Atalar “dünyada mekan,Ahirette iman” diyerek maddi ve manevi alemin dengesine, bir başka söylem ile her iki yaşam dünyasının vazgeçilmezliğine dair güzel bir ifadeyi dile getirmişler. İnsan yaşamdan beklentilerine göre zevk alır, yaşamı önemser. Çünkü mutlu olunca yaşamdan zevk alır. Ancak şu unutulmamalı ki insan soluk aldığı sürece umut daima vardır.

Eğitim düzeyim fena sayılmadığı gibi dünya gezegeninin önemli bir coğrafyasını dolanma şansım oldu. Elbetteki bu dolanmalar eyşi işrete yönelik değil, kendime göre insanlığa karınca kaderince bir katkım olsun düşüncesiyle idi. Şarkta sadece açgözlülüğü, garpta ise yaşama, mutlu olmanın arayışını gördüm. Batılılar elde ettikleri her fırsatta mutlu olmaya çalışırken devleti, etrafındakileri de düşünüyorlar. Şarkta ise “altta kalanın canı çıksın”, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın”… gibisinden pek çok veciz söz ile olumsuzluklarına bir örtü oluşturmaya çalışıyor, bu olumsuz ve tiksindirici söylemleri atalar sözü nitelemesine tabi tutarak kılıf olarak da atalara sucu yüklüyorlar.

Köylerimiz nerede ise modern viraneler dönüştürüldü. Kat kat binalar, yollar yapıldı ancak köyler bomboş, incin top oynuyor. Özellikle Doğu Karadeniz’de yaz mevsimi iki ay sürer, olsun üç ay. O şaşalı yapılar milli servet kaybı değil mi? Köyde birkaç yaşlıyı ziyarete gittim. Onlar o topraklarda ömür tüketerek ziyareti çoktan ziyareti hak ediyorlar. Gel gör ki evlerden ses seda gelmiyor. Çaldığım kapılardan boş geri dönmek düşündürdüğü kadar da derinden üzdü beni. Nasıl üzülmeyeyim sessiz sedasız köylerimiz boşaldı. Farkında olmadan köylerden şehre taşındık. Köyün alt tarafındaki çocukluğumuzun geçtiği ilkokulumu, Ethem Ali amcanın değirmenine karşıdan hüzünle bakıverdim.Değirmen dağılmış, altmış yıl önce en güzel günlerimin geçtiği ilkokuluma hasretle baktım. Yüreğim kapardı, hüzün kapladı bedenimi.

Epeyce düşündüm. “Geçmişinden haberi olmayanın geleceğine gülle atarlar” der Azerbaycanlılar. Bir yaşlı ablamızı üç defa ziyarete gittim üçünden da elim boş döndüm. Telefon denilen bir icadın olduğunu biliyorum amma onları evlerinden sadece ölümün olabileceğini düşünüyordum. Neyse yanılmışım demek.