İBB ve sendika yöneticileri, İmamoğlu’nun da katılımıyla Florya’daki başkanlık konutunda bir araya geldi. Toplantıya ,İBB’yi temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı, Başkan Danışmanları Yiğit Duman ve Murat Ongun ile Hak-İş’e bağlı Oleyis Sendikası Başkanı Vedat Böke, Hizmet-İş Sendikası Başkanı Mehmet Keskin ile aynı sendikanın Genel Başkan Yardımcısı Halil Demir katıldı. Eylemdeki işçileri temsilen de 8 kişi, toplantıda hazır bulundu.

 “Bu mutluluk bize yeter”

İlk sözü alan Oleyis Sendikası Başkanı Böke, ‘Buradaki eylemden biraz rahatsızlık duyduk. Yiğit Bey’e gittim dedim ki; ‘Ne yapabiliriz? Elimizi bir taşın altına koyalım mı?’ Yiğit Bey’e ulaştık. Bugünlere getirdik. İşten çıkarılan 8 arkadaşımız da bizimle geldi. Bu güzel günü bize yaşattınız; çok teşekkür ederiz” dedi.

Aynı zamanda İETT çalışanı da olan Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Keskin ise, duygularını, “Bu ortamı hazırlayan arkadaşlarımıza ben de teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımızın mücadele sürecini uzun zamandır birlikte yaşadık. Arkaşlarıma da teşekkür ediyorum. Hakikaten usulünce, kırmadan, dökmeden, hakaret etmeden, kurallar çerçevesinde mücadele etmişlerdi. Bu arkadaşlarımızın tek dertlerinin işlerine dönmek olduğunu söylemiştik. Siyasi bir kavgalarının olmadığını başından beri söylüyorduk. Şimdi de aynı şeyleri söylüyoruz. Özellikle size, bu arkadaşlarımızın mağdur olduğuna inanıp, bu görüşmeyi yapıp, bu kararı aldığınız için teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Belki de hayatımda yaşadığımı en mutlu anlardan bir tanesini şu anda yaşıyorum. Yaklaşık 208 aile, bunların çocukları… Bu mutluluk bize yeter diye düşünüyorum” sözleriyle dile getirdi.

 “Baştan Beri Bir Süreç Tanımlamaya Çalıştık”

Son sözü alan İmamoğlu da sözlerine, katılımcılara teşekkür ederek başladı. “Herkesin emeğine sağlık” diyen İmamoğlu, “Arkadaşlarımıza hem yüz yüze hem göz göze şunu söyleyelim: Biz, baştan beri bir süreç tanımlamaya çalıştık. Birincisi dedik ki; tabii ki yoğun bir alım takvimi gözüküyor. Bu alım takvimi, bizi rahatsız etti. Biz buna duyarsız kalırsak, kendi bakılımıza haksızlık ederiz. Oradaki birkaç aylık süreçteki alım sayısı, bizi rahatsız etti. Ben, 18 gün görev yaptım. Alamaz mıydım? Başkandım. ‘Bir kişiyi şuraya koy’ derdim. Bir kişiyi dahi almadım. Zaten tartışmalı bir alandı, dönemdi. Bir kişinin dahi sürecine dahil olmadım. Günün sonunda bizi rahatsız eden süreçte, bir gösteri başladı, bir protesto başladı. ‘Temsilci arkadaşları davet edin, görüşeceğim’ dedim. Bana arkadaşları siz yolladınız. Ben, kimseyi seçmedim. Onlara da şunu söyledim: ‘Bakın arkadaşlar, sizinle bir zorumuz yok. Hakkımızla girdik diyorsunuz. Tamam. Yazın, çizin, başvurunuzu yapın, elimizden geleni yapalım. Tekrar işe girmeniz konusunda sürece hassasiyetle davranalım. Kimseye kötü gözle bakmıyoruz.’ Buradaki arkadaşların hiçbirini tanımıyorum ben. Hiçbir arkadaşımla benim kişisel bir husumetim olabilir mi? Mümkün değil. O dönemde çıkarılan arkadaşların da bir kısmı, farklı yöntemlerle, hiç kimsenin müdahalesi olmadan işe girdi bizde. Onlarca insan işe girdi. Bundan sonra da girecek” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilisim