu olabilirler. Bu çok mu zor?
 
Eğitim sisteminin en temel unsuru olan öğretmeni iyi yetiştirmek önemli ama onun yaptığı işi önemseyip, mutlu olmasını sağlamak daha da önemlidir. Öğretmenin mutlu olmasını sağlayacak olan da başta kamu yöneticileri olmak üzere, eğitim yöneticileri ve okul müdürleridir. Okul müdürlerinin okulda çalışan öğretmenlerin keyfini yüksek tutacak bir bilgi birikimi ve liderlik formasyonuna sahip olmaması, bu işin yapılmaması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Liderlik formasyonu sonradan da kazanılabilir; lider doğulmaz, lider olunur! Elbette ki, doğuştan getirilen yetenekler önemlidir, ama var olan yeteneklerin geliştirilmemesi durumunda liderlik formasyonunun açığa çıkması mümkün değildir. O zaman okul müdürü seçiminde, böyle bir eğitim sürecinin devreye sokulması önemlidir. Lider olamayan okul müdürünün öğretmenlerin motivasyonunu yüksek tutması gibi bir derdi de olmaz, olsa da buna imkânı da olamaz.
 
“Okul müdürü kadar kalitelidir.”  sözü, okul müdürünün öğretimsel liderliğinin önemine vurgu yapmaktadır. Eğer kalite sorunu olan bir okul müdürünüz varsa, okuldaki öğretmenlerin öğretimsel kalitesinin de tartışılır olacağına inanabilirsiniz. Liderlik formasyonu sıkıntılı olan okul müdürü, öğretmenlerin işini daha iyi yapmasına yardımcı olamaz. Bu da, öncelikle öğretmenin başarısını düşürür ve dolayısıyla okul başarısını olumsuz yönde etkiler. Örgütsel iklimin bozuk olduğu okuldaki öğretmenin motivasyonu düşük olacaktır. Bu durum günümüzdeki okulların genel bir özelliğini açıklıyor gibidir. Elbette öğretmenlerinin motivasyonu yüksek olan okullar ve eğitim yöneticileri vardır. Ama sistemin geneline bakıldığında, resmin tamamı bize çok iyi görünmüyor. Bu durumun en temel sebebi, öğretmenlerin kendilerini itibarsızlaştırılmış kabul etmeleri olarak değerlendirilmektedir. İşte bu nedenden dolayıdır ki, okul müdürlerinin, öğretmenlerin itibarlarını yüksek tutucu bir lider yöneticilik ortaya koymaları zorunludur.
 
Öğretmenlerin itibarlarını önce kendileri, sonra da okul müdürleri yükseltmekle yükümlüdürler. Çünkü kendisini itibarsızlaştıran hiç kimsenin itibarını başkası yükseltemez. Ne var ki kendi itibarını yüksek tuttuğu halde, yöneticiler tarafından itibarsızlaştırıldığını düşünen öğretmenlerin sayısı hayli fazladır. Bu durumun dikkate alınması ve öğretmen okul müdürü ilişkilerinin iyileştirilmesi, öğretmenlerin saygınlığını artırmaya yarayacaktır. Saygınlığının problem olduğuna inanan öğretmenler oldukça, eğitim sisteminin örgütsel ikliminin olumsuz olma durumu sürüp gidecektir.
Öğretmenlerini saygınlığını artırmaya vesile olacak bütün özel günleri fırsat bilmek de bir liderlik formasyonu göstergesidir. Liderler, her durumu fırsata çevirmeyi bilen kişilerdir. Öğretmenler günü bu yıl bu anlamda bir fırsat olarak değerlendirilemedi.