Yolda yürürken birine mi çarptınız. Bir şeyi yanlış mı anladınız. Ya da biri konuşurken araya mı girdiniz. Pardon deyiveriyorsunuz!

Aslında ‘af edersin’ ya da ‘özür dilerim’ demek istiyorsunuz.

Fakat bunu Türkçe yerine yabancı bir kelime ile söylüyorsunuz.

Ağzınızdan çıkıveriyor!

Pardon ya!..

Fransızca bir kelime pardon.

18 ve 19. Yüzyılda Osmanlı’nın batılılaşma hikayesinin sonuçlarından biri.

Bugünün İngilizcesi yerine Fransızcayı düşünün!

Fransız kültürü, Fransız dili ve edebiyatının hakimiyetini düşünün!

O günlerden bugüne gelebilen nur topu ‘mersi’ ve ‘pardon’umuz  var.

Merci beaucoup( Mersi boku) ile çok teşekkür ederim demiş oluyoruz!

‘Pardonn mil pardone’ ile de üzgünüm binlerce kez üzgünüm!..

Belli bir kesim daha çok benimsemiş bu yabancı kelimeleri…

Onlar arasında daha yaygın kullanılmış.

Halkın bir kesimi ise dalga geçmiş!

‘Pardon çıkalı İstanbul’da ayılar çoğaldı’ demiş mesela…

‘Mersi tokadımın tersi’ de var!

Şimdi diyeceksiniz ki o kadar yabancı kelime var ki hepimiz kullanıyoruz.

Haklısınız!

Fakat özellikle ‘Pardon’ kelimesinin özel bir durumu var!

Ta engizisyon mahkemelerine uzanıyor!

O dönemin Fransa’sında engisizyon mahkemesinde yargılananlar papazın karşısına çıkarılıyor.

Günahlarının affedilmesi için  yalvarıyor!..

Pardonne,   yani  “Lütfen beni affedin!” diyor!

Kelime bir engizisyon terimi anlayacağınız.

Papazın affetme yetkisini anlatan…

***

Ez cümle.

Kendi adıma pişmanım!

Zamanında öğrenmiş olsaydım bu hikayeyi onca pardonu kullanmazdım!

Özür diliyorum!

Afedersin demeyip kullandığım tüm pardonlar için  ‘Güzel Türkçe’mizden’ özür diliyorum!