Özel bir televizyon İstanbul’da üç ilçede vatandaşlarımıza “ Peygamberimizin anne ve babasının ismini” sordu. Buraya kadar her şey normal. Normal olmayan verilen cevaplar. Yüzde yetmiş kadar vatandaşımız ya isimlerini bilmiyor yada yanlış biliyor.

İlk emri “ oku “ olan bir dinin üyeleri böylemi olmalı. Okumayan bir millet olduk çıktık. Daha çok magazin kültürü ile yetişen bir milletten daha ne beklenir ki.

Televizyonla yatıp televizyonla kalkan ve seyrettiği programlar her daim magazin ve dizi olan bir millet daha başka ne bilecek ki.

Seyrettiği dizilerde her daim ahlaksızlık ve inançsızlık pompalanan , her daim aşırı zenginlik mesajı verilen bu dizi ve programlar insanımızın hem ahlaksız hem inançsız hem de cahil bırakmaktadır.

Okumayan düşünmeyen bir milletten daha ne beklenir ki.

Bu ülkede bu dizilerin tahrifatı o boyutlardadır ki gayri meşru çocukların sayısı azımsanmayacak kadar fazladır.

Tek çare sistemi İslam nizamına döndürmemiz kaçınılmaz bir gerekliliktir. İslam nizamının haricinde her yol çıkmaz sokaktır.

Bakınız dedelerimiz ninelerimiz Osmanlılar zamanında İslam nizamı sayesinde dünyaya nizam veriyorduk. O dönemlerde insanımız okumuşundan okumayana kadar herkes bilge insandı. Bir örnek vereyim ne demek istediğim daha güzel anlaşılacaktır. Bir beldeye yüz delille Allah’ın varlığını anlatan bir alim gelir. Herkes onu dinlemek için yanına koşmaya başlamış. Yaşlı bir ninemize de bu alimden bahsederek onunda faydalanmasını sağlamak amacıyla onu da çağırmışlar. Yaşlı kadın benim şüphem yokki alimi dinleyeyim demiş. Görüyorsunuz değil mi okumuşuda alim okumayanıda alim. O dönemlerde herkes kendi çapında alimdi.

Günümüzde insanımız bir tuhaf. Ülkemin yüzde doksanı Müslüman diyorlar ama bu tez biraz tartışmaya açık gibidir. Bu ülkede benim anladığım halkımızın yüzde beşi Müslüman. Diğerleri ne idüğü belli olmayan bir inanca sahip. Bunu eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. D. Ali Bardakoğlu’da ifade etmektedir.

Osmanlılar zamanında her ilde bir iki milyon kitaba sahip kütüphaneler varken bugün illerimizde en fazla yüz yüz elli binlik kitaba sahip oda okunmayan kütüphanelere sahibiz.

Yapacağımız ilk iş okumuşundan okumamışına yaşlıdan gencine kitap okuma saatleri koyarak kitap okumalıyız. Burada sadece biz erkekler değil kadınlarımızda kitap okuma saatleri koyup kitap okumalı ve önceleri İslami eserleri daha sonraları ise dünya klasikleri okunmalıdır.

Bakınız şunuda unutmayalım ki kitaptan başka beyni geliştiren başka bir materyal da olmadığını bilmenizi isterim.

Okuyalım akletmeye çalışalım. Biraz ahireti aklımıza getirelim. Yoksa tarih sahnesinden düşüp kaybolacağız diye korkuyorum.

Tarih sahnesinden ayaklarımızın kaymaması için İslam nizamına ve her şeyden önemlisi sevgi medeniyetini kurmamız elzemdir.

Sevgi medeniyetimiz sevgi akıl ve bilim saçayakları üzerinde yükselmelidir.

Daha düşmemek temennisiyle...