BALIKLI İŞGAL EDİLDİ
Aynı gece Hopa Hudut Taburu Kumandanı Binbaşı Hafız Süleyman Bey de gönderdiği raporda Balıklı Dağı sırtlarına yerleştirdiği iki bölüğüm arasından iki bölük kuvvetinde bir Rus kolunun ilerlemeye başladığını ilerlemenin bulunduğu tarafı tutan 2. Bölüğün 70 kişi kuvveti bulunduğunu ve takviye edilmesi gerektiğini, iki bölüğün arasındaki açıklığı kapatarak açıklığın kapatılarak mevzilerin birleştirildiğini, ihtiyat kuvvetlerinin bölgeye ulaşmak üzere olduğunu fakat sol tarafın zayıf kaldığını, Rusların gün açınca taarruza başlamasını beklediğini yazıyordu.

TRABZON’DAN YARDIMA GELDİLER
Harekâtı yönetmek için gece Konaklı’dan ayrılıp Üçırmak’ta karargâh kuran Stange Bey, Konaklı’da bulunan 8. Alaya bağlı birlikleri de Üçırmak’a hareket ettirmişti. 3 Mart sabahı çatışmaların başladığı haberini almıştı. Binbaşı Hafız Süleyman Bey üç bölüğü ile ilerleyen Rusları kuşatıp çatışmaya başladığını bildirmişti. Bunun üzerine Çürüksulu Ali Paşa’nın oğlu Teşkilât-ı Mahsusa da görev yapan Yüzbaşı Kâmil Bey’i müfrezesi ile beraber Balıklı’da savaşan kuvvetlere yardıma göndermişti. Konaklı da bulunan ve Trabzon’dan yeni gelmiş bulunan 900 kişilik Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerinin yarısını cephenin sol yanına diğer yarısını da ihtiyatta beklemek üzere Dülgerli köyüne göndermişti.

RUSLAR TAKVİYE ALDI
Hopa ve Murgul’dan çekilen kuvvetlerin düşman karşısında dizilişi oldukça karışıktı. Farklı yerlerden çekilen kuvvetler iç içe girmişti. Hangi kuvvetin nerede olduğu konusunda da yeterli bilgi yoktu. Takviye alan Rusların art arda yineledikleri taarruzlar birliklerin düzeltilmesine imkân vermiyordu.


GÜN BOYU TAARRUZ
Rusların 3 Mart’taki taarruzu keşif taarruzu idi ve 3 Mart’taki taarruzlar püskürtülmüştü. Gelen bilgileri değerlendirerek 32 kilometrelik bir hattı tutan kuvvetlerin yayılımını çok geniş bularak tutulan hattı 14 kilometreye düşürmüş, cepheyi küçülterek Rusların karşısında daha yoğun kuvvet toplanmasını temin etmişti. Hopa Hudut Taburu ve Teşkilat-ı Mahsusa’dan İbrahim Efendi müfrezesi Balıklıda bulunuyordu. Yüzbaşı Kâmil Bey Müfrezesi de Balıklıyı tutan kuvvetlerin sol yanını kapatıyordu. 3 Mart gün boyu süren Rus taarruzlarının sonucu olarak Hopa Hudut Taburu 9 şehit 1’i subay olmak üzere 24 yararlı zayiat vermişti.

Trabzon’da Denizde Kayıp Alarmı: 2 Genç İçin Arama Kurtarma Başlatıldı
Trabzon’da Denizde Kayıp Alarmı: 2 Genç İçin Arama Kurtarma Başlatıldı
İçeriği Görüntüle

ERZAK KAYIKLARI TAHRİP EDİLDİ
Karşımızda savaşan Rus kuvvetleri 19. Türkistan Alayının 3 taburu, Plaston Kazaklara mensup 3 tabur, 2 Korkofski taburu 8 Dağ topu, 5’i Maksim ağır makineli tüfeği olmak üzere 25 makinalı tüfekten ve takviye 1 Bahriye taburundan oluşmakta idi. 19. Türkistan Alayında Müslüman Tatarlar bulunmakta bu alaya Ermeni ve Rumlardan öncüler verilmişti. Ruslar hemen her gün nakliye gemileri ile Hopa’ya silah, cephane, erzak ve asker boşaltıp mevzilere sevk etmekte idi. Bizim kuvvetlerimiz ise ikmal bakımından güçlük çekmekte idi. Ocak ayının ortalarında Ruslar kuvvetlerimize erzak takviyesinde bulunan 200’den fazla kayığı tahrip etmişti.

