Çok ilginç.
İstanbul’da Polis suçlu olduğunu bildiği bazı isimleri sadece izliyormuş.
Kaçmasın diye.
Gözaltına alıp yargıya teslim etmiyormuş.
İstanbul’da cezaevlerinde yatacak yer kalmamış.
Ergenekon davaları başladığında Sincan ve Silivri gibi büyük infaz kurumları yapılmıştı.
Cezaevleri içinde idi.
Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan yargılanan sanıklar cezaevlerini doldurmuştu.
Sonrasında Ergenenokcular çıktı, Fetöcüler girdi.
Sadece onlarla sınırlı değil.
Türkiye’nin kimyası değişti.
İnsanlar suç makinesine dönüşmüş.
İnanılmaz bir suç haritası oluştu.
Cinayetin her türlüsü var.
Çocuk katilleri, istismarcıları ne arıyorsan var.
Hırsızlık gasp almış başını gidiyor.
Uyuşturucudan da benzer şekilde.
Peki ne oldu bize?
Geçmişte ekmek ve kuru soğan vardı.
Şimdi ev var,
Araba var.
Televizyon var,
Cep telefonu var.
Balık menü, et menü her şey var.
Ne oldu?
İnsanlar neden hakkına razı değil.
Neden birbirinin ekmeğinde gözleri.
Tamam önceden olan olmaya verirdi.
Şimdi olan daha fazla olsun istiyor.
Komşusu da olsa bana ne diyor!
Türk milletinin bir merhamet damarı vardı.
O merhamet damarı da tıkanmış gibi gözüküyor.
Son çocuk cinayetleri.
Vicdan da kalmamış.
Türkiye ayakta.
Anlatılır yanı yok.
Acilen kendimize gelmemiz lazım.
Birçok önlem alınıyor ama sorun çözülemiyor.
Zira bataklık büyük..
Bataklık çok derin.
Temizlenemiyor.
Son dönemde toplumsal ve ahlaki yozlaşma terör kadar tehdit eder oldu.
Oturup ekran başına izleyin.
Bize ne oldu deniyor ya,
Ne olduğu belli. Bize rahatlık yaramadı.