Galatasaray-Trabzonspor derbisi sonrası Christ Ina Oulai hakkında flaş yorumlar geldi
Galatasaray-Trabzonspor derbisi sonrası Christ Ina Oulai hakkında flaş yorumlar geldi
İçeriği Görüntüle

5 BİN TARAFTAR ÖNÜNDE GOL!

Çocukluğum, gençliğim Trabzon’da, Trabzonspor’la geçti, neredeyse bütün maçlara gittim. Bayağı fanatiktim hatta, tribünlerde Çılgınlar gibiydik hep! Amatör futbol oynadım, unutulmaz anılarım var Yavuz Selim’de. O zamanlar 1. Amatör’de bir maça çıkmıştık. Tam o sırada Trabzonspor’un gündüz maçı vardı ve bitmişti. Avni Aker’den çıkan taraftarlar bir anda Yavuz Selim’in etrafını sardı adeta. Birden tribünlerde 4-5 bin kişi oldu. Ben stoperdim, bir pozisyonda ileri çıktım, o sırada inanılmaz bir gol attım. Tribünlerde inanılmaz bir coşku ve gol sesleri yükseldi. Çok farklı hissettim kendimi, rüya gibiydi, hayatımdaki en unutulmaz anlardan birini yaşamıştım o anda. Yavuz Selim Sahası’nı hayatım boyunca unutmayacağım.

Bir başka gün çok önemli bir maçımız vardı, biraz erken gelmiştik. 5-6 arkadaş, sahanın yanındaki köftecinin önünden geçerken kokudan çok etkilenince ekmek için birer porsiyon aldık. Tadını çok beğenince birer tane daha yedik, maça öyle çıktık. Tabii ki maçta koşamadık ve yenildik. Antrenörümüzden büyük azar yiyince korkudan köfte olayını anlatamadık bile.

CESARETİMİ TRABZONSPOR’DAN ALDIM!

Trabzonspor direniş, başkaldırı ve cesaretin sembolüdür. Duyduğum büyük sevginin yanında hayatıma şöyle etkisi oldu Trabzonspor’un: Ben üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatı için İstanbul’a geldim. Burada çok güçlü, tecrübeli ve başarılı firmalar arasında yer edinebilmem gerekiyordu, bu ortamda cesaretini Trabzonspor’dan aldım açıkçası. Çünkü Trabzonspor da dev kulüplerle mücadele ederek, onları geçerek büyük zaferler elde etmiş ve kendisi de dev bir kulüp olmuş. Demek ki cesaret, inanç ve doğru planlama ile birçok zorluğu yenebilirsiniz. Ben de Trabzonspor ruhu gibi çalışma hayatımda mücadele etmekten hiç korkmadım. Trabzonspor sadece bir kulüp değil, büyük ailemiz, dünümüz, yarınımız, en büyük tutkumuz. Bordo-Mavi renkler bizim mutluluğumuz, sadakatle bağlı olduğumuz sevdamız, yaşam biçimimiz, umudumuz ve mücadele ruhumuzdur.

TRABZONSPOR’UM İÇİN HER ŞEYE DEĞER!

Ben hayatım boyunca inanmadığım bir işe girmem, iyi araştırır, en ince ayrıntısına kadar inceler öyle yol alırım. Başkanımız Ertuğrul Doğan’ı çok eskiden tanırım. O da son derece titiz, ayrıntıcı, yaptığı işe büyük bir saygı ve tutkuyla bağlı bir isim, girdiği her işte başarılı olmuş. Onun Trabzonspor’un başındayken de kararlı ve doğru bir yolda olduğunu gördüğüm, projelerine inandığım ve yönetim kurulundaki ekibini gördükten sonra gönül, ‘ben de katkıda bulunmak istiyorum’ diyerek bu kutsal görevi üstlendim. Artık adımımı hep, bu büyük sorumluluğun bilinciyle Trabzonspor’a göre atıyorum. Yoruluyorum, iş ve sosyal hayatımda kısıtlamalar oluyor ama Trabzonspor’um için her şeye değer.

ÖĞRENME ÇAĞINI TAMAMLATMIYORUZ!

Avrupa kulüplerinin yönetim ve altyapı uygulamaları anlamında takip etmeye çalışıyorum. Şöyle bir fark var aramızda: Orada 18-19 yaşındaki futbolculara ne yönetim, ne de taraftarlar, ‘sen çok başarılısın, artık oldun’ demiyor, ‘daha çok yolun var’ diyor. Başarılı olsa da bu asla değişmiyor, o genç de daha çok çalışması gerektiğini biliyor. O yaşlar öğrenmenin en yoğun olduğu yaşlardır, A takıma çıksa da o şekilde bakıyor olaya. Herkes aynı kültürde, taraftarı, başkanı, ailesi, medyası, antrenörü ve o futbolcu. Bizde ise durum bildiğiniz gibi, herkes çok anlam yüklüyor o çağlarda. Öğrenme çağını tamamlatmıyoruz adeta. Saha dışındakiler ‘hemen A takımda oynasın’ diyor, o genç de, ‘hemen forma, para, araba vs.’ her şeyi istiyor. Futbolcuyu böyle kaybediyoruz işte.

