Okul Müdürü Haklı, Ama Haksız Duruma Düştü
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokulu’nda, ilk bir haftada verilen eğitimden memnun olmayan bazı velilerin isteği üzerine, öğrenciler bayrak töreninden sonra 'Andımız'ı okumak istedi. Ancak öğrencilerin bu girişimine tepki gösteren Okul Müdürü Rahmi Önder Karamustafaoğlu, "Kendinize gelin. Talimat almadan ne yapıyorsunuz. Talimat mı aldın? Dingonun ahırı mı burası? Devletin kurumunun işleyişini kimse bozamaz" dedi. Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokulu Müdürü Rahmi Önder Karamustafaoğlu hakkında bu sözleri nedeniyle Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce ön inceleme başlatıldı.
Bu olayı nasıl okumalıyız?
Okul müdürü haklı mı? Haksız mı? Çocuklar “andımızı” neden okumak istediler? Habere göre, veliler ilk haftanın eğitim kalitesini beğenmedikleri için çocuklara “andımızı” okutmak istediler. Burada bir “provake” sözkonusu mu? Öyle görünüyor.
Okul müdürü, belki haklı ama üslubu asla, bir öğretmene, eğitimciye yakışmayacak türden. Okul müdürü, kahvede konuştuğu gibi okulda, bütün öğretmen ve öğrencilerin huzurunda konuşamaz. Okul müdürünün bu davranışını tasvip etmek, hiçbir şekilde mümkün değildir.
Velilerin öğrencileri provake ederek, okul düzenini bozacak davranışlarda bulunmaları da kabul edilemez. Eğitim kalitesi, “andımız” la yükselebilir mi? Burada bir başkaldırının olduğu açık. Ne var ki, bu başkaldırıyı yönetmeye çalışan okul müdürü de durumu iyi yönetememiştir.
Burada okul müdürünün yapması gereken şey şu olabilirdi: Andımızı okumaya başlayan öğrencilere hiç müdahale etmeden, onların andımızı okumalarına müsaade edebilirdi. Daha sonra da bu davranışın nedenleri üzerinde durarak, ilgili velilerle konuşmalı ve okul düzenini bozucu davranışların önüne geçmeye çalışmalıydı. Burada okul müdürü “tepkisel” bir yaklaşımda bulunmuş ve okul müdürlüğüne yakışmayacak bir tarzda öğrencilere tepki göstermiştir.
Okul müdürleri “tepkisel” yaklaşım yerine “önlemsel” yaklaşım içinde okul yönetmeyi öğrenmek zorundadırlar. Aksi takdirde, bu olayda olduğu gibi, haklı oldukları halde, haksız duruma düşebilirler.
Okul müdürü, öğrencilerin düzeni bozmaya yönelik davranışlarına tepki verirken haklı, ama bu durumu yönetirken takındığı üslûp dolayısıyla haksızdır. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün konu ile ilgili incelme başlatması da uygun bir davranış olarak değerlendirilmelidir.
Velilerin okul yönetimi ile daha iyi iletişim içine girerek, taleplerini doğrudan okul yönetiminden istemeleri daha akılcı bir davranış olur. Öğrencileri okul yönetimi ile karşı karşıya getirecek davranışlar, hiç kimseye yarar getirmez.
Burada ayrıca okul yönetimi “okul-halkla ilişkiler” bakımından da donanımlı hale gelmek zorundadır. Kendini halka tanıtamayan, benimsetemeyen okul müdürünün başarılı olması güçtür. Okul-veli ilişkilerinin iyi olmadığı bir okulda, okul yönetiminin iyi olduğunu söylemek de gerçekçi olmaz.
Bu olayda kul müdürü haklı iken haksız duruma düşerken, bir “povake” durumunun da sözkonusu olduğunu tekrar hatırlatarak bitirelim.