TEPELERE YÜKLENDİLER
Ruslar 7 Mart sabahı topyekun bir taarruzla Balıklı tepelerine yüklendi. Buranın kumandanı olan Hafız Süleyman Bey, günlerdir savaşan askerin yorgun ve durumun kritik olduğunu belirterek takviye istedi. Zinde kuvvetlerle yüklenen Ruslar birkaç saat içinde Balıklı tepelerinin güneyine düşen bölgeyi ele geçirdi. Binbaşı Hafız Süleyman Bu mıntıkayı savunan Teşkilât-ı Mahsusa kuvvetlerinin Ruslar tarafından çembere alındıkları için bölgeden çekildiklerin, kendisinin bizzat durumu yerinde görmek için bulunduğu Soğucak’tan Balıklı bölgesine gittiğini bildirmişti. Daha sonra gelen ikinci raporda ise tüm mıntıkanın Ruslar tarafından işgal edildiğini ve müfrezelerin tepelerden indiğini belirterek yeni müdafaa hattının neresi olacağının bildirilmesini istemişti.
HALİL BEY ŞEHİT OLDU
Stange Bey, 8. Alay 11. Bölük kumandanı Kıdemli Yüzbaşı Ethem Bey’i Hopa Hudut Taburu Komutanlığına atayarak bölgeye gönderdi. 7 Mart tarihinde III. Orduya gönderdiği raporunda Rusların sahilde Afyon Baba tepesinden Balıklıya kadar olan bölgede mevzilerimize yüklendiğini, Hopa Hudut Taburuyla bir bölük gönüllü Soğucak’a kadar ricat etmiş ise de gerek Balıklı tepelerinde gerekse diğer hatlarda düşmanın geriye püskürtüldüğünü Teşkilât-ı Mahsusa Gönüllü Müfrezelerinin komutanları olan, Ziya, Kamil, İbrahim ve Halil efendilerin düşmana oldukça zayiat verdirdiklerini ve düşman siperlerini işgal ettiklerini, düşmanın 1 subayı ile 15 den fazla askerinin öldürüldüğünü düşmanın ölülerini bırakarak çekildiklerinin, yaralanan Halil Bey’in şehit olduğunu bildirmekte idi.
GÖÇ İÇİN FİRAR
Takip edilen günlerde de Rus torpidolarının denizden top atışları desteğinde düzenlediği taarruzlar püskürtülmüş, Balıklı Tepelerinde küçük çaplı çatışmalar devam etmişti. 9 Mart günü Ciha tarafından ilerlemek isteyen Rus kuvvetleri geri atılmış, 10 Mart’ta denizden bombardımanı sürdüren Ruslar, Murgul bölgesinden top atarken Boyuncuk Boğazına ağır makinalılarla mevzilerimizi ve Boyuncuk köyünü ateş altına almışlar, ani bir baskınla Balıklıdaki mevzilerimizde bulunan Hopa Hudut Taburu bölüklerine saldırıp bunları dağıtmışlardı. Stange Bey 12 Mart tarihli notlarında Hudut Taburunda bulunan askerlerin çoğunun bu civardaki köylerin halkından olduğu için ailelerini göç ettirebilmek üzere kıtalarından firar ettiği tabur mevcudunun 20-30 kişi kaldığı yazmaktaydı.
TAARRUZ DESTEKLENDİ
Arhavi’ye bağlı Balıklı ve Ulukent köylerinin bulunduğu cephemizin merkez kısmına yapmış olduğu taarruzlar püskürtülürken, Murgul ve Balıklı Dağı istikametlerinden geliştirdiği taarruzla Boyuncuk köyünü işgal etmişlerdi. Stange Bey Balıklı ve Ulukent bölgesinden 150 neferden ibaret kalmış olan 8. Alayın 1. Taburu, Mevcudu 100 nefer olan Ahmet Bey müfrezesini de alıp Balıklı tepelerine taarruz etmesini istemişti. Teşkilat-ı Mahsusa karargahı da Üçırmak bölgesine 450 kişilik Muhsin Bey Müfrezesini sevk etmişti. Bir makinalı tüfekle desteklenecek bu taarruza 8. Alayın 3. Taburu da destek verecekti.
SİPERE YAKLAŞILDI