U19 Takımı’mızın UEFA Gençlik Ligi finalindeki bir olay dikkatimi çekmişti. Maçta bizim bir futbolcumuz faul yapınca hakem yanına gelip, ‘Arkadaşından özür dile’ dedi, hakem bile onu henüz öğrenme çağındaki bir genç olarak görüyor. Öncelikle bu kültürü yerleştirmemiz lazım mutlaka.

Başkanımız Ertuğrul Doğan da aynı fikirde, bu gençlerin altyapıdan üste çıkma sürecinin iyi yönetilmesi gerektiği görüşünde. Bu konuya çok kafa yoruyor. Bu anlamda yurt dışında 2. Lig’den kulüp satın alarak bizim gençlerden bir kısmını, gelişimlerini tamamlamak amacıyla oraya göndermeyi planlıyor. Sadece futbol anlamında değil yabancı dilden eğitimine, vizyonlarının gelişmesine ve o kültürü alması anlamında çok büyük bir proje bu. Faydasını birkaç yıl sonra iyi göreceğiz.

BİZ ZORU SEÇTİK!

Trabzonspor tarihinden beri dev bütçelere karşı savaşmış ve inadıyla, inancıyla başarılı olmuştur. Geleceği düşünmeden kulübün parasını rahatça harcayarak günü kurtarırız ama sonu mutlaka karanlık olur. Biz bazı rakiplerimiz gibi 300 kilometre hızla gidemeyiz çünkü çok kısa sürede duvara vurup patlarız.

Başkanımız Doğan ve yönetim kurulu olarak zoru seçtik. Bu kulüp ancak, doğru planlamalar yaparak zirvede olur, bunu başaracağız. Bir yandan ekonomik sorunları çözüyoruz, diğer yandan genç ve tecrübeli oyuncuları harmanladığımız bir takım kurduk. Her geçen gün bizim lehimize işliyor.

FUTBOLCU YÜREĞİNİ, YÖNETİCİ AKLINI KOYMALI

Yeteneği olan bir futbolcu sahada aklını ama daha çok yüreğini ortaya koymak zorunda. Yönetici ise tam tersi, karar alırken yüreğini ama daha çok aklını ortaya koymalıdır. Duygusallıktan çok kulübün menfaatlerini ön planda tutmazsa başarılı olamaz. Uğurcan Çakır transferi mesela, bizim kaptanımızdı ama bir yıl sonra serbest kalacak bir oyuncuyla ilgili karar alırken duygularınızı bir yana bırakıp değil aklınızı kullanmalısınız.

ÖNCE BAŞARI, SONRA PARA

Üniversite sonrasında Trabzon’dan ayrılıp iş hayatıma İstanbul’da başladım. İnşaat, turizm, metro ve konut işleri yapıyorum. 2011’de TOBB ve ABD ile yapılan şirket taramasında ‘Dünyada En Hızlı Büyüyen İnşaat Şirketi Ödülü’ne ve bir ekonomi dergisi tarafından ‘En Genç İşadamı Ödülü’ne layık görüldüm. Gençlerin iş hayatında olmasını çok önemsiyorum ama şunu unutmamalılar. Özellikle 20’li yaşlarda yapabilecekleri en önemli şey kendilerini yetiştirmek. Üniversiteyi bitirmek,. İyi derece ile mezun olmak yeterli değil. O çağlarda alanındaki her türlü bilgiye ulaşmalı, sentez etmeliler. Kendilerine yatırım yaptıkça önlerine mutlaka fırsat gelecektir. Başarı için çalışmalılar, ilk etapta para için değil. Hemen parayı düşünürlerse, uzun vadede o parayı yönetecek kapasiteye ulaşamayabilirler.

POZİTİFİM VE İŞİMİ İYİ KEYİFLİ YAPARIM

Yoğun bir iş hayatım var ve günümü iyi planlayarak bunu yönetmeye çalışıyorum. Öncelikle pozitif olmaya, olayları bu şekilde çözmeye çalışıyorum. Her kötü günün sonrası olduğunu biliyorum ve ona hazırlanıyorum. İşimi keyifli yaparım. Bu yolda en büyük motivasyonumuz ailemiz. Onlarla vakit geçirmek yorgunluğumu alıyor. Bu arada çok büyük bir deniz merakım var, orada huzur bulurum. Ve tabii ki olmazsa olmazım Trabzonspor.

Kaynak: TRABZONSPOR DERGİSİ