Fındıklar henüz kızarmadan, yaprakları solmadan mevsim sıcaklığında ne olup bittiğini henüz anlayamadan her şey bir anda olup bitti. Komşunun yol üstüne sarkan baldan tatlı armutlarının yere düşenlerinin tatlarına bakmakla bu yıl meyve mevsimini geçirdik.

Vatandaş ne olup bittiğinin farkında bile değil. Bir anda fındık işçilerinin hay huyu ile uyandık. Çoluk çocuk büyük bir hışım ile bahçelere indiklerine şahit olduk. Bu yıl mevsim sıcaklığı beklenenden çok sürdü. Fındık bu zamansız sıcaklığı altında bir hafta içerisinde kızardı. Neler oluyor diye halk birbirine bakıp kaldı. Hele “kimse bu yıl fındıktan para kazanacağın beklemesin” şeklindeki yetkililerimiz bu söylemlerini çok kısa zamanda unutuverdi:

Birden cümbür cemaat boyunlarına taktıkları fındık sepetleri ile boy boy resimler çektirip gazetelerde yayınladılar. Şimdi vatandaş olarak soruyorum, milleti mi saf görüyorsunuz yoksa söylediklerinizi mi tez unutuyorsunuz. Nerede ise iki ay oldu bir curcunadır gidiyor. Neymiş şehrin kültürel tanıtımı imiş. Sevsinler bu kültür hizmetinizi. Ne oldu bunca masraf yaptınız. Dimağlarda ne kaldı. Bildiğim bu tür etkinlikler belli şeylerin hatırlanması adına yapılır.

Amma durum hiç de göründüğü gibi değil. Hele yazın ortasında yeni yapılan cami önündeki eğimde bu sıcağa rağmen su birikmesi kabul edilemez bir başka neden. Dağa taşa para serpen belediye bunu görmüyor mu yoksa görmemezlikten mi geliyor? Bu curcuna içerisinde koca yaz tatili de bitti. Çocuklar okullarına geri dönecekler de nasıl? Okul kırtasiye masrafları aldı başını gitti. Kimsenin umurunda değil, bu çocuklar sabahtan evlerinden çıkarken beslenme çantalarına ne koyacaklar diye düşünüldü mü? Yoksa sıralamaya girmekte zorlanacak bir takım insana böylesi cömert davranan belediyemiz bu çocukların sorunlarıyla ne kadar ilgilenmiş ya da ilgilenecek? Kaç çocuğumuzun beslenme çantası doldurulacak?