Türkiye'de artan hayat pahalılığı ve gelir eşitsizliği, vatandaşın gündeminde ilk sırada yer almaya devam ediyor. Bulgu Araştırma’nın Aralık 2025 tarihli “Halkın Gündemi” raporu, toplumun genel ekonomik durum karşısında ne kadar kırılgan hale geldiğini ortaya koyarken, bu kırılganlığın siyasi tercihlere olan etkisini de net biçimde gözler önüne seriyor. Katılımcıların büyük bölümü, geçim sıkıntısı yaşadığını belirtirken, her iki kişiden biri oy tercihini ekonomik duruma göre yaptığını ifade ediyor.

Geçim Sıkıntısı Her Geçen Gün Derinleşiyor

Bulgu Araştırma’nın anket sonuçlarına göre, Türkiye’de vatandaşların %78’i ekonomik zorluk yaşadığını söylüyor. Bu oran, geçim kaygısının toplumun çok büyük bir kısmını etkilediğini ve maddi sorunların artık bireysel değil kitlesel bir sorun haline geldiğini gösteriyor. Katılımcıların %43,9’u gelirinin yalnızca temel ihtiyaçlarına yettiğini, %34,2’si ise ihtiyaçlarını ancak karşılayabildiğini ve birikim yapamadığını ifade ediyor. Sadece %6,8’lik küçük bir kesim kendini ekonomik olarak rahat hissediyor.

Bu tablo, toplumun büyük bölümünün tasarruf yapamadığını, geleceğe dair plan yaparken ciddi engellerle karşılaştığını ortaya koyuyor. Özellikle orta ve alt gelir grubundaki bireyler, hayat pahalılığı karşısında hızla eriyen alım gücü nedeniyle ay sonunu getirmekte zorlanıyor.

Aylık Gelirlerde Büyük Uçurum

Araştırmanın çarpıcı bulgularından biri de gelir dağılımındaki eşitsizlik. Katılımcıların %39’u aylık hane gelirinin 25 bin lira ve altında olduğunu belirtirken, 125 bin lira ve üzeri gelir grubunda olanların oranı sadece %5,3. Bu da toplumda ekonomik adaletsizliğin derinleştiğini ve gelir uçurumunun genişlediğini gösteriyor.

Bu dengesizlik, sadece yaşam standartlarını değil, toplumsal huzuru ve güveni de tehdit ediyor. Gelir dağılımındaki bu büyük fark, vatandaşlar arasında eşitsizlik algısını pekiştirirken, sosyal politikalar konusundaki beklentileri de artırıyor.

Oy Tercihinde Ekonomi Açık Ara Belirleyici

Ekonomi, yalnızca günlük yaşamı değil, siyasi kararları da doğrudan etkiliyor. Anket katılımcılarının %45,1’i oy tercihini ekonomik duruma göre belirlediğini ifade ederken, bu oran liderin etkisi (%26,3) ve yapılan hizmetlerin (%19,3) çok önünde yer alıyor. Bu sonuç, vatandaşların ideolojik veya kişisel bağlılıklarından ziyade somut ekonomik gerçeklikleri dikkate aldığını gösteriyor.

Rekabet Kurumu, 2026 Para Cezası Alt Sınırını Belirledi
Rekabet Kurumu, 2026 Para Cezası Alt Sınırını Belirledi
İçeriği Görüntüle

Siyasi partilerden beklentiler de bu yönde şekilleniyor. Katılımcıların %21,7’si bir partiyi tercih ederken öncelikle “ekonomik çözüm ve politikaları”na baktığını söylüyor. Bu durum, ekonomik vaatlerin ve gerçekçi projelerin önümüzdeki seçim süreçlerinde daha da belirleyici olacağını işaret ediyor.

Ekonomi İlk Sırada, Adalet İkinci

Araştırmada “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna verilen yanıtlar da ekonomik kaygının önceliğini ortaya koyuyor. Katılımcıların %38,9’u ekonomiyi en büyük sorun olarak tanımlarken, %18,5’i adalet ve hukuk sistemindeki aksaklıkları ikinci sıraya koyuyor. Bu veriler, halkın bir yandan geçim mücadelesi verirken diğer yandan hukuka ve adil yönetime dair beklentiler taşıdığını gösteriyor.

Siyasi Gündem Üzerine Dikkat Çeken Görüşler

Ekonominin gölgesinde şekillenen siyasi gündem, bazı konularda halkın net bir tutum sergilediğini gösteriyor. DEM Parti, AK Parti ve MHP’nin Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşme iddiaları hakkında katılımcıların %56,2’si bu durumu yanlış bulduğunu belirtti. PKK’nın silah bırakma ihtimalini ise %54,4’lük bir kesim samimi bulmuyor. Ayrıca, %65,6’lık oran Öcalan’ın affedilmemesi gerektiğini savunuyor.

CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar konusunda da toplumun %43,8’i bu hamleleri haksız bulduğunu ifade ediyor. Bu sonuçlar, ekonomik sorunlar kadar siyasi güven meselesinin de gündemde önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.

Ekonomi, Türkiye'nin Nabzını Belirliyor

Bulgu Araştırma’nın Aralık 2025 raporu, Türkiye’de ekonominin sadece bir geçim meselesi değil, aynı zamanda bir demokrasi ve yönetişim meselesi haline geldiğini ortaya koyuyor. Geçim sıkıntısı yaşayan vatandaş, siyasi tercihini daha rasyonel ve çıkar odaklı şekilde yapmaya yöneliyor. Bu da gösteriyor ki, ekonomik sorunlara çözüm üretmeyen hiçbir siyasi aktör, toplum nezdinde uzun vadeli karşılık bulamıyor.

Kaynak: KARAR