Bu kuvvet 12 Mart’ta başlatılan ve 13 Mart’ta devam eden taarruzla Rusların işgal ettiği Balıklı tepelerini geri almak arzusunda idi. 12 Mart günü Balıklı tepelerine yanaşan ve taarruza başlayan kuvvetlerimiz koltuklarına kadar batmışlar, ancak tepenin dörtte birine kadar tırmanabilmişlerdi. 13 Mart şiddetli bir yağmur yağmış ve ardından tepeleri sis kaplamıştı. 15 şehit ve 3 ü subay 50 kadar yaralı vermemize rağmen düşman siperlerine 40-50 metre kadar yaklaşılabilmişti.
GERİ ÇEKİLDİLER
Ruslar, bu tepeleri bir gece önce 1 tabur askerle takviye etmiş, ön hatlardaki siperlerin gerisine ikinci bir siper kazmış ve savunma hattı oluşturmuştu. Bunun az gerisinde ve mevzilerin merkezinde üçüncü bir siper hattı daha vardı. Burada 3 Maksim makinalı tüfek bulunuyordu. Sağ ve sol yandaki ikinci siperlere çekilen Ruslar süngü ile siperlere dalan askerimiz üzerine merkezden ateş altına almış ve zayiat verdirmişti. Taarruza geçen askerimiz bu tuzaktan karanlıktan istifade ile geri çekilerek kurtulmuştu.

AÇ SAVAŞTILAR
13 Mart günü devam eden çatışmalarda Hopa Hudut Taburu 28 şehit ve 55 yaralı verdikten sonra Rusların top ateşi ile başlatıp desteklediği taarruzunda ilerlemeye başlaması sırasında, ortalığı sis kaplaması üzerine dağılmışlardı. Taburdan geriye 20-30 kişi kalmıştı. Tabur komutanı Kıdemli Yüzbaşı Ethem Bey, etrafında kalan 20-30 askerle Üçırmak sırtlarını tutup direnmeye çalışıyordu. Balıklı Tepelerinde görev yapan 8. Alayın.1.Taburunun kayıpları ise 15 şehit, 3’ü subay toplam 37 yaralı 5 kayıptı. Karla kaplı Balıklı Tepelerinde 12-13 Mart’ta İki gün, iki gece devam eden çatışmalarda toplam olarak 43 şehit 94 yaralı 9 da kaybımız vardı. Bu rakamlara Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerinin kayıpları dahil değildi. Yiyecek nakli yapılamadığı için kuvvetlerimiz 13 Mart’ı aç geçirmiş ve aç karnına savaşmışlardı.
SİS İZİN VERMEDİ
8. Alay 1. Tabur komutanı Binbaşı Ali Bey, 13 Mart akşamı yatırdığı yoklama sonucunda elinde sadece 70 asker kaldığını görmüştü. Burada Ruslara da ağır zayiat verdirilmişti. Ruslar Hopa’ya çıkarttıkları askerleri takviye kuvveti olarak hemen bu bölgeye göndermişti. Kara ve Denizden açılan topçu ateşi desteğinde bütün cephelerden taarruza geçen Rus kuvvetleri etrafı sisin kaplaması üzerine taarruzlarını durdurmuştu.
RUSLAR DENİZDEN GELDİ
Son durumda, Ruslar Boyuncuk ve Soğucak ilerleyerek cephemizin sağ tarafına girmesi üzerine Stange Bey Arhavi Deresinin batı yamaçlarında yeni bir savunma cephesi oluşturulması emrini vermişti. Önce topçu, makinalı tüfek ve ağırlıklar Arhavi Deresinin batı yanına geçirilmiş, Stange Bey karargahını Yolgeçen (Lome) köyüne nakletmişti. Sahilden denizden açılan top ateşi desteğinde yaptıkları taarruzla ilerleyen Ruslar 14 Mart 1915 de Arhavi’ye girmişti. Arhavi Vadisinin doğu yamaçlarındaki artçı karakollarımız 16 Mart günü ilerleyen Rus kuvvetleriyle çatıştıktan sonra geri çekilirken Ruslar denizden 1 tabur askeri Arhavi’ye çıkartmıştı.

