Sırp Milan Stepanov, 55 numaralı forması ve çizik kaşları ile tatlı bir hatıra bırakarak ayrıldı 2007 yılının bir yaz sabahı Trabzon’dan. O, Trabzonspor’dan dünya devi Porto’ya doğru yelken açarken arkasında bıraktığı insanların onu hala çok sevdiklerini biliyor ve onları, bir şehri kalbinde yaşatıyor.

Yolu Trabzon’dan geçtikten sonra bir daha haber alınamayan isimlerden biriydi Milan Stepanov. Bir Sırp arkadaşı sayesinde iletişime geçtiğimiz Milan Stepanov, Trabzonsporlu olduğumuzu öğrenince “Trabzon hala kalbimde”diyerek ikonik bir cevap verdi ve sonrasında Milan Stepanov ile 15 yıl öncesinin Trabzon’unu, Trabzonspor’u ve burada yaşadıklarını konuştuk.

“TRABZON’U ÖZLÜYORUM”

TAKA: Trabzon ve Trabzonspor denince aklınıza ne geliyor? Bizi nasıl hatırlıyorsun? Trabzon ve Trabzonspor’u özlüyor musunuz?

STEPANOVİÇ: Aklıma sadece güzel duygular geliyor. Beni eskilere götürdün. Orada güzel anlar yaşadım. Tabii ki Trabzon şehrini ve Trabzonspor’u özlüyorum. Çünkü bana çok iyi davrandılar.

“TRABZONSPOR’DA OYNARKEN CHELSEA’DEN TEKLİF ALDIM“

TAKA: Aradan yıllar geçmesine rağmen Trabzonspor halkı sizi hala çok seviyor. Bize Trabzonspor kariyerinizden ve ayrılma sürecinizden bahseder misiniz?

STEPANOVİÇ: Dürüst olmak gerekirse insanlar bana ‘’senin için en iyi yer neresiydi?’’ diye sorduklarında onlara Trabzon’da neler hissettiğimi, tanıştığım güzel insanları, birlikte oynadığım cesur oyuncuları, her şeyi anlatıyorum. Trabzonspor’daki 6. Ayımda Chelsea benim için Trabzonspor’a teklif yaptı. Bu benim için bir hayaldi. Ama Trabzonspor, Chelsea’ye gitmeme izin vermedi. Trabzonspor’da bir yıl daha kalıp Porto’ya transfer oldum. Bazen kendime şu soruyu soruyorum; Trabzonspor’dan bu kadar erken ayrılmasaydım ne olurdu?

TAKA: Defansoyuncusu olmanıza rağmen Trabzonspor'da 55 numaralı formayı giydiniz. 55 numarayı seçmenizin özel bir nedeni var mıydı?

STEPANOVİÇ: Oynadığım tüm takımlarda 5 numara benim için çok özeldi. Trabzonspor’a transfer olduğumdakulüp yetkililerine 5 numaralı formayı giymek istediğimi söyledim. Fakat 5 numaralı formanın takım kaptanı Hüseyin’de olduğunu söylemişlerdi. Ben de bu yüzden 55 numaralı formayı giymeyi tercih ettim. İki tane 5 yan yana olduğu için 55’İ tercih ettim (gülüyor) Hüseyin Cimşir benim için bir baba gibiydi ve futbolda tanıdığım en iyi insanlardan biriydi.

“KIBRIS’DAKİ APOEL MAÇINDA BİZİ ÖLDÜRMEK İSTEDİLER!“

TAKA: Bildiğiniz gibi Trabzonspor'un en büyük rakibi Fenerbahçe. Fenerbahçe maçlarıyla ilgili neler hatırlıyorsunuz?

STEPANOVİÇ: Trabzon’daki maçı hatırlıyorum, ilk yarı 1:0 öndeydik fakat maçı 3-2 kaybettik. İkinci yarının başında Tuncay Şanlı kafama tekme attı ve bütün geceyi hastanede tamamladım. O günü hala hatırlıyorum. 3-1 kazandığımız Galatasaray maçını ve UEFA Kupasında oynadığımız APOEL maçını da hatırlıyorum. Kıbrıs’ta bizi nasıl öldürmek istediklerini de hatırlıyorum. Ama en iyi maçımız kesinlikle Galatasaray’a karşıydı. 3-1 kazandık ve kimse kazandığımıza inanamadı (gülüyor)

“KİMSE BENİ TRABZONSPOR TARAFTARI KADAR SEVMEDİ”

TAKA: Galatasaray maçından sonra annen sana "Oğlum seni bu insanlar kadar kimse sevemez" dedi. Şimdi geriye baktığınızda ne düşünüyorsunuz? annen haklı mıydı?

STEPANOVİÇ: Her şeyden önce bunu nereden biliyorsun? Şimdi dokundun bana, gerçekten. Çünkü annem benim her şeyimdi ve o bunu söyledikten bir yıl sonra vefat etti. Evet,  söylediklerinde haklıydı, kimse beni Trabzonspor taraftarı  kadar sevmedi. İşte sana bu kadar erken ayrılmasaydım neler olabileceğini söyleme sebebim de bu.

“HÜSEYİN CİMŞİR BENİM İÇİN BİR BABA  GİBİYDİ”

TAKA: Trabzonspor'da geçirdiğiniz günlerde kulübün maddi sorunları vardı ve o günlerde yaptığınız bir açıklamada "Para için oynamadık. Takım kaptanları Hüseyin Cimşir ve Fatih Tekke bu kulüpte kimsenin parası kalmaz”diyerek bizi bir arada tuttu demiştiniz. Kaptanlar Hüseyin Cimşir ve Fatih Tekke hakkında neler söylemek istersiniz?

