AK Parti kuruluşundan bu güne ilk kez seçim kaybetti. 2001 yılında kurulan ve 2002 yılında iktidara gelen ve aradan geçen 23 yıl içerisinde yapılan 18 seçimi de kazanan AK Parti 31 Mart seçimlerinde tabiri caizse hezimete uğradı.

CHP, 31 Mart’ta yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde 35 il kazanırken, aynı zamanda yüzde 37,74 oy ile de birinci parti oldu.

AK Parti ise 35,49 oy alarak ancak 24 ilde belediye başkanı çıkarabildi.

CHP Türkiye Genelinde 17 milyon 345 bin 876 oy alırken, AK Parti ise 16 milyon 313 bin 661 oyla CHP'nin yaklaşık 1 milyon oy gerisinde kaldı.

Aslında Çarşamba’nın gelişi Perşembe’den bellidir sözünden hareketle böyle tarihi bir mağlubiyetin yaşanacağı her halinden belliydi.

Hani yıllarca denize çöp atar sonra bir t-sunami ile denizler, okyanuslar kabarır, köpürür yüzümüze tükürür ya 31 Mart’ta da seçmenin yaptığı tam da buydu.

Bir yıldan fazla bir süredir sefalete sevk edilen, yetmezmiş gibi aklıyla alay edilen yok efendim tiyatro biletlerine indirim yaptık, yok efendim özel bankaların vereceği promosyonu kendileri veriyormuş gibi hava yaratıp emekliyle dalga geçilmesi böyle bir hezimetin kaçınılmaz olduğunu gösterdi.

31 Mart emeklinin öfkesidir.

Ekonomik darboğazda yaşayan vatandaşın sert tepkisidir.

Aylardır yazıp çiziyoruz

Boş tencere iktidar götürür diye

Seçimin kilidi emeklinin elindedir diye

Ama yapılan uyarılar hiç dikkate alınmazken, emeklinin feveranları hiç duyulmadı.

İktidarın kulak tıkaması, emekliyi ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürmesi sonucu kaçınılmaz kıldı.

Ben yaptım, ettim, gittim demekle olmadı artık.

Asıl iş ne zaman koptu biliyor musunuz?

Çalışana seyyanen 8 bin lira zam verilip emekliye verilmediği zaman.

Adalet o zaman bozulmuştu.

Emekli şöyle demişti,

Paranız yoksa hiç kimseye vermeyeceksiniz, paranız varsa da ve sadece çalışana veriliyorsanız o zaman Adalet ve Kalkınsa Partisi’ndeki Adaletin şirazesi şaşırmış demektir.

Emekli ne demişti.

Devletin parası yoksa üçer maaşımızı bağışlayalım ama varsa da emekliye vermiyorsanız ayrımcılık yapıyorsanız bu işin bedeli var.

Ve o bedel 31 Mart’ta ödendi.

AK Parti’nin kaybetmesindeki iki önemli etken vardır.

Birincisi emekli maaşları

Keşke 55 milyon dolar ödeyip de uzaya adam göndereceğine o parayı emekliye verip de hem emekliyi kurtarsaydınız hem de Türkiye’nin geleceğini.

Hiç iş olsun,

Nam olsun torba dolsun.

Türkiye’deki 61 milyon, Trabzon’da da 618 bin seçmenin üçte biri emekli, görmezden gelemezsiniz

Emekliye, siz daha işe yarayamazsınız diyemezsiniz.

İkincisi hükümetin ekonomik politikaları.

Mehmet Şimşek çıkıp ağır mağlubiyetin hesabını vermeli.

Tüm Türkiye Yeniden Refah Partisi’nin sert bir çıkış yapacağını ve İYİ Parti’nin yerini tutacağını tahmin ederken, sağır sultan duyarken AK Parti’nin YRP’yı yok sayıp adam yerine koymaması da facianın bir diğer sonucudur.

Yeniden Refah Partisi’ne giden oylar AK Parti’nin oylarıdır.

Gide gide oraya kadar gitti, AK Parti’yi kızgınlığını yine aynı mahallede kalarak gösterdi.

CHP’nin birinci parti çıkması bana göre Özgür Özel’in başarısı değildir.

Emeklinin öfkesi CHP’yi birinci parti yapmıştır ama bu tür stratejik hataları fırsata çevirenler oluyor işte.

Özgür Özel emeklinin maaşı en az 20 bin lira olmalı dedi sadece, bu da yetti ona.

Trabzon’a gelince.

Ahmet Metin Genç sözünü tuttu.

Büyükşehirler arasında Trabzon’u birinci yaptı.

Ortahisar’ın kaybedileceği her haliyle belliydi, CHP adayı Ahmet Kaya aslında bir hafta öncesinde seçimi kazanmıştı sadece resmileştirilmesi kalmıştı.

Arsin’de Sait Gürsoy tepkisi Yeniden Refah’ın işine yaradı ve orada da sürpriz yaşandı.

Ortahisar, Arsin ve Vakfıkebir dışında sürpriz olmadı.

Bundan sonra ne olacak.

Elbette AK Parti bu hezimeti kolay kolay içine sindiremeyecek.

Seçmeni yese karnı doymayacak

Ağır komadan çıkarken benzer hatalar yapmamalı.

Sakin ve sağduyulu davranıp düştüğü entübe durumdan çıkabilmeli.

Nasıl mı olacak.

Önce emekliye Temmuz’da hak ettiği zammı vermeli,

Teşkilatları yeniden gözden geçirmeli.

Ve mutlak suretle kabine değişikliğine gidilmeli.