ALİ RIZA BEY ATANDI
Yusuf Rıza Bey, Borçka’da Dizanteriye yakalanıp Murgul’da yatağa düşmesi sırasında hastalığı nedeniyle görevden alınmasını isteyen yazılar göndermişti. Durumu İstanbul’da değerlendirilmiş ve 4 Mart 1915 tarihinde Sahil Müfrezesindeki Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerini yönetmek için Teşkilât-ı Mahsusa merkezinde Kafkasya ve İran Masası Müdürü olarak görev yapan Kurmay Yüzbaşı Ali Rıza Bey atanmıştı. 1884 yılında Hopa’da doğan Ali Rıza Bey, Hopalı Mamovi-zâde ailesinden Recep Ferdi Bey’in oğlu idi. Sahil cephesinde görev yapan Teğmen Ramiz ve Teğmen Rauf Beyle amcaoğlu idiler. Annesi Zeliha Hanım da Fındıklı eşrafından Hacışahin-zâdelerin kızı idi.
TRABZON’A ULAŞTI
Yusuf Rıza Bey hasta yatağında iken, işleri emekli Yüzbaşı Yenibahçeli Nail Bey ve Hopalı Teğmen Mamovi-zâde Ramiz Bey yönetmekte idi. Yusuf Rıza Bey bölgede bulunan üç doktordan rapor almış ve doktorlar daha iyi şartlarda tedavi edilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Ne yapması gerektiği konusunda İstanbul’a sordu. 8 Mart tarihinde kendisine gelen telgraf üzerine görevini vekaleten Yenibahçeli Nail Bey’e bıraktıktan sonra bölgeden ayrıldı ve 14 Mart’ta Trabzon’a ulaştı.
YAMAZLARA MEVZİLENDİLER
Ali Rıza Bey Teşkilât-ı Mahsusanın Trabzon misyonu komutanlığına atandığı emrini alır almaz, 7 Mart günü İstanbul'dan bir motorlu kayığa binerek ayrıldı. Motorla sahili takiben ve daha çok gece yol alan Ali Rıza Bey, 30 Mart’ta Trabzon’a ulaşabilmişti. 30 Mart Günü akşamı Trabzon’da Vali ve Teşkilât-ı Mahsusa mensupları ile toplantı yaparak durum hakkında teferruatlı bilgi almış ve daha sonra Arhavi’ye geçmişti. Burada Sahil Müfrezesi kumandanı Yarbay Stange Beyle görüştü ve Sahil Müfrezesinin kurmay başkanı olarak göreve başladı. Stange Bey, Arhavi Vadisinin batı yamaçlarında mevzilenen kuvvetlerimizi 8. Alayın 550 mensubu, yaklaşık 750 seyyar jandarma, 7-800 muharip Teşkilât-ı Mahsus gönüllüsü, 3 cebel topu, 6 makinalı tüfekten ibaret olarak raporuna yazıyordu.
BÜYÜK TAARRUZDA HASTALANDI
Ali Rıza Bey ilk iş olarak müfrezelerin mevcutlarının sayımlarını yaptırmak olmuştu. Hedefi Teşkilât-ı Mahsusa gönüllülerinden nizami bir alay oluşturmaktı. Bunu gerçekleştirdi ve Teşkilât-ı Mahsusa Alay Komutanlığına atanarak bu alayla Sahil Cephesi savunmasında yer aldı. 1921 yılına kadar bölgede Trabzon mevki kumandanlığı Vali vekilliği de dahil çeşitli görevler yapmış bulunan Ali Rıza Bey, 1917 yılında Binbaşı oldu. bölgede çeşitli Alay komutanlıklarında ve görevlerde bulundu. 1 Mart 1921 tarihinde Yarbay rütbesine terfi etti. 1921 yılında Çoruh kuvvetleri grup komutanı olarak Batum Harekatını yönetti ve 11 Mart 1921 de Batum’a girdi. Batı Cephesi için Doğu Cephesi’nden istenen 3. Kafkas tümeninin vekil olarak kumandanlığını yaparak Batı cephesine sevkini yaptı, kendisi de 3. Kafkas tümeninin görev yaptığı Batı Cephesi’nde 5. Grubun emrinde olarak piyade Tugayına komutan atandı ve Büyük taarruz esnasında hastalandı ve Bursa’da hastanede ameliyat edildi. Kanser tüm iç organlarını sarmıştı. 29 Eylül 1922 tarihinde vefat etti. Mezarı Bursa’da Pınarbaşı mezarlığındadır.

ARAŞTIRMA İNCELEME: DOÇ.DR. MEHMET BİLGİN
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ

Kaynak: TAKA GAZETESİ