Trabzonlu Girişimciden Tarımda Sessiz Devrim: Kontrollü, Teknolojik ve Sürdürülebilir
Trabzon’un Yomra ilçesinde yaşayan yatırımcı Elif Çakıroğlu, 6 yıl önce Amerika’ya yaptığı bir seyahatle hayatının yönünü değiştirdi. Orada tanık olduğu teknolojik tarım sistemlerini Türkiye’ye taşıyan Çakıroğlu, konteyner tipi mini bitki fabrikasından başlayan yolculuğunu bugün güneş panelli, yağmur suyu hasatlı yüksek teknolojili seralara dönüştürmüş durumda. Hedefi ise net: “Çocuklarımıza zehir yedirmemek ve Türkiye’de sürdürülebilir tarımı yaygınlaştırmak.”
Kontrollü Tarım, Yüksek Kalite ve Sıfır Zehir
Elif Çakıroğlu’nun kurduğu seralarda topraksız tarım, organik ilaçlama ve besin değeri yüksek ürünler ön planda. Geleneksel tarımdaki bilinçsiz ilaçlamaların sağlığa olan zararına dikkat çeken Çakıroğlu, kontrolsüz gübre ve pestisit kullanımının kanser oranlarını artıran başlıca nedenlerden biri olduğunu vurguluyor.
“Burada yediğiniz marul ya da domates, bitkinin besin değerlerinin zirvede olduğu haliyle üretiliyor. Bu yüzden tadı da kalitesi de fark yaratıyor,” diyor.
Güneşten Enerji, Yağmurdan Su: Yeşil Dönüşümle Sıfır İsraf
Kurduğu kapalı sistem seralarda güneş panelleriyle enerji ihtiyacını karşılayan Çakıroğlu, yağmur suyunu biriktirerek sulamada kullanıyor. Böylece iklim krizine karşı dirençli, çevre dostu, ekonomik ve sürdürülebilir bir tarım modeli geliştiriyor. Bu sistem, aynı zamanda üretim maliyetlerini azaltarak tüketiciye daha uygun fiyatlı, sağlıklı ürünler sunmayı mümkün kılıyor.
Dikey Tarım ve Işıklı Sistemler Yolda
Çakıroğlu, bir yandan da dikey tarım ve ışıklı üretim tekniklerini denemeye devam ediyor. Şu ana kadar 28 farklı ürünle deneme yapan girişimci, ışıksız ve ışıklı çilek, domates, marul ve yapraklı sebzeler üzerinde çalışıyor. Özellikle Karadeniz bölgesinin ışık yetersizliğini göz önünde bulundurarak ışık destekli üretim sistemleri geliştiriyor.
Viyadük Altlarına Tarım: Bakanlığa Teklif Gitti
Elif Çakıroğlu’nun projeleri sadece Trabzon’la sınırlı değil. Ulaştırma Bakanlığı’na ilettiği öneriyle, şehir içi kullanılmayan alanlar olan viyadük altlarının dikey tarım için değerlendirilmesini teklif etti. “Dünyada bu sistem yaygın. Katar, ABD, Hollanda gibi ülkeler bu yöntemle üretim yapıyor. Türkiye’de neden olmasın?” diyerek kamu kurumlarını daha yenilikçi projelere davet ediyor.
Türkiye Teknolojik Tarımda Geç Kalmamalı
“6 yıl önce başladığımda bu sistem neredeyse hiç bilinmiyordu. Şimdi herkes iklim krizini, su kıtlığını konuşuyor,” diyen Çakıroğlu, teknolojik tarımın Türkiye için kaçınılmaz bir geçiş olduğunu savunuyor. Devlet desteklerinin yeterince tanıtılmadığını ve bu alanda daha fazla farkındalık gerektiğini de ekliyor.
Elif Çakıroğlu’nun hikayesi, yalnızca bir tarım girişiminin değil, aynı zamanda Türkiye’nin gelecekteki gıda güvenliği için atılan cesur bir adımın hikayesi. Teknolojiyle birleşen tarım anlayışı, hem toprağı hem insan sağlığını korumanın anahtarı olabilir.