Tüm eleştirilere rağmen ki buna ben de dahilim; Ersun Yanal haklı.
Geldiğinde yarım yamalak bir takım ve iddiası olmayan bir takım bulmuştu. Sadi hocadan, Hami hocadan kalan esintiler.
Bu kadroya en ekstra katılımları bu yıl yapabildi.
Ersun hoca her gelişinde; Trabzon’un bir cevher olduğunu, büyük bir potansiyel olduğunu ve zamana endeksli bir başarının olabileceğini ve hiçbir şekilde elinde sihirli değnek olmadığını söyledi.
Ve her gelişi, gidişi Trabzonspor ile ilgili mutlak ve mutlak sorun olmuş biri.
Elbette ki konu hep; para oldu.
Öyle ya da böyle yaşanmış bitmiş.
Şunu da dip not olarak vereyim ve Ersun Yanal bahsinin geliş-gidiş konusunu burada kapatalım:
Son anlaşmayı yapmadan bir hafta önce de kulüpten icra yolu ile parasını almayı hükmetmiş biri.
Aldı almadı orasında değilim.
Her defasında bu tarz sorunlar ve bilinen futbol yöntemi olmasına karşılık ısrarla adamı tekrar getirirsen; diyeceği bundan öte bir şey olmaz.
Dahası her defasında da menajerlerle olan hukuku masaya yatırılmış, abuk subuk aslı astarı var yok birçok futbolcu ile de parasal konularda dedikodusu yapılan biri...
Bunun henüz kanıtlanmış bir belgesi yok.
Peki o zaman bunu niye basın duyar, nasıl duyar ve niye bu işte ehil insanlar sağda solda böyle konuşur.
Ersun Yanal ile alıp veremedikleri ne?
Sorun nedir?
Bunu bulup çözmek lazım.
Ben Tv ekranlarından iki şeye şahit olmuştum.
1- Mithat Halis ile dönemin Başkanı İHO ve sözde aldığımız, bugün Beşiktaş’ta oynayan Tolgay Arslan’ın transferi..
2- Erkan Zengin’in transferinde hemen hemen aynı görüntü.
Kişisel fikrim o dur ki; ben teknik adam olsam bu tarz durumlara düşmem. Menajer ile poz vermem. Oğlum da bu işi yapsa; vermem.
O zaman konuşulanları engelleyemezsiniz. Malzeme verirseniz kimi yüzeysel geçer, kimi içine senaryo koyar geçirir.
Neyse biz gelelim şu anda ki pozisyona...
Tüm bu gelinen süreçte; Ersun Yanal’ın yaptığı açıklamalar doğrultusunda; Trabzonspor’un keyif veren bir takım olduğuna ben de katılıyorum.
Alanya maçının bir futbol kazası olduğuna ben de inanıyorum.
Bı kazalar olurken; (Fener, Başakşehir, Göztepe ve Alanya) Ersun hocanın yüzde yüz hatalarından bahsedebiliriz.
En basiti kardeşim Burak Yılmaz’ı görüyorsun sakat. E sakla adamı. Şimdi Beşiktaş maçı var büyük oranda oynanayacak.
Tüm bunlar bir planlama hatası.
Ersun Yanal formda değil, formsuz ve çok hata yapıyor. Umarız düzelir.
İyi şeylerden bahsedelim...
Trabzonspor Sosa, Burak , Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir ile geçen yıldan bu yıla; dördüncü vites kategorisinde hız aldığını düşünüyorum..
Futbol böyle bir oyundur.
Burak Yılmaz’ın dediği gibi; “bazen basiretiniz bağlanır”.
Gerek Burak, gerek Sosa ve gerekse Onur’un açıklamaları doğrultusunda ısrarla ben de Trabzonspor’u iyi günlerin beklediğine inanıyorum.
Çünkü bunu görebiliyorum. Futbolu bilirim. Bu konuda mütevazilik yapmam. Bir çok analiz ve konuşma becerisinden yoksun lakin; Ulusalda yazıp çizenler beni dinleyip ya da okuyup özet çıkarmalıdırlar.
Onlar oralara birilerinin adamı sayesinde geldiler. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz. Buna şüphe yok.
Fakat....
Benim selvi ağacı misali yazı ve çenem beni burda tuttu. Çok önemli değil.
Feyz almaları da gururdur.
Trabzonspor çok iyi yolda. Ki Muharrem Usta yönetimi ve ekibi olmamasına rağmen, yani bir yönetim olmamasına rağmen, iyi yolda.
İki kişi var.
Başkan ve Gençağa Meriç.
Diğerleri demoralize edilmiş figürler.
Bazen, böyle bölük pörçük olunca; sizi takım başarısı birleştirir. Trabzonspor’un bunu başaracağına inanıyorum.
Ersun Yanal yeter ki konsantre olsun.
Gerisi gelecektir.