Siyaset yorucudur.
O yolda koşturan yorulduğunu da anlamaz,
Kabul de etmez.
Bir kişinin sorununu çözse büyük keyif alır.
Ankara ziyaretleri siyasetçi için ilaçtır.
Genel Merkez yönetimlerinde olunca kendini  
ömür törpüsüne daha da kaptırırsın.
Yavuz Karan’da böyle bir siyasetçi idi.
Cenazede, düğünde, kongrelerde, dost sohbetlerinde her
yerde oldu.
Gençlik kollarında başladığı siyasette,
İl Başkanlığı yaptı, milletvekili adayı oldu
Sıkı bir siyasetçi idi.
Milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi.
Trabzon’da son il seçiminde tek başına Güzide Uzun’un yanında durdu.
Seçimi de Uzun kazandı.
Küllerinden doğdu.
Güzide Uzun Kılıçdaroğlu’na bizzat ismini verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevdiği isimdi.
O da vefasını gösterdi, Parti Meclisine aldı.
Parti Meclisine girmeden önce ‘PM’ye hazırlanıyor’ diye yazmıştım.
Ama girebileceğini düşünmemiştim.
Ve anahtar listede yer aldı.
Birkaç ay öncesinde ağır bir hastalık geçirdiğinde.
Adnan Taç ile İmperial’de kendisini ziyarete gittim.
Eşi, ‘Artık sakin olacaksın’ dedi.
Çünkü 3 kilogram kan verilmişti.
Ayağa kalktı,
Yine koşturma başladı.
Parti meclisine girdikten sonra da tüm Karadeniz’in sorumluluğunu aldı.
Can dostu Adil Sarıalioğlu söyledi Amasya’dan başlamış.
Dün acı haber gelince AK Partilisi, CHP’lisi hepsi Tıp’ta  idi.
 Ağırlıklı da Akçaabat koştu Hastane önüne.
Akçaabat için bir simge idi.
Yavuz Karan nereye gelirse gelsin onu hep Akçaabat halk eğitim salonunda oynadığı tiyatro rolü ile hatırladım.
1990 yılı idi.
Yani 23 yaşında.
Çok kişiye söylemiştir,
Aslan Güner anlattı:
Kurultay’dan sonra
‘Yoruldum ama bu sefer oldu’ demiş.
Kalbini baktırmış stent demişler.
Ha bugün ha yarın taktırırım diyerek ötelemiş.
‘Olmadı Yavuz Karan’ diyeceğim ama kim baktırıyor ki!
Türk insanı ölümden korkmuyor,
Ama doktordan korkuyor!
Allah rahmet etsin Karaoğlan.