Yerel seçimler sonrası Trabzon’da artık gözler hem Büyükşehir de hem de Ortahisar belediyesinde.
Beklentiler ortada.
Kaybedecek zaman da yok.
Verilen sözlerin mutlak suretle yerine getirilmesi gerek.
Trabzon’a bugüne ne kadar ne yapıldı  ne yapılmadı noktasında değilim.
Karşıya da karşı mantığı ile olaylara bakmam.
Yapılan çok güzel hizmetler, projeler ve yatırımlar var.
Yapılmayan yada yapılamayanları elbet de enine-boyuna tartışmak gerek.
Trabzon yerel seçimlerde son iki dönemi artısı ve eksisi le iyice sorgulamalı.
Trabzon halkının da bunu bile hakkı var.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu bu noktada çok titiz bir çalışma içinde..
İlerleyen zamanlarda gerekeni yapacağını inanıyorum.
Nasıl bir belediye devir aldı, ortada ne kadar borç-harç var, neler yapıldı-neler yapılamadı, geleceğe yönelik te neler yapılacak öncelik nelere verilecek?
Bu işler ekip çalışması..
Ekip sağlam durdukça, çalışanlar işine sahip çıktıkça, başkanın önüne duygusal değil mantıklı şeyler koyuldukça her sorun çözülür.
Murat başkanın yapacağı tek şey fitne-fesat ve hasetçilerden uzak durması!

TANITIM GÜNLERİ SON BULMALI!

Geçen hafta  Ankara’da “Trabzon Tanıtım Günleri “ etkinliği düzenledi.
Gayet coşkulu ve katılımın yüksek olduğu bir organizasyon oldu.
Emeği geçen katkı sunan herkese teşekkür ediyoruz.
Fakat artık  bu işlere bir son verme zamanı geldi.
Çünkü artık sapla-saman karışmaya başladı.
Ortada iyi niyet var ama uygulama da sıkıntı büyük
Trabzon’un tarihi-kültürü-örf ve adetleri mutlak suretle yerinde tanıtılmalı.
Yaşayarak ve yaşatarak.
Ekmek-köfte-yağ-peynir satışı ile Trabzon’u tanıtamayız
Bu tür organizasyonlarda kazananlar belli.
Daha akılcı daha mantıklı daha güzel projeler için kafa yormak zorundayız.
Turizmde beklentilere cevap verecek bir anlayışı geliştirmeliyiz

Ülke genelinde sadece Ankara’da değil İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde  bütün hemşeri  tanıtım günlerine nokta koyulmalı.

Eğer Trabzon’u tanıtacaksak.
İnsanları bu şehre getirmenin yolunu bulmak zorundayız..
Dostlar alışverişte görsün biz-bize tanıtım anlayışı ile kazancımız olmaz.
Yazık günah.
Dünyanın masrafı, boşa giden zaman, harcanan enerji..

UÇAKTA ÖNDE OTURMAK!

Geçen hafta yazdım bir kez daha yazayım.
Değerli okurlarım..
Üç-günlük dünyada hepimiz misafiriz.
Geldik ve gideceğiz.
Ötesi yok.
Ya insan gibi yaşayıp insanca öleceğiz yada arkamızdan sövdüreceğiz.
Ne yazık ki çoğu zaman insan olmanın ne kadar erdemli olduğunu unutuyoruz.
Günlük yaşamın getirdiği şartlar ile yozlaşma ve yobazlaşma bizi çileden çıkartıyor.
Anlık menfaatler uğruna inanılmaz değişiyoruz.
Başta kendimizi sonra etrafımızdakilerini kandırıyoruz.
Ya arkadaş bu nasıl anlayış..
İnsan nerden geldiğini unutmamalı..
Uçağın önünde oturmak ile, makam-şan-unvan sahibi olmakla olmuyor..
Şahsiyet lazım, karakter lazım, vicdanlı ve merhametli olmak lazım.
Öyle “danışmanım”, ”başkanım” “vekilim” demekle olmuyor..

İNSANIN SAHTESİ!

Ak Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun çay simit hesabı üzerine inanın yazacak bir şey de bulamıyorum.
Nasıl oluyor da bu parti içinde böylesi insanlar sorumluluk alıyor.
Bir tarafta gecesini-gündüzüne katarak yüreğini ortaya koyanlar diğer tarafta kendi halkı ile alay edecek kadar zavallı olanlar.
Yazık çok yazık.
AK Parti mutlak suretle çok ciddi özeleştiri sürecinden geçmeli.
Mesele sadece Emin Akbaşoğlu meselesi değil.
Sadece kendi çıkarlarını düşünen, insanlara tepeden bakan, koltuğa güç katmak yerine koltuktan güç alanların sayısı artmaya devam ediyor.
AK Parti teşkilatları kazanmaya değil kaybetmeye oynar hala geldi..
Ötekileştirme, yok sayma, fitne-fesat hesapları yapılmaya başlandı.
Bu gidişat çok sıkıntılı bir süreci getirir beraberinde.
AK Parti teşkilatları liyakatlı-erdemli-dürüst ve çalışkan olmayı elden bırakmamalı..
Kendi içindeki -ihanetçileri tek-tek temizlemeli..

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir sözünü unutmamak gerek..
“Türkiye ne çektiyse sahte Atatürkçülerden, sahte milliyetçilerden, sahte Cumhuriyetçilerden, sahte İslamcılardan, sahte demokratlardan ve yalancı siyasetçilerden çekti”

İnsanın sahtesi gerçekten çok başka oluyor..