Beş yıl önce kız arkadaşıyla öpüştüğü iddiasıyla okul müdürünün odasına çağrılıp azarlandığı için okulun balkonundan atlayıp felç kalan Hamza İpek, “Basketbolcu olmak istiyordum. Tekerlekli sandalyeye mahkûm yaşıyorum. Hayallerimi çaldılar. Tazminat miktarı beni ilgilendirmez, yürümek istiyorum,” dedi.

Hamza İpek, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde ailesiyle birlikte yaşıyordu. Hamza’nın babası gündelik işçi olarak çalışarak dört çocuğunu okutmanın mücadelesini veriyordu. Hamza da ilçedeki Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyordu. Uzun boyu nedeniyle Hamza’nın hayallerini basketbolcu olmak süslüyordu. Basketbol seçmelerine katılmak için hazırlıklar yapıyordu. Ancak 9 Aralık 2015’te lise arkadaşı D.H. ile öpüştüğü iddiasıyla okul müdürünün odasına çağrıldı. Hakarete, suçlamalara maruz kaldı ve okuldan atılmayla tehdit edildi. Psikolojik baskı nedeniyle Hamza, okulun balkonundan atladı, ağır yaralandı, yürüyemez hale geldi. Hamza artık 20 yaşında bir genç ve son 5 yılını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kaldı.

Hamza, o gün okul müdürünün odasında yaşanılan tartışmaya ilişkin olarak, “Müdürün odasında ‘Hocam, D.H. ile öpüştüğümüz doğru değil. İki senedir beni okuldan atmaya çalışıyorsunuz. Okuldan atarak kurtulamazsın. Öleyim de kurtulun’ dedim. ‘Kapı orada’ dediler. O zaman 15 yaşında bir çocuktum. Sinirden kapıyı açtım, aşağı atladım. Aşağıda yanıma gelen okul müdürü başımda ‘Sen ölmedin mi, senden kurtulamadım’ dedi” iddiasında bulundu.

Mahkemeye intikal eden bu olay sonunda okul yönetimi suçlu bulunmuş olup, öğrenciye yüklü miktarda bir tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Buna göre okul müdürünün istenmeyen davranış gösteren öğrencinin bu davranışını yönetme biçimi adli bakımdan cezalandırılmış oldu. Yani öğrencinin balkondan atlayarak yürüyemez hale gelmesinin sebebi, okul yönetiminin yönetme biçimi olarak tescil edildi.

Buradaki olay gerçekten bir eğitim kurumunda olmaması gereken cinsten bir olay. Gerçekte bir olay var mı yok mu, belli değil. “On beş yaşındaki bir gencin bir kız arkadaşı ile öpüşmesi” istenmeyen davranış olarak değerlendirilmiştir. Burada ilk akla gelen soru şu: On beş yaşındaki bir erkek öğrencinin bir kızla öpüşmesi istenmeyen bir davranış mıdır? Evet, bu davranış istenmeyen öğrenci davranışıdır. Ama böyle bir davranışın tahakkuk edip etmediğini bilmiyoruz. Öğrencinin ifadesine göre ortada böyle bir davranış yok. Demek ki öğrenciye göre de bir erkek öğrencinin bir kız öğrenci ile öpüşmesi istenmeyen davranıştır. Ne var ki okul müdürünün bu davranışı yönetme biçimi herhangi bir pedagojik veri ile açıklanması mümkün değil. Böyle bir davranışın olduğuna kesin gözü ile bakan okul müdürünün bu davranışı yönetme biçimi de sorunlu. Okul yönetiminin en son düşüneceği yolu, buradaki okul müdürü ilk önce düşünmüştür. Öğrenciyi okuldan atmak uygun ama en son düşünülmesi gereken bir yoldur.

Burada olması gereken durum şu: İstenmeyen davranış olarak değerlendirilen “öpme” davranışı, ayrıntılı bir şekilde araştırılıp incelenmesi gerekirdi. Diyelim ki bunun sonucunda böyle bir olayın var olduğu kesinleşmiştir. Bu durumda öğrenciye şiddet uygulayıp öğrenciyi okuldan kovma ile korkutmak bir eğitimci davranışı olamaz. İstenmeyen davranış olarak değerlendirilen söz konusu davranışın neden istenmeyen davranış olduğunu iki medeni insan gibi okul müdürü ile öğrenci arasında konuşulmalı idi. Bu davranışın neden istenmeyen davranış olduğunu öğrenci ile konuştuktan sonra, işi sağlıklı bir şekilde yönetmek çok daha kolay olabilirdi.
Haklı olsa bile davranışı yönetme biçimiyle haksız duruma düşmüş olan okul müdürünün eğitim ve disiplin anlayışında önemli sorunların olduğu anlaşılmaktadır. Bu olay eğitim sisteminin “eğitim” işlevini yerine getirmede sorunlar yaşamaya devam ettiğini açık bir şekilde somutlaştırmaktadır.