Türkiye’nin dünyada en çok tanınan markası, 20 Mayıs 1933 tarih, 2186 sayılı kanunla kurulan ve ilk adı Havayolları Devlet İşletme İdaresi olan Türk Hava Yolları, 1935 yılına kadar Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı kaldıktan sonra 2744 sayılı kanunla, Bayındırlık Bakanlığı'na bağlanmıştır. 5 uçak ve 23 koltuk kapasitesi ile Ağustos 1933 tarihinde operasyona başlayan şirketin ilk uçağı Amerikan Curtiss imalatı 208 seri numaralı Kelebek adı verilen King Bird D-2 tipi bir uçaktı.

O zamanın parasıyla 25 Bin 555 Amerikan Doları’na satın alınan çift motorlu bu uçak, sadece beş yolcu taşıyabiliyordu. Uçağın ilk seferi 3 Şubat 1933'te İstanbul’dan Eskişehir aktarmalı Ankara uçuşu olmuştur. King Bird D-2’ler yerini daha sonra İngiliz De Havilland imalatı DH.89A Dragon Rapide (1936) ve DH.86B Dragon Express (1937) tipi uçaklara bırakmıştır.

1933 yılına gelindiğinde şirket filosu,

* 2 adet Curtiss King Bird D-2 (5 koltuklu)

* 2 adet Junkers F-13 Limozin (4 koltuklu)

* 1 adet Tupolev ANT-9 (10 koltuklu) olmak üzere toplam beş uçaktan oluşmaktaydı.

1935 yılında Bayındırlık Bakanlığı'na, bağlı olan şirket, 03.06.1938 tarih ve 3424 sayılı kanunla, Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü'ne çevrilmiş ve katma bütçeli bir idare olarak Ulaştırma Bakanlığı'na bağlanmıştır.

İlk uluslararası seferini 12 Şubat 1947 tarihinde Atina'ya Devlet Hava Yolları pilotları Orhan Ayata ve Adil Gözender yönetiminde yapan TC-ABA tescil kodlu Douglas DC-3 uçak, sabah saat 10.00’da Ankara’dan havalanmış, İstanbul’da duraklama yaptıktan sonra Atina’ya hareket etmiş. Toplam iki saat 40 dakika süren yolculukta DHY Genel Müdürü Osman Nuri Baykal da uçaktaki heyet arasındaydı.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bu ânı; “Devlet Hava Yolları Genel Müdürlüğü'­nün, Ankara ile Atina arasında uçak servisi tesisi için Yunan Hükûmetiyle bir müddetten beri yapmakta olduğu müza­kereler neticelenmiş ve ilk tecrübe uçağı bu sabah saat 10’da Atina'ya gitmek üzere Ankara'dan hareket etmiştir. Douglas DC-3 (Douglas DC-3) tipinde çift motorlu olan bu uçak, bugün İstanbul'dan kalkacak ve yarın sabah Atina'ya gidecektir” diye duyurmuş.

Atina seferinden sonra, Türk Hava Yolları, daha sonra sırasıyla Lefkoşa, Beyrut ve Kahire’yi de uluslararası uçuş ağına eklenmiş.

21 Mayıs 1955 tarihli ve 6623 sayılı kanunla Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü kaldırılmış, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı adı ile "her nevî hava nakliyatı ve buna müteferri yapmak ve hususî hukuk hükümlerine göre idare edilmek üzere Hükûmete bir Anonim Ortaklık kurma" yetkisi verilmiştir. 20 Şubat 1956 tarihinde Esas Mukavelenâmesi'nin Bakanlar Kurulunca tasdik edilmesi, Ticaret Sicili'ne kayıt ve ilan olunması ile Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı kurulmuş ve 1 Mart 1956 tarihinde faaliyete geçmiştir. Kuruluşundaki sermayesi 60 Milyon TL olan ve kamu malı anonim ortaklık olan şirketin en büyük ortağı Maliye Vekâleti'ne bağlı olan Hazine Müsteşarlığı idi. 1956'da anonim ortaklık olurken, o zamanki adı matbuat olan basın dünyasındaki tanınmış kurucu ortaklar şunlardır:

* Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş.(Nadir Nadi-Doğan Nadi Abalıoğlu)

* Sedat Simavi Halefleri, Haldun ve Erol Simavi Kolektif Şirketi,

* Sefa Kılıçoğlu, Yeni Sabah Gazetesi Sahibi,

* Ercüment Karacan, Milliyet Gazetesi Sahibi,

* Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık T.A.Ş,(Ahmet Emin Yalman)

* Hayat Mecmuası Tifdruk Matbaacılık Sanayi A.Ş. (Yapı Kredi Bankası - Şevket Rado,

* Mithat Perin, İstanbul Ekspres Gazetesi Sahibi (6-7 Eylül olaylarına neden olan ‘Atatürk’ün evine bomba atıldı’ manşetini atan gazete)

* Yusuf Ziya Ortaç, Akbaba (Dönemin çok ünlü mizah dergisi) Yayınevi Sahibi;

İlk İdare Meclisi (Yönetim Kurulu) Başkanı Rıza Çerçel, üyeler ise Osman Nebioğlu ve Semih Sipahioğlu idi. Bugün 500’e yakın uçakla dünyanın dört bir yanında 130’u aşkın ülkede 350 noktaya sefer yapan THY’nın sermayesinin yüzde 52.12’lik bölümü dünyaya açık olarak Borsa İstanbul’da işlem görmektedir. 2033 yılında, yani kuruluşunun 100’üncü yılında 813 uçaklık bir filoya ulaşmayı planlayan Türk Hava Yolları’na onlarca ülkeden yüzlerce yatırımcı hisse alarak ortak olması ülkemize ve milli şirketimize duyulan güvenin sonucu olsa gerek.

İştirak şirketleriyle toplam 96 bin kişi istihdam eden Türk Hava Yolları’nın her türlü siyasi fikir ayrımının dışında tutulması, asılsız haberlere malzeme yapılmaması yurtseverliğin gereğidir.

Bir kişinin veya bir kaç kişinin hatasını tüm kuruma mal etmek, şirkete olan güveni sarsacağı gibi, yatırımcıları da maalesef ürkütür ve geri adım attırır.

Hepimizin ortak malı olan THY’ye bir eleştiri yöneltirken daha dikkatlı olmalı ve zarar görmesinin önüne geçmeliyiz.

Her konuda iktidarı eleştirirken sınır tanımayan bir takım muhaliflerin THY konusunda ölçülü bir dil kullanması memleketin menfaatine olur diyorum.

Mutlu yarınlar Türkiyem.

[email protected]