STEPANOVİÇ: Hüseyin için her şeyi söyledim. Ona hala ‘’Baba’’ diye hitap ediyorum. Bana her zaman destek olan adamdı. Kötü oynadığımda, üzüldüğümde, her zaman yanımdaydı. Ayrıca Fatih Tekke’yi, Gökdeniz’i her zaman hatırlayacağım. Önce iyi insanlarla, sonra iyi oyunculardan oluşan bir takımdık. Bu üç isim Trabzonspor’da geçirdiğim zaman için her şey anlamına geliyor. Hüseyin’le konuşuyorum. Trabzonspor’da teknik direktörlük yaptığını, her şeyi biliyorum...Çünkü Türk futbolu ile ilgili her şeyi takip ediyorum.

“ŞAMPİYONLUK KUTLAMALARINA GELMEK İSTİYORUM “

TAKA: Türkiye  Trabzonspor bu sene şampiyonluğa çok yakın. Marek Hamsik gibi bir yıldız isimleri var. Takımın şampiyonluğa bu kadar yakın olması sizi heyecanlandırıyor mu? Ve Trabzonspor şampiyon olursa kutlamalara gelmek ister misiniz?

STEPANOVİÇ: Elbette ligi takip ediyorum ve tabii ki Trabzonspor’u ve şu anki durumu takip ediyorum. Bu sene Şampiyon olacaklarına inanıyorum. Bunu hak ettiler. Tabii ki biri beni ararsa ve kutlamalara çağırırsa gelirim (gülüyor) çünkü şu anda kulüpte kim var bilmiyorum, kesinlikle kulübün şuan ki yöneticileri beni tanımıyor ve ben de onları tanımıyorum. Furkan, dürüst olmak gerekirse bir şekilde Trabzonspor’a geri dönmeyi aklımdan geçiriyorum. Bu benim bir dileğim. Antrenör olarak olabilir, scout olarak olabilir. Geri dönmeyi diliyorum. Beni kutlamalara çağırmak için ararlarsa orada olacağım.

“TRABZON ŞEHRİ ÇOK GELİŞMİŞ”

TAKA: Sizce yabancı bir oyuncunun Trabzon'da yaşamasının en büyük zorluğu nedir? Trabzonspor kulübü ve taraftarları bunu nasıl kolaylaştırabilir?

STEPANOVİÇ: Benim zamanımda Trabzon, yabancı oyuncular için gerçekten zordu çünkü o zamanlar Trabzon küçük bir şehirdi.  Yol yoktu, tavuklu restoran yoktu. O zamanlar sadece Zorlu oteli vardı (gülüyor) alışveriş merkezi yoktu, futbol ve antrenmandan sonra yapacak bir şey yoktu. Ama şimdi Trabzon’da çok şey var...Bursaspor’da oynadığım zaman Trabzonspor’a rakip olarak Trabzon’a geldim ve o zaman tüm farklılıkları zaten gördüm. Şehir gelişmiş. Futbolda ve futbolun şartlarında Trabzon ve Trabzonspor’da her şey var...

“TRABZONSPOR’A RAKİP OLMAK ÇOK GARİPTİ”

TAKA: Bursaspor ve Mersin İdman Yurdu takımlarında oynadınız ve bu takımlarda Trabzonspor ile mücadele ettiniz. Trabzonspor'a karşı oynarken neler hissettiniz?

STEPANOVİÇ: Garip bir duyguydu gerçekten. Ama yine de profesyonel bir oyuncuydum. Trabzon’a, Bursaspor ve Mersin formaları ile geldiğimde de orada özel bir enerji hissettim. Bunu size anlatamam. Nasıl hissettiğimi ifade edemem. Ama gerçekten garip bir duyguydu...

“TRABZON’DAKİ HER ŞEYİ SEVİYORUM.“

TAKA: Profesyonel futbol hayatınızda yaptığınız bir hatayı veya kararı değiştirebilseydiniz bu ne olurdu?

STEPANOVİÇ: Asla Trabzonspor’dan ayrılmazdım ve tüm zamanımı Türkiye’de geçirirdim. Çünkü o zamandaki takım, o oyuncular, o kulüpte çalışan insanlar, o taraftar...Trabzon’daki her şeyi seviyorum.

“SIRBİSTAN’DA SİYASET VE MAFYA FUTBOLUN İÇİNDE “

TAKA: Milan, Sen şuan ne yapıyorsun? Futbolu bıraktığını biliyorum. Antrenörlük yapıyor musun?

STEPANOVİÇ: Antrenörlük okulunu bitirdim ama futbolu bıraktığımdan beri futbolun dışındayım çünkü burada, Sırbistan’da futbol 10 yıl önceki gibi değil. Siyaset ve mafya futbolun içinde ve ben bunlardan uzak durmak istiyorum.

“TRABZONSPOR TARAFTARINI ASLA UNUTMAYACAĞIM”

TAKA: Sana ulaşmak için çok uğraştım sonunda ulaştım ve röportajımızı yaptık. Çok teşekkür ederim. Son olarak ne söylemek istersin?

STEPANOVİÇ: Furkan, sana gerçekten teşekkür ederim. Profesyonel kariyerimin en güzel zamanını hatırlıyorsun. Trabzonspor’da geçirdiğim zamanla ilgili bu soruları sorarak içimde güzel bir duygu uyandırdın. Trabzonspor kulübüne her şeyin en iyisini diliyorum. Gerçekten bu sene şampiyon olacaklarını düşünüyorum. Trabzonspor taraftarlarına kocaman bir merhaba diyorum ve onları asla ve asla unutmayacağım. FURKAN UZUN