Son dönemde körfez ülkeinden gelen turistlere yönelik sosyal medyada eleştiri yapanlar oldu. Aslında sadece onlara değil, Trabzonluları toprak satmakla bile suçlayanlar çıktı.

Dün yayılan videodaki şahıs Trabzonlu mu bilemedim ama önyargılı.

Körfez ülkelerinden gelen turistlerle ilgili sorun var mı, var?

Salonu dolu alan yerli turist veya Trabzonlu oturamadığı doğru mu doğru?

Akşamları Meydan’da Erdoğdu’ya gidecek olanların mesafe kısa diye taksi bulamadıkları oluyor mu, oluyor.

Bunlar var.

Ama bunların kabahati Arap turistlerin mi?

Konu ile ilgili çok yazı yazdım-okudum. Bir de her parmağında bir marifet olan Dr.Seyit Hisoğlu özetlemiş ve bana da göndermiş. Güzel konulara da temas etmiş.

Körfez ülkelerirden gelen turistlerin de denetime tabi olmasının onları kuralların içine alacağını ve bu tartışmaların da yaşanmayacağını öngörmüş.

Bir de Doktor teşhisine bakalım:

‘Bu yazımda son günlerin pöpüler haber ve siyaset hammaddesi Körfezden gelen misafirlerimizden bahsedeceğim. Birileri gelmesinler diyor, birileri gelsinler ama etrafı kirletmesinler diyor, birileri gelsin ama mülk edinmesin Filistin gibi olmasın diyor, birileri de ne olursa olsun yeterki gelsinler tezini savunuyor. Bütün görüşlerin kökeninde bir menfaat var aslında. Kur farkı nedeniyle TL karşısında dolar ile gelen Arap turistin alım gücü bu turistlere hizmet veren bölge esnafının iştahını kabartmış,1 yıllık planladığı bütçeyi 3 ayda kazanmaya çalışmaktadır.

Uzungöl’de bungolov ev fiyatları artık 10 Bin TL’leri bulurken yazın yerli turistin bırakın konaklamayı Uzungöl’de gezme şansı bile kalmamıştır. Oysa bölgemize yazın diğer illerimizden günlük gelen binlerce turist gözardı edildiğinden yakınmaktadır. Yerli turist Uzungöl’de konaklayamamaktan yakınmaktadır. Bir lokantaya girdiğinde garsonun bakmadığını söyleyen yerli turist yandaki yabancı turistin masasına hem istediği fiyatı uygulayan işverenden hem de fazla alacağı bahşişi düşünen garsondan yakınmaktadır! Aslında sorun Arap değil, sorun hala gelişimini tamamlayamayan turizm sınıfında oluşumuz. Sorun az çalışıp çok para kazanma isteğimiz.

Bir düşünün bölgede turizm var ama yerel halk hizmet alanlarında yeterli ilgi görmediğinden, yerli turist fahiş fiyatlar nedeniyle yazın bölge turizm  imkanlarından yararlanamadığından rahatsız. Tamam kabul etmek lazım ki, Ortadoğu halkının kültürü bizden farklı, toplumsal yaşam anlayışları bizlerden farklı. Ama bu durum ülkemize geldiklerinde istedikleri gibi özgür olacakları anlamına gelmez. Nasıl biz Avrupa’ya veya Arabistan’a gidince oranın kurallarına uyuyorsak onlar da geldiklerinde kurallarımıza uymalı, uymuyorlarsa  yaptırımlar uygulanmalı. Bu da devlet eliyle yapılmalıdır.

Şu an böyle bir uygulama yok. Biz cezayı nasıl kesiyoruz, fahiş fiyatlarla mı? Sonuç olarak ülkemize geldiğinde fahiş fiyat ödediğini bilen turist kendini disipline etmiyor.

Şu anda bölge turizm paydaşlarının tek amacı bir yılın gelirini 3 ayda kazınıp 9 ay yatmak. 2 arabası olan oto kiralamacı, boş bir evi olan turizmci olmuş! durumda. Kurumsal firma sayısı turizm hizmet sektörünün yüzde 20’si bile değil ve bu kurumsallar da maalesef  fiyat uygulamalarında yerel firmaları takip edip habire fiyat yükseltmektedir.

Ama en azından kurumsallığın getirdiği kültürden olsa gerek ki, gelen her  turiste aynı hizmeti verip gidenin arkasından da hakaretler yağrırmıyorlar diye düşünüyorum.

Taksici arabaya yerli turist almaz, restorantta yer rezerve diye yerli turist oturtulmaz, boş oda olmasına rağmen akşam yer bulamamış Arap turist gelir diye yerli turiste oda vermez gibi örnekler çoğaltılabilir.

Demem o ki, acil işe el atmaları gerekip denetimleri sıklaştırması gerekir. Bölgemizin kaynaklarından mevsiminde yerli ya da yabacı bütün turistlerin faydalanması gerekir. Hizmet sektöründe çalışanların ivedi eğitilmesi gerekir. Gerekirse turizm yüksek okulu açıp yetişmiş personel sayısı artırılmalıdır.’

Sevgili Seyit hocamın eleştirileri yapıcı eleştiriler.

Saygı duymakla birlikte, böylesi bir ekonomik krizde körfez ülkelerinden gelen ve sınırsız harama yapan turistlerin  kuruvazör gemiden  elinde gemiden aldığı suyu ile inip Trabzon’u gezdikten sonra onunla gemiye dönen batılı turistlerden daha önemli ve değerli olduğunu buraya not ederek bitirmek istiyorum.